Kapitalizm, ortaya çıkışından bu yana eşitsiz gelişimini sürdürmeye devam ediyor. Kapitalizmin eşitsiz gelişim yasası, “ülkeler arası gelişmişlik farklarını, kapitalizmin doğası, sermayeci üretim tarzının yapısı ile ilişkilendiren Marksist kuramsal bir yaklaşımdır. Eşitsiz gelişme, “ülkeler arasında eşit olmayan gelişmişlik koşullarındaki rekabet”ten kaynaklanırken sosyalizmde planlı ve daha eşitlikçi bir gelişmeden söz edilir.

Sınıflı toplumların oluşumundan bu yana burjuvazi, ülkeler arasındaki eşitsiz gelişimin yükünü “işçi sınıfı”na yüklerken kendisini dünya pazarlarının hâkimi haline getirmiştir. İşçi sınıfının çektiği üretim yükü, nispi demokrasilerin geliştiği ülkelerde azalırken, işçi haklarının kısıtlandığı ve askıya alındığı otoriter yönetimlerde çok daha artmaktadır.

Türkiye de eşitsiz gelişimden nasibini almış bir ülke olarak en az G20ler seviyesinde bir gelişme trendi yakalamak istiyor. Ancak bu gelişme isteği içerde işçi sınıfını 1980’den bu yana zapt rap altına alırken, hem komşularıyla hem baş emperyalist ABD ve AB ile çekişip duruyor. Bir yandan da onları Türkiye’ye çekmek için ödün üzerine ödün veriyor. Suriye, Irak ve diğer Ortadoğu’daki sorunların ve savaşların bir başka sebebi aslında bu gelişmelerdir.

Geçen hafta, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, Türkiye sermayesinin en güçlü organı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde, “Yabancı Sermayeli Yatırımcılarla” yapılan toplantıda, ulusal ve uluslar arası sermaye kuruluşlarına OHAL’İ anlattı ve OHAL üzerinden onlara verilen yeni güvenceleri anlattı. Erdoğan, “Yatırımcıların, girişimcilerin ve uluslar arası sermayenin kalkınmanın temel unsurlarından olduğunu” söylüyor ve “İçinde yaşadığımız coğrafya bizim handikabımız değil, tam aksine avantajımızdır. Hem siyasi, hem ekonomik, hem insani olarak bölgenin güvenli limanı olan Türkiye’nin farkı işte bu vasfıdır. Ülkemizin denklemde olmadığı hiçbir projenin bölgemizde ve dünyada yürütülmesi mümkün değil. Biz de bu konumumuzu dayatma ve şımarıklık için değil kendimizle birlikte tüm dostlarımızın ve kardeşlerimizin huzuru ve refahı için değerlendirmeye çalışıyoruz” diyor. 12 Temmuz 2017 Cumhuriyet Gazetesi).

Erdoğan, konuşmasının devamında CHP Genel Başkanı sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a yaptığı “Adalet Yürüyüşü”nden bahsederken sermayenin Türkiye’deki güvenliğine değiniyor: “Yürüyüşü hükümetin güvencesinde yapıyor” ve “Hala bu hükümete kalkıp da siz ülkede güvenlik yok diyemezsiniz, İnsan utanır. Şu anda OHALL’LE uğraşıp duruyorlar. Kusura bakmasınlar, bu OHAL olmamış olsaydı, bu kadar rahat ve huzurlu olarak bu adımlar atılamazdı. OHAL’İ Batılıların çizmiş olduğu çizgiler içerisinde belirleyemeyiz, onun sınırlarını biz belirleriz. OHAL’İ biz iş dünyamız daha rahat çalışsın diye yapıyoruz. Soruyorum, iş dünyasında herhangi bir sıkıntınız, aksamanız var mı? Biz göreve geldiğimizde OHAL vardı ama bütün fabrikalar grev tehdidi altındaydı. Hatırlayın o günleri, ama biz şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’DEN istifade ederek anında müdahale ediyoruz. Çünkü iş dünyamızı sarsamazsınız, onun için kullanıyoruz biz OHAL’İ. Reformları da yatırımları da kesintisiz sürdürmekte kararlıyız. Hukuk sistemimizi baştan sona yeniledik. 15 Temmuz’un ardından getirdiğimiz OHAL uygulamasının sadece terörle mücadeleyle sınırlı olduğunu, en iyi sizlerin biliyor olması gerekir. Ne kendi vatandaşımızdan, ne uluslar arası yatırımcılardan herhangi birinin OHAL uygulamaları sebebi ile mağduriyet yaşaması söz konusu değildir. Varsa böyle biri hükümete ve şahsen bana başvursun.

Erdoğan’ın bu konuşmasına takip edebildiğim kadarıyla iki kurumdan, Birleşik Metal İş Sendikası ile Halkın Kurtuluş Partisi’nden (HKP) itiraz geldi. Birleşik Metal İş Sendikası, Suriyeli işçilerin de tüm işçilerle birlikte eşit ücret almasını isterken HKP Erdoğan’ın konuşması için “İşçi sınıfımıza ve vatana karşı işlenmiş bir suçtur” diyerek suç duyurusunda bulunuyor ve dilekçesinde “İşçi, sendika, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarının kısıtlanmasına sessiz kalamazdık” ifadelerini kullanıyor. (Cumhuriyet 17.07.2017)

Sayın Erdoğan’ın söylemlerine DİSK ve TÜRK İŞ’TEN tepkiler gelirken Hak İş ve Memur Sen’den herhangi bir tepki geldiği görülmüyor!


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.