Bugün dünyanın ideal ülkelerinden ve yönetiminden birini biraz değerlendirmek istiyorum. Konumuz Küba ve Küba’nın yaşam şartları.
Bugünkü Küba Devleti 1959 yılında Havana’yı başkent yaparak Fidel Castro, Che Guevara, Camilo Cenfuegos ve Jaima Vega komutanlıklarında kuruluyor. Küba’nın tek parti egemenliğine bağlı sosyalist bir devlet yapısı vardır. Küba Komünist Partisi’nin devlet yönetimindeki ağırlığı 1976 Anayasa’sında açıkça belli edilmiştir. 2019 yılında yeni bir Anayasa yürürlüğe girmiştir.
Küba refah endeksine göre 102.sırada, sağlık hizmetleri oldukça ileri – özel hizmet yok, hırsızlık oranı en düşük seviyede, eğitimde halkının tamamı okur yazar, milli hasılanın %12’si eğitime harcanmakta, genç okur yazar dünya sıralamasında 6.ncı, yetişkin okur yazarlıkta 7.nci, yaşlı okur yazarlıkta 9.uncu sırada. İşsizlik oranı %3,87(2020), zorunlu eğitim 9 yıl ve +3+3.
60 üniversitesi var, nüfusu 11.451.652.
Ekonomik faaliyetleri:
Ekonomik sistemi karma ekonomidir(bizim 1980’e kadarki sistemimiz). Devlet işletmeleri, yabancı işletmeler ve serbest meslek işletmeleri.
Küba’da asgari ücret 2100 Küba pesosu(79,55 Euro, 2021 yılı).
Milli geliri 105.milyar 851 milyon Dolar’dır. 1971 yılında 6 Milyar 782 milyon dolar olan milli gelir 2020 yılına kadar yıllık ortalama 6,10 oranında artarak gelmiştir. Kişi başına milli geliri 2020 yılına göre 9.477 dolar olarak hesaplanmıştır.
Küba’nın geçim kaynaklarında ana sektörler 2020 yılı; turizm sektörü(% 10,6), tarım sektörü(% 10), endüstriyel sektörler(%23,03)ve sağlık sektörüdür.
Küba’nın sağlık sektörü her yıl 11 milyar Dolar kazandırmaktadır. 2015 yılında nüfus kişi başına göre en çok doktoru olan ülkeler içinde 3.cüdür.
Endüstrisinin ana üretim alanları biyoteknoloji ve ilaç sanayidir. Küba’nın Covid-19 aşısı Adala’nın %92,28 etkili olduğu görülmüştür.
Büyüme oranları Endüstride %’2,5, tarım, ormancılık ve balıkçılıkta % 22,94’tür Dünya Bankasına göre.
Küba’da tüm temel ihtiyaçlar ana rahmine düştüğünden itibaren ölünceye kadar ücretsiz. Sadece lüks ihtiyaçlar için bedel ödeniyor asgari alınan ücretten. Yani açlık ve yoksulluk diye bir sorun yok.
Sonuç olarak anladığım yaşam tarzı şudur: Vatandaşlar ekonomiyi kültür ve bilimsel bilgi ihtiyaçları için kullanıyorlar. Çok para kazanalım, birikim yapalım diye bir hedefleri yok. Amaç melek olmak şeytan değil!
XXXXXXXXXXXX
Türkiye’de 16 Nisan 2017 Referandumunda Anayasa’nın 9.maddesine yargı bağımsızdır ilkesine tarafsızdır ilkesi de eklenmiştir.
Peki, bu madde ne kadar gerçekçidir, geçerlidir? Anayasa’nın ilgili diğer maddelerinde yargı ne kadar tarafsız ve bağımsız olabilme olanağına sahiptir.
İlgili maddelerden 146’ya göre Anayasa Mahkemesi’ndeki üye sayısı 17’den 15’e düşürüldü; Askeri Mahkeme’nin temsili sona erdi ve Cumhurbaşkanının seçtiği üye sayısı 14’ten 12’ye düşerken TBMM’nin seçtiği üye sayısı 3’te kaldı.
Yani Cumhurbaşkanı TBMM’nin 3 katı fazla üye temsiline sahip. Buna rağmen Hakimler ve Savcılar Yüksel Kurulunun hiç hakkı yok ve Cumhurbaşkanı aynı zamanda hükumet başkanı, aynı zamanda Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı.
Bu nasıl bir bağımsızlık ve tarafsızlık?

sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
