AKP’de Ömer Selim Alan Krizi, CHP’nin işine yarar mı?

Zonguldak’ta gelenek sürüyor. Kent halkı hangi yerel iktidardan sıkılırsa ona kırmızı kart gösteriyor. Yaklaşık 30 yıllık geriye doğru baktığımızda iki dönem (kentin sosyal-politik yapısıda dikkate alınırsa), kenti CHP yönetiyor, sonra bir ara dönem de Sağ iktidara, üstelik merkezi iktidara bırakıyor.Bu döngü neredeyse 12 Eylül Askeri Faşist Darbeden bu yana yaklaşık olarak devam ediyor.

Ayrıca bir ayrıntı daha vermek isterim. CHP-SHP dönemleri hariç iktidarı alan Belediye Başkanı her ne kadar Sağ’partiden (ANAP), (AKP) den girsede sosyal tabanı ve geçmiş ilişkileri, laik-demokrat çevreden seçilerek iktidarı Sol’dan alarak geliyor. Buna örnek; Zeki Çakan (ANAP), Secaattin Gonca (AKP), Ömer Selim Alan Bu üç isim de geçmiş ilişkilerinde ya sol kültür içinden yada, Atatürkçü, Laik çevreden seçildi.Çünkü sağ iktidarların kent merkez ilçesinden iktidarı yakalama şansı olamazdı.

Yine aynı döngü yaşanmasına rağmen bu kez farklı bir durum gelişiyor.

Geçmişte, yani, Zeki Çakan’dan bayrağı Yüksel Aytaç almıştı.Secaatin Gonca’dan da İsmail Eşref seçim kazanmıştı.

Bu ismler kent insanında ve kitlelerde hatırı sayılı bir oy potansiyeline sahip ve adaylık süreçleri neredeyse tek aday olarak partiden çıktılar.Ve yüksek oy farklarıyla partilerini iktidara taşıdılar.Şimdi 2024 Yerel seçimine giderken tarihsel döngü 2004-2009 sürecine benziyor.

İktidarda ki parti AKP idi ve Başkan Secaattin Goca idi.Parti kendi içindeki kriz, tartışma ve Başkan Gonca ile olan ilişkilerini bozmuş ve son dakikaya kadar neredeyse beklenmişti.Sonuçta AKP’nin adayı yine Sayın Gonca idi ama, seçim çalışmalarında arkasında örgütü yoktu.Şimdi benzer bir durum Ömer Selim Alan için yaşanıyor.AKP resmen kaynıyor.Sosyalmedyaya yansıyan tartışmalar, tartışmanında ötesine geçerek suçlama,saldırı niteliğinde ve henüz adaylık açıklaması olmadı.

Ve AKP’nin kendi içindeki dışa vuran tartışmalarının, farklı aday isimlerinin kamuoyuna yansımaları kriz İl Başkanı Mustafa Çağlayan’a şu açıklamayı mecbur bıraktı: “Cumhurbaşkanımız bir açıklama yapana kadar her bilgi doğruyu yansıtmıyor. Ne zamanki açıklama yapılır? İşte o zaman gerçek bilgi Bizim  ricamız şudur. Ya erken olur, geç olur, zamanlamasını, genel merkez belirleyecek bunu. Ama biz o açıklanana kadar, kim açıklanırsa açıklansın şu anda on 12 belediye başkanımız var, 12 belediye başkanımızla mücadelenin içerisinde hizmetin derdinde ve biz bu 12 belediye başkanımızdan da çok memnunuz. ” İfadesini kullandı.

Peki AKP’nin bu krizini, kendi içindeki çatışma CHP’nin işine yarar mı? CHP bu durumu kendi lehine çevirebilir mi? 2009 Yılı gibi Zonguldak merkez ilçeyi AKP’nin elinden yeniden geri alır mı?

İşte burada ki kriz bu defa 2009 CHP’sinde ki gibi değil. Bu kez CHP’de kendi içinde tartışmalarla, krizle boğuşuyor. CHP’de kendi içinde 2019’un rövanşının peşinde. Üstelik bu dönem Merkez ilçenin ve il Başkanlığının kendi aralarındaki görüş ayrılığı ve seçim pratiği konusundaki deneyimsizlikleri. Devreye kriz yönetimi girecek ve iktidarı almak isteyen parti parti olduğunu ve bir bununda bir disiplinler bütünü olduğu kararlılığını göstererek bu krizin altından kalkacak. Tek yol var Ya doğrudan demokrasi-Ya diktatörlük. Seçimin kaderi bu ikilemde

Vadi’de ustalık dönemi

Vadi bölgesi kentin dinamik yakasını oluşturuyor. Deneyimli Başkan Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı, ustalık dönemine giriyor.

CHP yeniden Kantarcı’yı aday gösterdi ve diğer partiler de biliyor ki, Kantarcı aslında herkesin tek adayı.Yani AKP’den MHP’ye iktidarı elinde tutan Cumhur ittifakı dahil Kantarcı’yı yenecek ortak adayı çıkaramadılar.

Bu CHP ve Sayın Kantarcı açısından oldukça hoş ve sevindirici bir durum.Ama kişisel değerlendirmem açısından bakarsak Çaycuma halkı olarak hatta Vadi bölgesi olarak bakarsak bu bir anlamda tek adamlığa doğru giden ve sadece Çaycuma değil, beldeleri, komşu ilçeleri Devrek, Gökçebey’ide içine alan geniş bir bölgede hakimiyet kurmak anlamına geliyor.Eğer denge-denetleme ağı iyi çalışmaz ise Sayın Kanatarcı ne derse o olur.Bu da partiler üstü, politik bakıştan çok kişilerin sultasına dönüşür.O nedenle sevindirici olan şey bazen üzücü sonuçlarında ortaya çıkmasına neden olabilir.Eğer Sayın Kantarcı aşağıdan kendi deneyimlerini aktaracak ve geleceğe taşıyacak yeni kadrolar yetiştirmez  ise Vadi kitlenmeye doğru gider. Buda kentin merkezi ile mesafesinin açılması demektir.

Ustalığında kendine göre hoş olmayan yanları var yani, hazırlıklı olalım.

Sağlıcakla kalın