Zonguldak Demokrasi Platformu, Madenci Anıtı’nda 6 Şubat’ta 11 ilimizde meydana gelen depremin yıldönümünde basın açıklaması yaptı.
ZONGULDAK – Türkiye, 6 Şubat 2023’te yaşanan ve 11 ilimizi doğrudan etkileyen depremlerin yaralarını sarmaya çalışırken, Zonguldak Demokrasi Platformu, Madenci Anıtı’nda bir araya gelerek depremin ardındaki acı gerçeklere dikkat çekti. Maden Mühendisleri Odası Zonguldak Şube Başkanı Yard. Doç. Erdoğan Kaymakçı’nın platform adına yaptığı basın açıklamasında, ülkenin karşı karşıya kaldığı en ağır felaketin sorumlularının hesap vermesi çağrısı yapıldı.
“Afetin Sorumluları Hesap Vermeli!”
Depremin 15 milyona yakın nüfusu etkilediği ve büyük bir yıkıma neden olduğu vurgulanarak, yaşanan can kayıplarına dikkat çekildi. Platform adına konuşan Kaymakçı, “Ölenlerin acısı bir yana; hayatta kalanlar açlık, susuzluk, soğuk ve hastalıklarla yaşama mücadelesi vermişler ve vermeye de devam etmektedirler. Yaşanan deprem nedeniyle tüm halkımıza başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyor, başta siyasi sorumlular olmak üzere, sorumluluğu olanların hesap vermesini bekliyoruz.” dedi.
“Deprem, Plansız Kentleşmenin Sonucu”
Açıklamada, Türkiye’nin tarihindeki en ağır felaketle karşı karşıya kalınan 6 Şubat depremlerinin, plansız sanayileşme ve kentleşme modelinin bir sonucu olduğuna vurgu yapıldı. “1950’lerden bu yana genişleyerek sürdürülen plansız sanayileşme ve kentleşmeyi kalkınma modeli olarak benimseyen, insanları ve kenti sermaye birikimi için ucuz işgücü ve ucuz altyapı aracı olarak ele alan bu plansızlık, toplumsal maliyetini göz ardı ederek daha fazla para ve kazanç peşinde olan rant anlayışının kaçınılmaz sonuçlarından birisi de doğa olaylarının afete dönüşmesi sonucunu doğurmuştur.” denildi.
“Bilim Ve Planlama Eksikliği Yıkımlara Neden Oluyor”
Ülkenin geçmişte yaşadığı deprem deneyimlerine rağmen, bilim ve planlama eksikliğinin halkı sürekli tehlikeye attığı belirtilerek, “Cumhuriyet tarihimizin en ağır felaketiyle karşı karşıya geldiğimiz 6 Şubat depremleri bugüne kadar yaşadığımız pek çok büyük depreme karşın ülkemizin, şehirlerimizin, binalarımızın, kurumlarımızın ve halkımızın depreme hazır olmadığı gerçeğini çok acı biçimde ortaya çıkarmıştır.” ifadeleri kullanıldı.
“Sıklıkla Yaşanan Depremlerin Sorumluları Belli”
Açıklamada, Türkiye’nin son yıllarda sıkça karşılaştığı depremlerin ardında siyasi iktidarın plansız politikalarının olduğu belirtilerek, “1999’da Gölcük ve Düzce’de, 2003’te Bingöl’de, 2011’de Van’da, 2020’de Elâzığ-Sivrice ve İzmir’de ve ne yazık ki geçtiğimiz kış gerçekleşen ve 11 ilimizi etkileyen 6 Şubat depreminde de benzer acıları tekrar tekrar yaşadık, yaşıyoruz.” denildi.
“Siyasi İktidarlar Bilimle Barışık Olmalı”
Siyasi iktidarların bilim ve teknikle kavgadan ziyade, bilimin rehberliğinde plan, proje ve uygulamaya yönelmeleri gerektiği vurgulanarak, “Bu açıdan bakıldığında ülkemizde siyaset birinci derecede suçludur. Rant uğruna yapılan uygunsuz imar planları, para ve oy için getirilen imar afları, liyakatsiz kadrolar nedeniyle kamu kurum ve kuruluşlarının işlevlerini yapamaması, yetersiz ve/veya yanlış mevzuat, partizanlık, denetimsizlik ve benzeri uygulamalar bu yıkımın temel nedenleri olarak sıralanabilir.” ifadeleri kullanıldı.
“AFAD Ve Kamu Kurumları Sınıfta Kaldı”
Depremin ardından AFAD ve diğer kamu kurumlarının yetersiz kaldığı belirtilerek, “Böylesine geniş bir alanda, bu denli yıkıcı bir depremde, AFAD ve ilgili tüm kamu kurumları bu sınavda başarılı olamamıştır. Deprem sonrası ilk iki gün AFAD bazı bölgelere hiç gidememiş, bazı bölgelerde ise çok az sayıda ekip bulundurabilmiştir. Ekip ve ekipman yetersizliği nedeniyle etkin bir arama-kurtarma çalışması yapamamış, yardım malzemelerini deprem bölgelerine ulaştıramamış ve haberleşmede ciddi sorunlar yaşanmıştır. Sürece ilişkin en temel değerlendirme plansızlık ve organizasyonsuzluktur.” denildi.
“Deprem, Sistemin Çöküşünü Gösterdi”
Açıklamada, depremin sistemin çöküşünü gösterdiği vurgulanarak, “Doğa olaylarının afete dönüşmesi ‘kader’ değildir ve toplumsal acıların tekrar tekrar yaşanmaması bizim elimizdedir. Ülkemiz tüm gelişmiş dünya ülkelerinde olduğu gibi afet sonrası müdahale ve iyileştirmeye odaklanan yapıdan bir an önce kurtularak afet öncesi tehlike ve risklerinin azaltılması konusuna odaklanmalıdır.” ifadelerine yer verildi.
“Affetmiyoruz, Unutmadık!”
Açıklamanın son bölümünde, depremin sorumlularının affedilmeyeceği ve yaşananları unutmadıkları vurgulanarak, “Bu büyük yıkımın tek sorumluluğu sadece kâr hırsıyla başı dönen, yaşadığı her karışı ranta çevirmeye çalışan müteahhitlere de yıkılamaz. Çünkü asıl sorumlu bu hırsı besleyen, büyütenler ve yol verenlerdir. Doğru kuralı koysa dahi imar afları gibi garabetlerle bunu bile işlemez hale getirenlerdir.” ifadelerine yer verildi.
Basın açıklamasının ardından katılımcılar, depremzedelerin yaşadığı sıkıntıları dile getirerek, sorumluların bir an önce hesap vermesi gerektiğini belirttiler. Açıklama, depremzedeler ve acı kayıpların ardından ülkenin geleceği için daha etkili ve bilinçli bir politika çağrısıyla son buldu.


sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
