Ormanlar, ekosistem bütünlüğü içinde canlı-cansız birlikteliği ile doğanın parçası; mikro anlamında ise ülkenin akciğeridir. Yüz yaşında ve 25 metre boyunda bir kayın ağacı, güneşli bir günde fotosentezle bir saatlik bir sürede 1.7 kg. civarında Oksijen üretmektedir. Böyle bir ağaç 10 kişinin yıllık oksijen ihtiyacını karşılamaktadır. Orman havası şehir havasına göre yüzde 90-99 daha temizdir.

KESK’e Bağlı Tarım Orkam-Sen Zonguldak Şube Başkanı  Erkut Alacalı, iktidarın proje adı altında doğayı, ormanı, suyu tahrip eden anlayışına karşı çıktı ve, “Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesiyle ve yapımı için halka rağmen ısrar edilen İstanbul Kanal (Kanal İstanbul) projesiyle de orman alanlarımız ve su kaynaklarımızla birlikte oksijen depolarımız da tahrip edilmektedir. “dedi

Alacalı basına yaptığı açıklamada; “Ülkenin en büyük zenginlik kaynağıdır; iklimi yumuşatan, su kaynaklarını besleyen, yağmur bulutlarını  çeken, yurdu çöl olmaktan kurtaran ormanlarımız ulusal ve uluslar arası sermayenin kontrolsüz büyüme hırsı dolayısıyla yerli işbirlikçileri eliyle talan edilmektedir. Yüzyıllardan beri ormanlar insanlar tarafından bilinmektedir. Bu nedenle orman ve insanlık iç içedir. İktidarın yıllardan beri orman yasasında, anayasanın ilgili maddelerine aykırı bir şekilde yapmış olduğu değişiklikler, orman ürünleriyle geçimini sağlayan yurttaşların yaşamını ve ülkenin ekolojik  yapısını tahrip etmiştir ve etmektedir. Anayasanın 169 ile 170. Maddeleri yürürlükte olmasına rağmen  6831 sayılı Orman Kanunu 19 yılda tam 25 kez değiştirilmiştir. Üstelik bu değişikliklerin neredeyse  tamamına yakını Anayasanın bu maddelerine açıkça aykırıdır.

Ormansızlaştırma çalışmalarında anayasanın ilgili hükümleri dikkate alınmadan; 2B ve yerleşime açma uygulamaları, madencilik çalışmaları, Karadeniz Bölgesindeki HES’ler, Kazdağları’nda altın arama çalışmaları, Akkuyu’da yapılmaya başlanan, Sinop ve İğneada’da yapılması planlanan Nükleer Santraller, güvenlik gerekçesiyle binlerce hektar ormanın yakma yoluyla yok  edilmesi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesiyle ve yapımı için halka rağmen ısrar edilen İstanbul Kanal (Kanal İstanbul) projesiyle de orman alanlarımız ve su kaynaklarımızla birlikte oksijen depolarımız da tahrip edilmektedir.

Sendikamız Tarım Orkam Sen dün olduğu gibi bugün ve yarın da yaşam alanlarımız olan ormanlarımızın kar hırsı ve sermayeye peşkeş çekilme amacıyla yok edilmesine karşı kararlılıkla  mücadelesine devam edecektir. Türkiye ormanlarının bu topraklar üzerinde yaşayan halkların yaşamının  bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Ormanlarımızın sağlıklı bir yaşam alanının da garantisi olduğu bilinmeli ve öncelikle bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Bu çerçevede sendikamız Tarım Orkam-Sen küresel iklim değişikliğine dair risklerin artığı bir ortamda, ormanlarımızın korunmasıyla ilgili üstümüze düşen her görevi de titizlikle yerine getireceğiz.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.