Savaş Barıştır, Kölelik özgürlüktür ve cehalet güçtür çukuruna nasıl dörtnala gittiğimizi öğrenmeye devam edelim…

  • Ana okulu öğrencilerine “15 Temmuz Darbesi” dersi verilecek…Nasıl olacak bu… ana okulu çocuğuna… 15 Temmuz… Darbesi… Dersi…nasıl verilecek? Çocuk ve darbe nasıl bir araya gelecek? O çocuklar nasıl ayakta duracak?!
  • Orhan Bursalı evrime takılmış yine… üniversiteyi sustur, düşünceye ambargo koy! Diyor yazısının başlığında.

“Dinciler, kapitalistler, emperyalistler neden evrimden korkarlar? Evrim demek devrim demektir. Aslında onlar kendilerinden korkuyorlar; yaptıkları ahlaksızlıklardan, kötülüklerden ve cahilliklerinden! Bilgi sahibi olan hiçbir şeyden korkmaz. Onların dinlerinden haberleri yok, bilimsel bilgiden ise hiç yok. Oysa Kuranı Kerimde şöyle diyor bir ayette: Denizler mürekkep olsa, 7 kere dolsa boşalsa bizdeki kitabı yazmaya yetmez… Cumhuriyet’in Dergisinde ise, insanlık evrenin sırlarının sadece yüzde 2’sini çözebildi diyordu.

  • TBMM’ye gönderilen tasarıya göre müftülüklere nikâh kıyma yetkisi veriliyor… Bu konunun laikliğe aykırı olduğunu düşünüyorum/düşünmüyorum ama müftüler ve imamlar “ayvayı yedi(!)” bu sorumluluğu nasıl alacaklar bakalım? Çünkü onların dünya ile ilgileri yok…
  • Rusya ve Çin Baltık’ta ortak tatbikat yaparak ABD’ye meydan okudu. Tatbikatı NATO da izledi.
  • KemalErdomol: Antiemperyalist olmak herkesin harcı değil. Türkiye’de 6 bin Alman şirketi var… Demek ki neymiş? 1960, 1971, 1980 darbelerinin ve nice darbe teşebbüslerinin altında yatan ekonominin Osmanlı’da olduğu gibi yabancılaştırılması ve Türkiye halkının köleleştirilmesiymiş… Türkiye halkı kendi topraklarında kiracı durumuna düştü. Onun için, hiçbir karar işçinin, köylünün ve yoksulun lehine değil!… Sosyalistlerin bu sonucu kabul etmeyeceklerini biliyorum; asıl olarak dindarlar, milliyetçiler ve ulusalcılar çok iyi düşünmeliler.
  • ITUC, işçi hakları bakımından 139 ülkeyi sıraladı. Uluslararası Sendikalar Konfederasyonunun 2017 Raporu’na göre Türkiye işçileri en kötülerin 10’nuncusu oldu!
  • Yağmur altındaki Adalet Yürüyüşü esnasında Devrekli 90’lık Safter Kartoğlu abim Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanındaydı!
  • Diyanet FETÖ 1970’lerden buyana içinde örgütlendiğini yeni fark etti(!)… Buna halk dilinde ne diyorlar: Bana dokunmayan yılan bin yaşasın…İşte, sorunun aslı burada; üretenler ezildi, asalaklar korundu işbirlikçiler ve sermaye tarafından! Birde bilimden, emekten, üretimden bihaber olunca körlük sarıyor insanı…
  • Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının 4’ü hariç diğerleri özgürlüklerine kavuştular… Kalanlar da kavuşacaklardı ama “eksik adalet” gereken cesareti gösteremedi… Bu sonuç yurttaşların ne kadar “büyük gözaltı” baskısı altında olduğunun ispatıdır.
  • Vatandaşın ekonomik, bilimsel(insanlaşma) yeteneğini ilerletmeyen-ilerletmek istemeyen devlet, gerçek mi değil mi belli olmayan hadislere ve hurafelere dayanan eğitim vererek uyuşturmaya çalışıyor. İşte buna kölelik düzeni dayatması diyorlar.Ey Türkiye halkı köle olmak istiyor musun? Bugün içinde yaşadığımız düzen tam bir köle düzenidir ama vatandaş kendini “özgür ve bağımsız sanıyor… Ama önce kölelik nedir öğrenmek lazım. Ben şöyle biliyorum: Geleceğinden emin olamayanlar köledir.

Türkiye halkının Mustafa kemal Atatürk gibi aydın, deneyimli ve ilkeli bir lideri var. Mustafa Kemal, “Hayatta en hakiki yol gösteren ilimdir, Öğretmenler, Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister demiş”.  Bir eksiği var “aklı hür” ifadesi. Akıl asla dinsel, ideolojik, şiddete dayalı ve ekonomik nedenlerle baskı altına alınmamalı; o yoksa hiçbiri ve özgürlük yoktur. Bugün yapılmak istenen aklın esir alınmasıdır. O da insanı hayvanlaştırmaya götürür. Sermayenin istediği de budur. Robotların görevi de bu…


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.