Michael Roberts

Yaklaşık iki tam yıl süren savaşın ardından, Rusya’nın Ukrayna’yı istilası, Ukrayna halkı ve ekonomisi üzerinde şaşırtıcı kayıplara neden oldu. Ukrayna’nın Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH) 2022’de %40 düştü. 2023’te küçük bir toparlanma oldu, ancak ekstra 7.1 milyon Ukraynalı şimdi yoksulluk içinde yaşıyor.

İki yıl süren savaşın ardından Ukraynalı sivil ve askeri kayıpların çeşitli tahminleri bulunmaktadır. BM, yaklaşık 10.400 sivil ölüm ve 19.000 yaralı tahmin ediyor. Askeri kayıplar daha zor tahmin edilebiliyor, ancak muhtemelen yaklaşık 70.000 asker öldü ve başka 100.000 yaralandı. Rus askeri kayıpları neredeyse aynı. Milyonlarca kişi yurtdışına kaçtı ve Ukrayna içinde milyonlarca kişi daha yerinden oldu.

2023’te savaşın bir yılına dair Ukrayna ve Rusya’nın ekonomik ve sosyal durumunu incelediğimde (https://thenextrecession.wordpress.com/2023/02/22/russia-ukraine-one-year-of-war-the-economics/), her iki tarafın da ihtiyaç halinde yıllarca savaşmaya devam edebileceğini sonucuna vardım. Ukrayna için, bu, Batı’dan yardım almakla mümkün olacaktı. Rusya için, enerji ve kaynak mallarından yeterli ihracat geliri elde etmek anlamına geliyordu.

Rusya, savaşı finanse etmek için yabancı finansmana güvenemezdi, ancak batıdan gelen ekonomik yaptırımlara karşı direnebilirdi, enerji gelirleri ve döviz rezervleri çok az tükenmediği sürece… Veya ekonomisi Rusya içinde sosyal huzursuzluğa neden olacak kadar daralmadığı sürece. Ve böyle de oldu. Rus ekonomisi istikrarlı, savaş çabası sürdürülüyor ve Putin gelecek ay yeni bir devlet başkanlığı seçimini kazanacak (ve muhtemelen tüm potansiyel rakipleri öldürmesi gerekmese bile bunu başarabilir).

Ukrayna hala tamamen Batı’nın desteğine muhtaç. Bu yıl hükümet hizmetlerini sürdürmek, nüfusunu desteklemek ve üretimi sürdürmek için en az 40 milyar dolarlık (USD) yardıma ihtiyacı var. Sivil finansman için AB’ye, askeri finansman için ise ABD’ye güveniyor – doğrudan bir ‘iş bölümü’.

Ayrıca IMF ve Dünya Bankası mali yardım teklif etti, ancak bu durumda Ukrayna’nın ‘sürdürülebilirliği’ni göstermesi gerekiyor, yani herhangi bir kredi borcunu bir noktada geri ödeyebilme yeteneğine sahip olmalıdır. Bu nedenle, çoğunlukla ABD ve AB ülkelerinden gelen krediler olmak üzere (çok az doğrudan yardım geliyor), kredi akışı gerçekleşmezse IMF kredi programını uzatamaz.

Üstelik Ukrayna, bu yıl içinde anlaşmış olduğu 20 milyar dolarlık uluslararası borcu yeniden yapılandırmak zorunda. Ağustos 2022’de egemen tahvil sahipleriyle yapılan ve iki yıl için geri ödemeyi dondurmayı öngören anlaşma sonuna geliyor. Ancak sorun  devam ediyor. İhracatta bir miktar toparlanmaya rağmen, Ukrayna’nın ticaret açığı kötülemeye devam ediyor.

Bu, ithalat için döviz kasalarının, Batı yardımı ile takviye edilir edilmez hızla boşaldığı anlamına geliyor.

