Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) Genel Başkanı Ergün Atalay, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü Gelik İşletmesi’nde madencilerle birlikte eksi 360 kodunda iftar yaptı.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 21 Mart 2024 tarihinde ilk olarak Genel Maden İşçileri Sendikası’nı (GMİS) ziyaret etti. Atalay’ı GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, Genel Sekreter Yener Arslanbuğa, Genel Mali Sekreter Yalçın Yiğit, Genel Teşkilatlandırma ve Eğitim Sekreteri Tayfun Demir, şube başkan ve yöneticileri ile maden işçileri karşıladı. Genel Başkan Yeşil, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ı emeğin başkentinde görmekten mutluluk duyduklarını ve destekleri için teşekkür etti.

TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, GMİS’i Ziyaret Ederek Maden İşçileriyle Birlikte Yerin 360 Metre Altında İftar Yaptı

Yeraltında İftar ve Sohbet: TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkanı Hakan Yeşil ve yönetim kurulu üyeleriyle bir araya gelerek maden işçileriyle birlikte yerin 360 metre altında iftar yaptı. Bu benzersiz deneyimde, işçilerle samimi bir şekilde bir araya gelerek işçilerin günlük yaşantılarını, çalışma koşullarını ve ekonomik zorluklarını dinledi.

Ekonomik Zorluklar ve Çözüm Önerileri: Atalay, toplantıda ekonomik sıkıntılarla ilgili derinlemesine bir analiz yaptı. “Küpe suyu dolduruyorsun, altı delik akıyor. Biz küpün altını kapatmadan bu ekonomik sıkıntıyı, istediğin kadar zam al, halledemezsin, çözemezsin. Yani bu küpün altını bir kapatmak lazım.” sözleriyle ekonomik sıkıntıların kaynağını ve çözüm yollarını açıkladı. Vergi politikaları, gelir dağılımı, işçi hakları ve iş güvencesi gibi konulara dikkat çekti ve bu alanlarda reform yapılması gerektiğini belirtti.

Sendika Yönetimleri ve İşçilerin İşbirliği: Atalay, işçilerin sendika yönetimleriyle birlikte hareket etmesinin önemine vurgu yaptı. “Bu 11 ayda ne para kaldı ne pul kaldı, darmadağın oldu gitti. Karayolları’nda giyim yardımı 60 bin liraymış, biz 1200 lira alıyoruz. Gazozun havası öyle kaçtı ki ne memur ile memur arasında bağlantı var ne işçiler arası bir bağlantı var. Herkes istediği partiye gidip oy veriyor. Bizim işçilerin bize sorduğu yok. Seçim bitiyor, hemen geliyor bize. Biz yasama, yürütme, yargı değiliz.” diyerek sendika yönetimlerinin işçilerin haklarını savunmadaki rolünün altını çizdi.

Madencilik Sektöründeki Zorluklar: Maden işçilerinin yaşadığı zorlukları ve çalışma koşullarını yakından gözlemleyen Atalay, madencilik sektöründeki sıkıntıları birinci elden dinledi. İş güvenliği, çalışma saatleri ve maaşlar gibi konularda çözüm önerileri üzerinde işçilerle birlikte tartıştı. Aynı zamanda madencilik sektöründe teknolojik yeniliklerin ve modernizasyonun önemini vurguladı.

Toplumsal Dayanışma ve Çıkış Yolları: Atalay, toplumsal dayanışmanın ekonomik zorlukların üstesinden gelmede kritik bir rol oynadığını belirtti. “Beraber olursak, sorunların üstesinden geliriz.” diyerek işçilerin birlikte hareket etmesinin önemine vurgu yaptı. Ayrıca devletin ve işverenlerin de işçilerin haklarını korumak ve iyileştirmek için daha fazla sorumluluk alması gerektiğini ifade etti.

