Almanya’da göçmen sayısında rekor artış oldu. Geçen yıl göçmen kökenlilerin sayısı 18 milyon 600 bine ulaşarak rekor kırdı. 2011’e göre yüzde 51 artış gösterdi. Demek ki, Almanya ekonomisini ve nüfusunu göçmenler ayakta tutuyor, zira göçmenlerin yüzde 37’si lise, yüzde 27’si üniversite mezunu.

CHP’li Çıray buğdayda vergisiz ithalata izin verilmesine sert tepki gösterdi. TMO’nun belirlediği alım fiyatı 01.03.2017’de 1.050 TL/ton idi… Aslında bu fiyata tepki göstermek çok mantıklı değil, çünkü dünya fiyatları bu seviyelerde bilhassa Avrupa ve Amerika’da. Dile gelmeyen bir şey var; Avrupa ve Amerika bu fiyatları verirken diğer taraftan yüzde 45’lere varan primi ayrıca ödüyor.

Bu politikanın sonucunda çiftçi yüksek seviyede yoksullaştığı için köyünü-tarlasını terk ediyor ve şehirlerde de açlık ve yoksulluğu yaşamayı sürdürüyor! TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar bu duruma çok kızdığını ifade ediyor ama her şeyi devletten bekliyor camiasını örgütlemiyor. Örgütleme nasıl olacak? Kooperatifleşmeyle; her köye bir kooperatif ve bölge birlikleri kurarak. Yani kendi devletini kuracak. Bunun  için yeterli deneyim, para ve yetişmiş insana sahip. Bugünkü Türkiye Devleti ise yerel ve uluslararası sermayenin-para sermayenin emrine girmiş; ne işçisine ne çiftçisine bir bardak su vermez!

Güvenliği tartışmalı 4 GDO’lu ürünün daha Türkiye’ye girişine izin verildi. Biyo-güvenlik kurulu, hayvan yemi olarak genetiği değiştirilmiş 3 soya ve 1 mısır çeşidine daha izin verdi. Bu tüm GDO’lu yemle beslenen hayvan ürünlerinin zehir- tehlike saçtığının ispatıdır.  Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör “Getirilen soyaların yağları bisküvi ve pasta ürünlerin yapımında kullanılıyor” dedi. Dr. Yavuz Dizdar ise, “Hayvanların üzerinde yapılan araştırmalarda, GDO’lu gıdaların alerji yaptığı, böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını bozduğu ve kansere yol açtığını belirterek, izin kararları uluslararası şirketlerin beklentisi doğrultusunda veriliyor” diyor. Bir tek bu karar bile hükümetin sermayenin emir eri olduğunun ispatıdır!

Bizim(!) BOTAŞ dünyada doğalgaz fiyatları düşerken fiyatını indirmeden yansıtmaya devam etti ve kârını tepelere çıkardı. Böylece 2016 yılında 8 milyar 760 milyon lira kâr eden kuruluş, 1 milyar 999 milyon lira vergiyle birinci oldu. Hâlbuki Türkiye’nin doğalgaz faturası son 5 yılda 40 milyar dolardan 16 milyar dolara geriledi. Ayrıca doğalgaz kullanan bölge ve illerin çoğalmasını da unutmamalı… Bırak özel sektörü devlet bile halkı soymaya çalışıyor!

Bankların kârları yüzde 65 yükseldi, verdiği krediler 2 trilyon TL’ye dayandı. Mart 2017 sonuna göre dönem kârı 8,2 milyarda 13,5 milyar liraya, faiz geliri 45,3 milyardan 54 milyar liraya, faiz gideri 24,4 milyardan 26,8 milyar liraya, net faiz geliri 20,8 milyardan 27,2 milyar liraya, Ücret komisyon geliri 6,2 milyardan 7,5 milyar liraya, krediler 1,512 milyar liradan 1,830 milyar liraya ve mevduat 1,274 milyardan 1,518 milyar liraya ulaştı.

DİSK AR raporu ürkütücü veriler ortaya koydu. Ülkedeki işçileri yüzde 90’ı sendikasız, yüzde 95 toplusözleşme imzalayamıyor. Kadınlar daha da sendikasız. 1980 yılında 2 milyona yakın milyon sendikalı varken bugün 1,6 milyona düşmüş ve 1980’de sigortalı sayısı 2,2 milyon, bugün sigortalı sayısı 13,6 milyona ulaşmış durumda…

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da bankalara kızmış… Siz değil misiniz çalışanları, çiftçiyi ve küçük esnafı bankaların kucağına atan? Sigortasız, sendikasız çalıştırarak asgari ücrete mahkûm eden?Bir gün tüm varlıklarınızı yabancı sermaye elinizden alacak ve siz de sokaklarda dileneceksiniz!

Bu gemide 80 milyon insan var. Bir kişi fakirse herkes fakir, bir kişi açsa herkes açtır!..


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.