Korku, insani bir duygudur. Korku, insanı fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü korumak için tedbir almaya zorlar. Devletin örgütlü gücü karşısında kendini korumaya almak üzere bir araya gelmek, örgütlenmek ister. Devletle ihtilafında savunmasız ve korumasızdır. Devletin yasası, savcısı, polisi, hâkimi, cezaevi, ordusu varken insan tek başınadır, yalnızdır.

Kuruluşundan beri Türkiye insanı devletiyle hep ihtilaflı olagelmiş, sermayenin her on yılda bir tetiklediği darbelerle baş edememiştir. Benzer sıkıntıları bugünlerde de yaşıyor. İleri demokrasi, diyerek iktidara gelenler OHAL ve KHK’larla kendilerini korumaya alırken, hak arayanları tutuklamaya, işten atmaya, hatta açlık grevi yapanları cezaevine atmaya başladılar. Muhalefeti sokağa çıkmaya zorladılar.

HDP’lilerin peşinden CHP’li bir milletvekilinin tutuklanması, CHP genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a “adalet” yürüyüşü başlatmasına sebep oldu. ve bu yürüyüş birden dünya kamuoyunun gündemine oturunca iktidar, “bir gün yargıçlar sizi de davet edebilirler” diyerek ana muhalefeti tehdit etti. Peki, çağırmazlar mı derseniz belli mi olur! Geçmişte İstanbul’u yöneten Valiyle emniyet müdürünü cezaevine gönderen bir iktidar, muhaliflerine ne yapmaz. AKP iktidarının, dolayısıyla siyasal İslamcı sermayenin, otoriter bir devlete doğru adım attığı, parlamentoyu işlevsiz bıraktığı günlerden belli değil miydi? Nasıl bir devlet mekanizması kurmak istediği ta başından belli ve bunu da her aklına geldiğinde söylemiyor muydu? Anlaşılan görevini gereği gibi yapması için kendi canının yakılması gerekiyormuş. Deniz Baykal’ın şimdi sesi duyulmuyor, Kılıçdaroğlu’na yoldaşlık etmiyor?

Halkın AKP’ye desteği konusunda halkın apolitik olduğu eleştirisi yapılıyor. Bana göre halk hiç de apolitik değil, aksine militan bir politik tavır içerisinde AKP’den geri adım atmıyor. Aslında AKP üzerinden asıl kapitalizmle hesaplaşmak istiyor da ağza çalınan bir parmak bal, hedef saptırmakta çok işe yarıyor. Yoksullaştırılan halk, kapitalizmin gölgesine sığınıyor ve kendini öyle güvende hissetmek istiyor. Ancak kapitalizmin, gemisini kurtaran kaptandır, mantığıyla tam da sermayenin istediği gibi tek başına, başının çaresine bakıyor.

AKP’nin bir başka örgütlenme modeli, kendine bir arka bahçe yaptığı cemaat ve ümmet toplumu ile bir sadaka toplumu oluşturmak ve siyasal İslam kapitalizmine arka bahçe yapmaktadır. Çevremizde çok sayıdaki vakıf ve cemaatle birlikte işçi ve memur sendikaları, siyasal İslam kapitalizmine destek olmakta ve hiçbir şekilde çalışanın ve emeklinin sorununa değinmemektedir. Kıdem tazminatına bile sessiz kalan bu sendikalar, çalışanın ve emeklinin sorunlarını akıllarına getirmemekte ve tek başına bırakılan 13 milyon emekliyi otoriter devlete arka bahçelik yapmaya çalışıyorlar.

Burada şunu hatırlatmak istedim. Emekliler olarak biz de kendi sendikamızı kurduk. Bundan sonra bizi unutan iktidarları biz de unutacağız, hatta kırmızı kart göstereceğiz. Bunun örnekleri dünyada var ve İtalya’da Berlis Coni’yi hemen herkes hatırlar. İtalya’da emeklileri unutan B. Coni’yi de emekliler unuttular ve evine gönderiverdiler. “Bir emekli sendikasının müracaatı üzerine, Danıştay 10. Dairesi 10 Aralık 2016 tarihinde anayasanın 17, 51 ve 90. maddeleri ile İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin 11. maddesini dayanak göstererek emeklilerin de sendika kurabileceklerine karar verince şahsen benim de üyesi bulunduğum Tüm Emekli Sen olarak, meşru zeminde yürüttüğümüz sendikal faaliyetlerimizi yasal zemine taşıyarak 20 Şubat 2017 tarihinde sendika kuruluş dilekçemizi Ankara Valiliğine verdik ve Tüm Emekli Sen olarak tüzel kişiliğimiz kazandık.

Kuruluşumuzla birlikte 13 milyon emeklinin olduğu ülkemizde, Tüm Emekli Sen, 81 ilde, emeklinin olduğu en ücra yerleşim biriminde örgütlenmek için çalışmaktadır. Ayrıca kısa bir sürede sınıf ve kitle sendikacılığı ilkesi ile demokratik merkeziyetçi, katılımcı, şeffaf, tabanın söz ve karar sahibi olduğu, kitlesel mücadeleci bir sendika olarak kararlı, programlı bir çalışma ile milyonlarca emeklinin güven duyduğu bir sendika olacaktır.

Şimdi emeklilerimizin sesi olan Tüm Emekli Sen’i sahiplenmek ve bizi unutanlara kırmızı kart gösterme zamanıdır


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.