Bu nedenle Başta TMMOB  olmak üzere birçok toplumsal kesimler, “SOMA’YI UNUTMAYACAĞIZ, UNUTULMASINA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ” diye haykırıyorlar.

TMMOB, GMİS ve KESK ortak katliamın yıl dönümünde ortak vurgu yaptı.

 

13 Mayıs 2014’te Soma Maden İş Kolunda yaşanan iş cinayetin yıldönümünde TMMOB Zonguldak İl Koordinasyon Kurulu yazılı basın açıklaması yaptı.

TMMOB, “Hiç kuşku yoktur ki Soma katliamında sorumluluk sadece, yapılan tüm uyarılara karşı üretimi artırmak için tüm normları hiçe sayan şirketin değildir. Soma Kömür İşletmeleri A.Ş., TKİ, MİGEM, ETKB, ÇSGB ve Hükümet yaşanan tüm maden facialarında olduğu gibi  sorumludurlar ve hesap vermelidirler.”dedi

Açıklamada özetle şu ifadelere yer verildi;

“13 Mayıs 2014’te aralarında 5 meslektaşımızın da bulunduğu 301 maden emekçisi, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Eynez Kömür Ocağında meydana gelen facia sonucu hayatını kaybetti.  Ülkemizin yaşadığı en büyük iş cinayetinin üzerinden üç yıl geçti.Hayatını kaybeden maden emekçilerini büyük bir saygıyla anıyor ve yaşanan büyük acıyı unutmayacağımızı, unutturmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz.İş cinayetlerini kader ve fıtrat olarak değerlendiren anlayış son bulmadan, bu ve benzeri, adeta geliyorum diyen faciaları engellemek mümkün değildir. Soma’da yaşanan kaza değil cinayettir. 301 maden emekçisinin ölümü kader değil katliamdır. Bu katliamın gerçek sorumluları ise hala kamuoyu önünde hesap vermemiştir.

“15 Temmuz sonrasında ortaya atılan “Sabotaj” iddiaları ise insan aklı ile açıkça alay etmektedir.  Dava sürecinin bulanıklaştırılması için yapılan girişimler, gerçek faillerden hesap sorulmasının önüne geçmek ve katliamın esas sorumlarının bulunmasını engellemektir.”

“TMMOB olarak, hazırladığımız bilimsel, teknik araştırma ve raporlar ile gerçeğin objektif bir biçimde açığa çıkarılması için üzerimize düşeni yapmaya çalıştık.

“Türkiye’de özellikle AKP iktidarı döneminde uygulanan politikalarla üretim; teknik bilgi ve alt yapı olarak  yetersiz, deneyimi ve deneyimli uzmanı bulunmayan kişi ve şirketlere bırakılmıştır. Kamusal denetimin de yeterli ve etkin bir biçimde yapılamaması iş cinayetlerinin Soma’da olduğu gibi katliama dönüşmesine neden olmuştur.”

“Bu facia, hem “madencilik” hem de “işçi sağlığı ve güvenliği” alanında son 15 yıldır ağırlaştırılmış birbiçimde sürdürülen “özelleştirme”, “piyasalaştırma” ve “taşeronlaştırma” politikalarının bir sonucudur.”

Bugün 13 Mayıs 2017, Türkiye’nin yaşadığı en büyük iş cinayetinin yıl dönümü.

Ülkemizde madenlerde emekçiler, her geçen gün daha çok iş cinayetine kurban gidiyor. Soma’dan bugüne değişen bir şey yok, bizlerin de öfkesi ve acısı çok taze. Çünkü esas sorumlular hesap vermekten kaçmaktadırlar.

Sorumlular hesap vermeden; babalarını, eşlerini, kardeşlerini, evlatlarını kaybedenlerin yüreğini soğutacak somut adımlar atılmadan bizlerin de öfkesi dinmeyecek, yüreği soğumayacak.

Ocaklarda, galerilerde bir avuç kömür için bir ömür verenleri, başta Soma olmak üzere kaybettiğimiz tüm madencileri ve hayatlarını iş cinayetlerinde kaybeden tüm emekçileri büyük bir saygıyla anıyoruz.”

 

GMİS Yönetim Kurulu; “Soma Faciası’nı da bir iş cinayeti olarak tanımladık.

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Yönetim Kurulu, 13 Mayıs 2014 tarihinde Manisa’nın Soma ilçesinde meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden 301 maden şehidini saygı ve rahmetle anarak, tarihe üretim zorlaması kazası olarak geçen Soma Faciası’nın unutulmayacağını belirtti.

