Cumhuriyet Halk Partisi’nde İl Kongresi gerçekleşti. İl Kongresi’ne giderken olası aday yaklaşık 10 isim basında yer aldı. Son iki günde sayı 5’e salonda 3’e düştü. Üç aday Hakkı Güney, Halil Furat, Devrim Dural arasında yarış oldu. İpi Genç jenarasyondan Devrim Dural kazandı.

Öncelikle kamuoyunu aydınlatma adına bir düzeltme yapayım. Kongre sonrası birkaç arkadaşım yolda, sokakta, “Zonguldak’ta isim kalmadı da mı Ereğli’den İl Başkanı seçtiniz” türünden ifadeler kullandı.

Demek ki böyle bir algı oluştu.

CHP İl Başkanı Devrim Dural, Ereğli’den değil Merkez İlçe’de ikamet eden bir kardeşimiz.Fakat bu algı, CHP Ereğli İlçe Başkanı Ali Kocamanoğlu’nun TV Programında açık olarak Devrim Dural’a oy istemesi ayrıca, Milletvekili Eylem Ertuğrul’un (Ereğlili olması) ve onunda Devrim Dural’a destek vermesi kamuoyunda Devrim Dural’ın da Ereğli’den seçilip il başkanı olduğu imajı kamuoyunda yer buldu.

İşte bu durum bile CHP İl Başkanı Devrim Dural’ın önümüzdeki sürece yönelik kimi çalışmalarında önüne çıkacak ve birilerinin, bir yerlerin ‘adamı’ algısının yaratılmasına neden olmuş olabilir.

CHP’de ki yarış her ne kadar değişim üzerine otursa da aslında bu yarış doğal olarak kişilerin partideki gelecek hedefleri ve düşüncelerinin birer parçası.

Önümüzün en önemli çalışmasını Yerel seçim belirleyecek. Yani seçilen kadroların bir anlamda da başarısı yada başarısızlığı yerel seçimde alacakları-kazanacakları mevzilere bağlı.

CHP elinde olan Belediye Başkanları oldukça deneyimli.

Eğer Belediye Başkanları, Milletvekilleri ve parti örgütü kolektif bir yönetim anlayışı içinde bir taktik-strateji geliştirebilirlerse başarı sağlamak zor olmayacak.

Yok, her birim kendi fikrine sabitlenirse kara günler bekliyor demektir.

Bu nedenle göreve yeni seçilen ve ilk kez görev alan İl Başkanı da dahil başarmanın yolunun açıklık, sonuna kadar demokrasi ve katılımcılığı öne alırsa karşılaşacağı sorunlarla baş etme de daha az zaiatla sonuca gidecektir.

Bu demokrasiyi işletirken toplumun tüm taraflarının temsilcilerini bir anlamda halkı çalışmanın içine çekebilirse başarının anahtarını yakalamış olacaktır.Yok kapı arkaların da belediye başkan adaylıkları, meclis üyelikleri pazarlıkları ile geçerse sonucu şimdiden kestirmek zor olmayacaktır.

Ayrıca ittifaklar konusu çok hassas görünüyor.CHP açısından Merkez ilçe, Ereğli, Kozlu, Kilimli ve Devrek en kritik eşikte.Bu ilçelerin kendi toplumsal güçlerin ağırlıklarına uygun ittifaklar ve ona uygun adayların sağlanması oldukça önemli.

Örgütün kendi içindeki ittifakla, yerel yönetim ittifakının dişlileri ters yönde işlediğini bilmek lazım. Parti içinde istediğin kadar farklı ittifak kur, kaybetsen de son tahlilde bu parti içinde bir mücadele, ama yerel seçimde ittifaklar ise iktidar değişikliklerine kadar giden farklı işleyiş. O nedenle ‘kafamda ki isim’le seçim alırım yerine kiminle ittifak, hangi ilkelerde ittifak yaparsak ve hangi aday etrafında birleşirsek seçimi kazanırım. Düşüncesine şimdiden hazırlıklı olmak lazım.

CHP’de bu süreç daha çok göreve yeni gelen ekibin demokrasiye açık, fakat kast ekibe ne kadar dayanacağına bağlı.

Kısaca Yeni seçilen başta CHP İl Başkanı Devrim Dural ve diğer ilçe başkanları bir ekip havasında birlikte bir duruş sergilemezler ise bu devrimden karşı devrim çıkma olasılığının da olabilirliğini düşünmekte yarar var.

Fevkani de son viraj

Fevkani Köprüsü konusu tıpkı merkez lavuarı yıkılışı gibi bir sona gidiyor.İşin Tarihsel-Kültürel Miras vb. tanımlamaları yapan toplumsal gruplardan sosyalmedyadan yazılan çizilen edebiyatın ötesinde bir fiili eylem görünmüyor.Örneğin bunun için bir yürüyüş,bir protesto,kültür mirasını koruma ve yaşatmak üzere pratik bir adım olmadı.Esnafların kendi gelecekleri için çırpınmalarını bile desteklemekten uzak bir tutum alınıyor.Yani edebiyat yapanlar diyor ki aslında, esnafın derdi ile bizim derdimiz farklı.İşte yanıldığımız şu demokratik devrim gerçekleşmeden daha ileri bir toplum olamaz.Bu hak’ta birlikte değilseniz geleceği birlikte kurma şansımız olamaz.Müttefiklik, ittifaklar politikası esnafın ve onların hizmet ettiği yani alışveriş ettiği halkı da içine alan bir topyekun mücadele olmadan daha iyi bir dünya yaratma olamaz, köprü de ortada kalamaz.

Köprü altı esnafı günlerdir kendi çaplarında eylem yapıyor, bir anlamda direniş yapıyor. Kazara bu yaptıkları direniş sonucu Köprü ayakta kalınca kazananı da, edebiyat yapanı da çok olur. Mesele oradaki vatandaşların sorunlarına ortak olmak doğru çözüm önerileri sunarak geleceği kazanmak. Yoksa dertleri, dert değil demektir

Sağlıcakla kalın.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.