Millî Eğitim Bakanlığı’nın Yeni Müfredat Değişikliklerine Tepkiler Sürüyor

Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), geçtiğimiz yıllar içinde defalarca değiştirilen eğitim müfredatında bir kez daha kapsamlı değişiklikler yapmış ve taslak programları yayınlamasının ardından eğitim bilim alanlarından tepkiler gelmeye devam ediyor. Bu bağlamda Zonguldak’ta KESK’e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri (Eğitim-Sen) Zonguldak Şube Yönetim Kurulu, Madenci Anıtı’nda bir basın açıklaması yaptı.

Geniş Katılımlı Basın Açıklaması

Açıklamaya Zonguldak Demokrasi Platformu bileşenleri, CHP, TİP, EMEP, Sol Parti ve Devrimci Demokrat çevreler de destek verdi. Açıklamayı Eğitim-Sen Şube Başkanı Murat Durmuş gerçekleştirdi. Basın açıklamasında şu görüşler yer aldı:

Müfredat Değişiklikleri ve Hazırlık Süreci

Millî Eğitim Bakanlığı, geçtiğimiz yıllar içinde defalarca değiştirilen eğitim müfredatında bir kez daha kapsamlı değişiklikler yapmış ve taslak programları yayınlamıştır. 2024/2025 eğitim-öğretim yılından itibaren okul öncesi, 1., 5. ve 9. sınıflarda uygulanmaya başlanacak olan müfredat gibi önemli bir konuda yapılan hazırlıkların, eğitim alanında örgütlü sendikalar ve kamuoyundan uzak bir şekilde gerçekleştirilmiştir. Müfredat hazırlıklarının kimler tarafından yapıldığı, nasıl geliştirildiği, hangi derneklerin, vakıfların bu komisyonlarda görev aldığı, programı geliştiren bireylerin yetkinlikleri ve uzmanlık alanlarının ne olduğu kamuoyu ile açık olarak paylaşılmamıştır. Müfredat değişiklik sürecinin kamuoyuna açık ve şeffaf şekilde yürütülmemiş olması, yeni müfredata yönelik tepkilerin haklılığını ortaya koymaktadır.

Şeffaflık Eksikliği ve Hızlı Onay Süreci

Normal koşullarda müfredat değişikliklerinin içeriğinin ne olacağı, nasıl bir değişiklik önerildiğinin bütün yönleriyle, bilim insanları, eğitim bilimciler ve eğitim sendikalarının görüşleri alınarak, çeşitli yönleriyle tartışılarak belirlenmesi gerekir. Ancak MEB, ülkenin bugünü ve geleceğini yakından ilgilendiren böylesine önemli bir konuda ‘yangından mal kaçırır gibi’ hareket etmiştir. Hazırlıklarının on yıl sürdüğü açıklanan müfredat değişiklikleri için sadece bir hafta değerlendirme süresi belirlenmiş, eleştiri ve öneriler dikkate alınmadan değişiklikler onaylanmıştır.

Eğitim Sistemindeki Dinselleşme ve Kuşatma

MEB’in ÇEDES ve benzeri projeler üzerinden eğitim sistemi içinde faaliyet alanı açtığı Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yanı sıra, iktidarla iç içe olan dini vakıf ve cemaatler tarafından okullar, yurtlar, kurslar gibi kurumlar tıpkı bir örümcek ağı gibi çepeçevre kuşatılmış durumdadır. Yeni müfredat değişiklikleri, eğitim kurumları başta olmak üzere, eğitim sisteminde yaşanan dinselleşme kuşatmasının en son ve en tehlikeli aşamasını oluşturmaktadır. MEB’in müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler’ merkeze alınmıştır.

İdeolojik Hedefler ve Eğitimde Sadeleştirme

MEB’in öncelikli hedefi, eğitimin bilimsel esaslara dayanmasından çok, iktidarın siyasal ideolojisinin eğitim müfredatı ve ders kitapları üzerinden açık ve gizli olarak öğrencilere aktarılmasıdır. Müfredat taslağı başlığının “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak belirlenmiş olması bu nedenle tesadüf değildir. MEB’in müfredat değişiklikleri ile asıl hedefi, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen itaatkâr nesiller yetiştirmektir. Bunun için öğretim programlarında bilimsel eğitim ile ilgili olan pek çok nokta özenle ‘sadeleştirme’ ya da ‘ayıklamaya’ tabi tutulmuş, tek adam rejiminin siyasal ve ideolojik hedefleri eğitim müfredatına yerleştirilmiştir. Eğitim müfredatında yapıldığı söylenen ‘sadeleştirme’ ile doğrudan bilim, tarih, felsefe ve sanat dersleri hedef alınmıştır. Bazı derslerde ünite ve kazanım sayıları azaltılmış, 12 Eylül darbecilerinin ‘tek ırk, tek din, tek mezhep’ anlayışı üzerinden ‘Türk-İslam sentezi’ yaklaşımını merkeze alan değişiklikler yapılmıştır.

Bilimsel ve Laik Eğitimin Önemi

Bireycilikle, milliyetçilikle, dini-milli değerler ve rekabet ile yoğrulmuş, bilimsel, sanatsal, estetik yönden zayıf, büyük ölçüde dini kural ve referanslara dayanan bir dilin kullanıldığı bir eğitim müfredatının çocuklarımıza/öğrencilerimize verebileceği hiçbir şey yoktur. Eğitim müfredatı, öğrencilere yaşamı bir bütün olarak kavramayı hedefleyen, çocuk ve gençlerin çok yönlü gelişimlerine hizmet edecek, laik ve bilimsel bir içerikte olmalıdır.

Eğitim Sen ve Demokrasi Platformunun Tutumu

Kendi çocuklarını Amerika’da ve Avrupa’da en iyi koşullarda okutmak isteyenler, bize ortaçağ eğitimini dayatamazlar. Bugün resmi olarak kabul edilse bile gerçekte bu müfredat uygulanamaz ve kabul edilemez. Özelinde Eğitim Sen başta olmak üzere bu kentin demokrasi platformu bileşenleri adı altında bir araya gelen bizler, bu eğitim müfredatı olmaktan çok uzak olan ve tek adam rejiminin yaratmaya çalıştığı dini esaslara dayalı toplum modelini temel alan, laiklik ve bilim karşıtı yeni müfredatı reddediyoruz. Eğitim ve bilim emekçileri başta olmak üzere, öğrencilerimiz, velilerimiz ve tüm kamuoyu ile birlikte bilime ve laik eğitime açıkça meydan okumak anlamına gelen müfredat değişikliklerine karşı birlikte mücadelemizi sürdüreceğiz.