Tıpkı Merkez Lavuarı gibi Fevkanide bir saman alevi gibi gündeme girdi ve çıktı. Sonuçta karar alıcıların önünde kimse duramadı, durmak istemedi.

Kabul etmek lazım ki bugün ülkede en dinamik topluluk toprakla, su ve hava ile bağının direk olduğu halk kitleleri. Toma’nın önüne çıkanda onlar, polisin-askerin karşısında direnende, toprağı, suyu, havayı koruyan da onlar.

Nazım Şiirinde

“Topraktan öğrenip, kitapsız bilendir” diye  ve

 “…Fakat bir kerre bir derd anlayan düşmeyegörsün önlerine

ve bir kerre vakterişip :

“-Gayrık yeter!…”

demesinler.

Ve bir kerre dediler mi :

“İsrafil sürunu urur

mahlukat yerinden durur”,

toprağın nabzı başlar

onun nabızlarında atmağa.

Ne kendi nefsini korur,

ne düşmanı kayırır,

“Dağları yırtıp ayırır,

kayaları kesip yol eyler âbıhayat akıtmağa…”

Kentte ‘koruma bilinci’ hafızalara kazınmasına rağmen pratik yaşama aynı oranda yansımadı.

 Köylünün canının yandığı gibi bir durum olmadığından korumayla ilgili söylemler daha çok popülist, günübirlik ve üzerine vazife olmayan herkes tarafından seslendirilince konunun karar vericiler tarafından uygulamaya geçmesi de o oranda daha kolay oldu.

Fevkani kentte toplumsal ilişkilerin tıpkı kendisi gibi 5-6 ayağını oluşturmasına rağmen, iş geldi dayandı altındaki küçük esnafın ‘rantçı’, “işgalci’, “kayıp kaçakçı’ vb tanımlamalarına.

Oysa konu gündeme geldiyse, gelmiş geçmiş yerel yöneticiler, ulaştırma, ticaret, insanların yürüyüş noktaları,tarihsel-kültürel boyutu ve özellikle liman ile demiryolu bağlantısının serbestçe sağlanmasına kadar birçok alanı kapsayan-teknik-bilimsel-sosyo-politik yanları olan çok yönlü idi.

Peki, bunları kamuoyunda, açık, şeffaf, cesaretle ve tarafların katılımlarıyla sağlayacak ve konunun önemini bilince çıkaracak toplumsal muhalefet nerede?

Toplumsal Muhalefetin Meslek ve kitle örgütleri, halktan yana siyaset yapan partiler, kent adına kültür birikimi yapan kurumlar bu süreci nasıl yönetti?

İşte tüm bunlardan çıkacak dersleri samimi ve namuslu değerlendirmedikçe, bu tür tarihsel konular istediği kadar bilince çıksın, toprağını, havasını, suyunu koruyanlar kadar cesaretli değillerse suçlu bir gün köprüaltı esnafı olur, bir gün basın olur ve bol bol da sosyalmedyadan yazan ve çizen olur.

Toplumsal muhalefetin kendi iç dinamikleri yerli yerinde kent önünde cesaretli olmadığı sürece konudan anlayan da anlamayanda, her koyuya maydanoz olma misali edebiyat yapmaktan öteye gidemeyiz.

Merkez lauvarı, maden mühendisleri oda lokali, Fevkani gibi daha çok tarihsel kültürel alanlarımız ranta kurban edilecek.

Taki; ‘kentin sakini değil sahibi olduğumuzu kavrayınca ve bazı konforlarımızdan vazgeçtiğimiz zaman.

Yerel Seçimde Vadi’de durum nasıl olur?

Merkez partiler yerel seçim için sahaya indi. Bölgenin geleceğinin ya da nabzının attığı ana bölgelerden olan Vadi bölgesi de mutlaka bu yerel seçimde kıran kırana geçecek bir atmosfer yaşayacağa benziyor. CHP cephesinden bakınca Çaycuma merkez belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın kendinden emin adımlarla çalışmalarına devam ettiği görülüyor. O nedenle CHP örgütü merkezden çok belde ve köylerde ağırlıklı çalışmaya devam ediyor.

CHP İlçe başkanı Fahri Diler’in önemli sınavı var.

AKP-MHP İttifakı bölgede birçok noktada ağırlığını hissettirecek adaylarla çıkmanın hazırlığını yaptığı biliniyor. O nedenle eldekini kaybet zordur.

CHP aynı zamanda Çaycuma’nın diğer demokratik güçleriyle, sosyalistlerle (Yeşil Sol, Sol Parti, TİP, EMEK Partisi-Devrimci Demokratlar)’nin yerleşik ilişkileri ile ‘Nasıl Bir yerel Yönetim’ konusu bu dönem daha çok elzem bence, sayısal sonuçtan çok sinerji açısından önemli katkıları olması nedeniyle bıçak sırtı bir durumu da gözlüyorum.

Hiçbir şey cep de olmadığını kesin seçim sandıktan çıkıncaya kadar ortadadır.

Bu dönem Filyos Beldesi’nde iyi hazırlık yaparak geçen dönemde mecliste yakaladığı çoğunluğu Belediye Başkanlığını da alarak yaparsa işte o zaman CHP örgütü bölgede lokomotif olabilir.

AKP İl Başkanı Mustafa Çağlayan’nın açıklamalarında CHP’ye yönelik ‘Ellerindekileri de alacağız” sözlerini de yabana atmadan.

Benim izlediğim kadarıyla Çaycuma’da bir sessizlik hakim.

Taraflar kendine çok güvendiğinden kimse kimseyi kışkırtmak, cepheleştirmeden, bölmeden birleşik bir Çaycuma hedefliyor ama, bu mümkün değil, her sessizlik aynı zamanda bir protesto olduğunu da unutulmamalıdır.

Çaycuma’da CHP merkezde fiziki ve altyapı kadar sosyal-politik, özgürlükçü ve daha katılımcı hedeflerle bu dönemi göğüsleyebilir.

Sağlıcakla


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.