Ukrayna Maliye Bakanı Serhiy Marchenko, hükümetin 2024 yılında yabancı finansmanı tamamen sağlamayı umduğunu, ancak savaş daha uzun sürerse, “senaryonun yeni koşullara uyum sağlama ihtiyacında olduğunu” ürkütücü bir şekilde ekledi.

Bu, muhtemelen ya hizmetlerde kesintilere veya Ukrayna’nın merkez bankasının sadece ‘para basmasına’ yol açacaktır. Birinci durum daha fazla yoksulluğu ve yaşam standartlarında daha fazla daralmayı getirirken; ikincisi, enflasyonun yeniden çift haneli rakamlara fırlamasına yol açacaktır (enflasyon 2023’te geri çekilmişti). Ukrayna hükümetinin ya kredilerin gerçekleşmesini ya da savaşın 2024’te sona ermesini beklediği görülüyor. Birincisi gerçekleşebilir, ikincisi ise olası değil.

Ancak, 2024’te Ukrayna ekonomisine damlayacak mı? Avrupa, sivil faaliyetler için fon sağlıyor, ancak askeri faaliyetler için fon sağlamak ABD’ye kalmış durumda. 2023 sonu itibarıyla ABD’nin sağladığı son askeri yardım fonları tükenmiş durumda. Toplamda ABD, Şubat 2022’den bu yana Ukrayna için yaklaşık 43 milyar avro civarında askeri yardım ayırdı, yani aylık olarak yaklaşık 2 milyar avro.

ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardım için finansmanı belirsizdir çünkü ABD Kongresi daha fazla askeri yardım sağlama konusunda bölünmüştür. Yaklaşan başkanlık seçimi, 2025’te Trump’ın geri dönme olasılığı ile büyük bir belirsizliği beraberinde getiriyor.

Bu, bizi tekrar Ukrayna ekonomisinin, Rusya ile savaşın sona ermesi durumunda ne olacağı sorusuna geri döndürüyor. Dünya Bankası’nın en son tahminine göre (https://documents1.worldbank.org/curated/en/099021324115085807/pdf/P1801741bea12c012189ca16d95d8c2556a.pdf), bu yıl savaş sona ererse Ukrayna’nın kendisini toparlamak ve yeniden inşa etmek için önümüzdeki on yıl içinde 486 milyar dolara ihtiyacı olacak. Bu, onun mevcut GSYİH’sının neredeyse üç katıdır.

Savaşın doğrudan zararları şu anda neredeyse 152 milyar doları bulmuş durumda, yaklaşık olarak Ukrayna’daki tüm konut stokunun %10’una denk düşen 2 milyon konut birimi savaştan zarar görmüş veya yok edilmiş durumda. Ayrıca 8.400 kmlik  otoyol, karayolu ve diğer ulusal yollar ve sayısı 300’e varan  köprü de zarar görmüş ya da yıkılmış durumda. Aralık 2023 itibariyle, yaklaşık 5.9 milyon Ukraynalı yurtdışında yerleşik, içeride yerinden yurdundan edilen insan sayısı ise yaklaşık 3.7 milyon.

Daha önce 2022’nin ortalarında bir gönderide açıkladığım gibi (https://thenextrecession.wordpress.com/2023/06/24/reconstructing-ukraine/), şu anda Rusya tarafından ilhak edilmemiş Ukrayna’nın kaynaklarının çoğu, Batı şirketlerine satılmakta. Örneğin, yabancılara arazi satışı 2021’de IMF baskısıyla onaylandı ve şimdi uluslararası özel dev gıda tekelleri olan Cargill, Monsanto ve Dupont, Ukrayna’nın toplam tarım arazisinin %40’ına sahiptir. GMA-Monsanto Şirketi, Sumy bölgesinin toprak fonunun %78’inin, Chernihiv’in %56’sının, Kherson’un %59’unun ve Mykolaiv bölgesinin %47’sin,n sahibidir.

