Yasak savma kutlamalarıyla nereye kadar?

“1Mayıs, Birlik, Mücadele ve Dayanışma günü” dünyanın farklı coğrafyalarında ve Türkiye’nin farklı bölgelerinde sınıf dayanışmasıyla kaybedilen hakların geri alınması ve yeni hakların kazanılması amaçlı olarak kutlandı.

Bu yılki kutlamalar geçen yıllarda AKP iktidarının işçi sınıfı ve halka karşı uyguladığı baskı ve şiddete karşı daha sakin ve kitleseldi. Ancak, sınıf bir o kadar kendi içinde sendikal birlikten uzak, dağınık ve dayanışmasızdı. Kitlesellik yeni bir nitelik, yeni bir heyecan istiyor, işçi sınıfı, kendini birbirinden uzak tutanlara iyi gözle bakmadığını ortaya koyuyordu.

“Yanlış, yanlışı doğurur” sözü herkesin kulağındadır. Ancak yanlıştan vazgeçmek de o kadar kolay değildir. Doğruya ulaşmak, önce özeleştiri, ardından doğruda “inat etmek” ister.

Son birkaç yıldır, aynı güne sığdırılamıyormuş gibi 1Mayıs77de şehit edilen yoldaşlarımızın DİSK, KESK, TMMOB, TTB yöneticileri tarafından iki gün önceden ellerde karanfillerle anma yapılması ile DİSK’İN içinden, daha mücadeleci ve Taksim’i hedefleyen üç sendikanın farklı alanlarda 1Mayıs kutlamaları, heyecanı düşürdü, sınıfın mücadeleci ruhunun dağılmasına, işi yasak savmaya vardırdı. Burada suç yalnızca sendika yöneticilerinde, sınıfın kendi içinden kendi doğal liderini çıkaramaması değil, aynı zamanda sınıf ve kitle partilerinin sınıfa bilinç taşıyamamasındadır.

“Her ağacın kurdu kendi içindendir.” Bizim sınıfın kurdu da kendi içinden. Bölünmek, parçalanmak değiştirilemez bir kader gibi gösterilse de elbette böyle değil. İşin kolaycılığına kaçıp kapitalizmi, emperyalizmi suçlayarak bir yere varma şansımız yok. Yapılacak tek şey, işçi sınıfının kendi içinde oturup birbirinin çayını içip dostluklarını geliştirmesi ve sorunlarını ortaklaştırmaktır. Sonra da yumurta küfesi gibi sırtında taşıdığı sendikacıları atıp rahat nefes almaktır. Sınıf bilinciyle donatılmış, mücadeleci, birbirinin çayını içen, dayanışmacı, sendika kapılarını sonuna kadar açık tutan yeni tip sendika temsilcilerini kendi içinden çıkarmaktır.

Bu yıl, 1Mayıs farklı alanlarda kutlansa da ülkenin dört bir yanı 1Mayıs ile tanışmış oldu. Türk İş ile KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin Ankara’da farklı alanlarda kutlamalarını, hele Hak İş’in Erzurum’da Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı mikrofona davet etmeleri işçi sınıfı tarafından bakalım nasıl karşılanacak? Aslında HAK İŞ ile MEMUR’İN 1Mayıs’ı birlikte Bayburt’ta kutlamaları daha isabetli olurdu. Madem herkes bölük pörçük diyen T Kamu Sen soluğu Eskişehir’de almış. Şimdi de dosta düşmana karşı birlik mesajları…

Bu yıl, 2017 1Mayıs’ına damgasını vuran, Taksim’i 1Mayıs alanı olarak kabul etmiş, bundan vazgeçmeyeceğini ilke edinmiş, karşılarında polis copunu, gazını ve gözaltına alınacağını bilerek gidenler oldu. Beşiktaş’ta toplanan bir grup CHP’li gençle Halkın Kurtuluş Partili (HKP) Gençler oldu. 60 kişilik HKP’li bir grup gözaltına alınırken Türkiye’nin 1Mayıs gündemini bu gençler belirledi. HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut da yaptığı konuşmada “Gençleri kutlayarak Taksim’in işçi sınıfının namusu olduğunu, Taksim’in AKP iktidarının işgalinden mutlaka kurtarılacağını, 40. yılında şehitlerimizin bayrağını yere düşürmediklerini söyledi. İşçi sınıfının önünde duran ikinci sorunun ABD-AB emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin Ortadoğu’da yarattıkları kan gölünü durdurmak olduğunu belirtti.

Dünyanın farklı ülkelerinde işçi sınıfları farklı kazanımlar elde ederek 1Mayıs’ı kutladılar. Küba, Fidel Kastro’nun yokluğunu yaşarken, Venezuelalı işçiler %60 zam alarak, Fransa iktidar kavgalarının gölgesinde kutluyor.

Günden güne daralan ve giderek de daraltılacağı gözüken demokratik hakların yeniden kazanılması için sınıfın gündemi yoğun geçecek. Bunu herkes biliyor. Asgari ücretin durumu, TİS görüşmelerinin ertelenmesi, işsizlik, pahalılık, sokaktaki şiddet, örgütlenmelerin önünün kesilmesi, çalışma koşullarının ilkelleştirilmesi, işyerlerinde mobing uygulaması, fazla mesai adı altında işçilerin 12 saatten bile fazla çalıştırılmaları gibi çok sayıda sorun, 1Mayıslarda üzerinde durulması gereken acil temel meseleler artık savsaklanamayacak durumdadır.