GMİS’ten Soma Faciası’nın yıldönümü nedeniyle yapılan açıklama şöyle;

“Genel Maden İşçileri Sendikası olarak kömür madenciliğinde özellikle yeraltı işletmeciliğinde kamunun varlığının küçültülerek taşeron şirketlere iş verilmesinin yanlışlığına, literatürde görülmemiş kazalara sebebiyet vereceğine dikkat çektik, uyarılarda bulunduk.Yeraltı madenciliğinin uzmanlık gerektirdiğini, eğitim ve tecrübenin çok önemli olduğunu, her şirketin madencilik yapamayacağını ısrarla vurguladık.Her şeye rağmen özellikle Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon ve Kozlu Müesseselerinde taşeron şirketin çalıştığı alanlarda yaşanan kazalar sonrasında her türlü eylem ve etkinlikle uyarılarımızı sürdürdük. Daha sonrasında meydana gelen Soma Faciası’nı da bir iş cinayeti olarak tanımladık.

Soma Faciası sonrasında madencilik sektörümüzde yasal düzenlemeler yapılarak hem iş sağlığı ve güvenliği önlemleri arttırıldı hem de şehit madencilerin yakınlarına ve çalışmakta olan madencilere yeni sosyal haklar sağlandı.Soma Maden Şehitlerimizin ailelerine sağlanan hakların Zonguldak Havzası Maden Şehitlerinin ailelerine de sağlanması konusundaki taleplerimizi ve mücadelemizi sürdürüyoruz.

Biz bugün maden çalışanları olarak yeraltında çalışan arkadaşlarımız için en düşük ücretin iki asgari ücret olarak belirlenmesini ve çalışma süresinin 37.5 saate indirilerek hafta tatilinin 2 güne çıkartılmasını memnuniyetle karşıladık. Ancak bu kazanımların bedelinin Soma’daki arkadaşlarımızın hayatı olduğunu bilmek her zaman bizi büyük bir sorumluluk altında bırakmaktadır.Tüm maden şehitlerimizi bir kez daha saygı ve rahmetle anıyoruz.”

 

KESK Zonguldak Şubeler Platformu; “Unutmayacağız,  Unutturmayacağız, Affetmeyeceğiz!

KESK Zonguldak Şubeler Platformu’da Soma Katliamı ile ilgili yazılı basın açıklaması yaptı.KESK, “İş cinayetlerinin son bulması, ancak ve ancak işçilerin, emekçilerin ve tüm halkımızın kendilerini ilgilendiren tüm konularda söz, yetki ve karar hakkının olduğu eşit, özgür ve demokratik bir Türkiye ile mümkündür.”diye ifade etti.

 

Açıklamada şu ifadelere yer verildi, “İş cinayetlerinin önlenebilir olduğunu, iş cinayetlerinin kaza, kader ya da fıtrat olmadığını, ölüm, sakatlanma ve meslek hastalıklarına yakalanmanın çalışma koşullarından kaynaklandığını ve bu kölelik koşullarının ortadan kaldırılmasının zor olmadığını ifade ediyor, gerçek adaletin yerine getirilmesi için alanlarda SOMA katliamını anıyor, unutmayacağız, unutturmayacağız, affetmeyeceğiz diyoruz!

13 Nisan 2015 tarihinde ancak başlayabilen SOMA davasında ise katliamın gerçek sorumlularının kamuoyu önünde hesap vermediği yargılama süreci hala devam etmekte, buna karşın OHAL/KHK düzenindeki “Yeni Türkiye”de ise iş cinayetleri değil, insanca yaşam koşulları sıfırlanmaktadır.

Soma gibi bir facia yaşandıktan sonra dahi her ay onlarca emekçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirmeye devam etmektedir. Ülkemiz, iş cinayetlerinde, işçi ölümlerinde Avrupa’da birinci, dünyada üçüncü sırada yer almaktadır. Bu tablo AKP’nin iktidarıyla daha da vahim bir hal almıştır. AKP iktidarları döneminde iş cinayetlerinde hayatını kaybeden işçilerin sayısı 6 kat artmış, 2002’den bu yana yapılan özelleştirme ve taşeronlaştırma ile iş cinayetlerinde son 15 yılda 20 bin işçi hayatını kaybetmiştir.

OHAL ve KHK yasalarıyla insanca yaşam koşullarının giderek sıfırlandığı, binlerce emekçinin haksız-hukuksuz yere işten atıldığı ülkemizde çalışma hayatının yeniden düzenlenmesi, çalışma şartlarının iyileştirilmesi, hukukun ve adaletin sağlanması, işçi ölümlerinin durdurulması için mücadele etmeyi temel görevi sayan Konfederasyonumuz böylesi katliamların yaşanmaması için “Kader”, “fıtrat” diyerek sorumluluklarını unutturmaya çalışanlara inat unutmayacak, güvenceli iş, insanca yaşam ve çalışma hakkımız için mücadeleyi her alanda büyütecektir.

Yüzyılın en büyük iş faciasını, 301 canımızı unutturmamak için yüreği insandan yana atan herkesi, tüm emek dostlarını ve halkımızı bu mücadelemizde birlikte olmaya davet ediyoruz.

Yüreğimiz Soma’da! Öfkemiz Sokakta! Kaza Değil, Kader Değil, Fıtrat Değil, Katliam!

Unutmayacağız, Unutturmayacağız, Affetmeyeceğiz!

 


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.