Genelde, Ukrayna’nın tarım arazisinin %28’i Ukraynalı oligarklar, Avrupa ve Kuzey Amerika şirketleri ile Suudi Arabistan’ın egemen varlık fonu tarafından sahiplenilmiştir.. Nestle, batı Volyn bölgesinde 46 milyon dolarlık yeni bir tesis için yatırım yapmışken, ilaçtan tarım ilacına kadar kimyasal üretim yapan Alman devi Bayer, Orta Zhytomyr bölgesinde mısır tohumu üretimine 60 milyon avroluk yatırım yapmayı planlamaktadır.

MHP, Ukrayna’nın en büyük tavuk şirketidir ve eski Ukrayna devlet başkanı Poroshenko’nın bir danışmanına aittir. MHP, son iki yılda Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan (EBRD) kaynaklana tüm kredilerin beşte birinden fazlasını almıştır. Bu şirket, 28.000 kişiyi istihdam ediyor ve Ukrayna’da Lüksemburg’dan daha büyük bir alan olan 360.000 hektarlık bir araziyi kontrol ediyor. 2022’de elde ettiği gelir 2.64 milyar doları bulmaktaydı.

Ukrayna hükümeti, savaş sonrası ekonomi için bir ‘serbest piyasa’ taahhüdünde bulunmuştur, ki bu taahhüt iş hayatında AB’nin mevcut minimum çalışma standartlarının altında düzenlemeleri içerecek, örneğin  yani kölece çalışmaya dayalı koşulları getirecek; kurumlar ve gelir vergilerinde kesintileri içerecek, geriye kalan devlet varlıkları da tamamen özelleştirilecektir. Ancak savaş ekonomisinin baskısı, hükümeti bu politikaları şu anda askeri taleplerin basıncı altında tehir etmeye zorladı.

Peki Rusya’da durum ne? İki yıl boyunca işgalin ardından, Rusya’nın işgali devam etme yeteneğini zayıflatmak amacıyla Batı hükümetleri tarafından uygulanan yaptırımların başarısız olduğu açık. Rusya’nın ekonomisi büyüyor, hatta bu büyüme genellikle askeri sektör için yapılan üretime dayanıyor olsa da büyüyor. Enerji fiyatları ve ihracat gelirleri, Çin ve Hindistan gibi üçüncü taraflara yapılan satışlar sayesinde güçlü ve bu durum, Avrupa’ya ilişkin ihracat kayıplarını rahatça karşılamış durumda. Resmi rakamlara göre, bugün Avrupa’dan Rusya’ya yapılan ihracatın %49’u ve Rusya’nın yaptığı ithalatın %58’i yaptırımlar altında, ancak Rus ekonomisi yine de 2023’te %5 büyüdü ve bu yıl daha da büyüyecek.

Evet, Rusya’nın döviz rezervlerinin 330 milyar doları Batı tarafından el konmuş durumda, ancak Rusya’nın döviz kasası hala yeterince dolu. Savaşı sürdürmenin maliyeti devasa, hükümet bütçesinin %40’ı, ancak para basma yoluna veya sivil hizmetlerde kısıntıya gitmeye başvurmadan yeterli finansman sağlayabiliyor.

Rusya’nın birçok alanda, örneğin petrol, doğal gaz ve buğday gibi kritik mallarda kendine yeterli olması, Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlara direnmesini sağladı. Rusya, çoğu savunma ihtiyacını, hatta sofistike silahlar için olan ihtiyaçlarını bile, çoğunlukla kendisi karşılayabilir durumda. Bu nedenle, bu savaşı, ekonominin uzun vadeli potansiyelini zedeleyecek olsa bile, uzun yıllar sürdürebilir.

Ukrayna’nın tersine, Putin rejimi daha fazla devlet kontrolüne sahip bir ekonomiyi hedeflemekte, bu modelde büyük şirketler Putin’in çevresiyle yakın işbirliği içinde çalışıyor. Ancak, Ukrayna gibi, oligarklarla hükümet arasındaki yolsuzluk devam ediyor, edecek. Bu arada savaş silindir gibi ezmeye devam ediyor. (Çeviri Güçlü Başaran)

Arşiv resim kullanılmıştır


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.