Sonuç ve Umutsuzluk Olmadan Çalışma: Atalay, zorluğa rağmen umutsuzluğa kapılmadan çalışmanın önemine değindi. Türk-İş’in her zaman işçilerin ve emekçilerin yanında olacağını belirtti. “Ülkemizdeki ekonomik sıkıntılar bir an evvel sona erer, ancak işbirliği ve dayanışma ile aşılabilir.” diyerek umutlu bir mesaj verdi. Atalay, Türk-İş’in, işçilerin haklarını korumak ve iyileştirmek için kararlılıkla çalışmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.

Ekonomik Politikalara Yönelik Eleştiriler: Ekonomik politikalara yönelik eleştirilerde bulunan Atalay, “Tam başladık vergi taşeron konuşmaya, ne vergiyi konuşabildik ne taşeronu. Memur aldığını bize de al, emekli aldığını bize al. Ya bir sözleşme yok ortada.” diyerek hükümetin ve işverenlerin sorumluluklarını yerine getirmemesini eleştirdi. Vergi politikalarının yeniden düzenlenmesi ve gelir dağılımının adil bir şekilde sağlanması gerektiğini belirtti.

İş Güvencesi ve Çalışma Şartları: İş güvencesi ve çalışma şartları konusunda endişelerini dile getiren Atalay, işçilerin haklarını korumak için daha güçlü yasal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu ifade etti. Sendikaların işçilerin haklarını savunmak için daha etkili bir şekilde mücadele etmesi gerektiğini vurguladı.

Toplumun Tüm Kesimlerine Sesleniş: Atalay, toplumun tüm kesimlerine seslenerek ekonomik adaletin sağlanması ve işçilerin haklarının korunması için birlikte çalışma çağrısında bulundu. “Herkes için adil bir ekonomik sistem ve çalışma koşulları sağlanmalıdır. İşçilerin haklarını korumak ve iyileştirmek, toplumun refahı ve istikrarı için hayati öneme sahiptir.” diyerek tüm paydaşların işbirliği yapmasının önemini vurguladı.

Son Söz: Atalay, basın toplantısını, işçilerin haklarını savunmak ve iyileştirmek için Türk-İş’in kararlılığını bir kez daha vurgulayarak sonlandırdı. “Türk-İş olarak, işçilerin ve emekçilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Ekonomik adalet ve sosyal adalet için mücadelemizi sürdüreceğiz.” diyerek sözlerini noktaladı.

Madencilerle İftar Sofrasına Buluştu

Atalay, GMİS Genel Merkezi ziyaretinin ardından beraberinde Genel Başkan Yeşil ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte iftar için TTK Karadon Müessesesi Gelik İşletmesi’ne geçti. Atalay burada, maden ocağına girmeden önce hazırlığının ardından iş sağlığı ve güvenliği konusundaki brifingi dinledi. Atalay, ardından beraberindeki TTK Genel Müdürü Muharrem Kiraz, TTK Genel Müdür Yardımcıları, sendika yöneticileriyle birlikte asansör ile eksi 360 koduna inerek maden işçileriyle buluştu. Madencilerle birlikte iftar yapan Atalay, işçiler tarafından sevgiyle karşılandı. Maden işçisinin okuduğu ezanın ardından iftarını madencilerle açan Atalar, işçilerle sohbet etti.

GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil, tüm madenciler adında Atalay’a sofralarına konuk olduğu için teşekkür etti. TTK Genel Müdürü Muharrem Kiraz da Atalay’a madenciyle birlikte olduğu için teşekkür etti.

Atalay, iftarın ardından işçilere hitaben yaptığı konuşmada madencilerin emeklerinin maddiyatla ölçülemeyeceğini ifade ederek şöyle dedi;

“Bir avuç kömür için ömür verenlerin evindeyim. İşyerindeyim. Mutfağındayım. Zonguldak merkezde bir anıt var. Bu madende binlerce kardeşimiz can verdi. Allah mekanlarını cennet yapsın. Ailelerine kolaylıklar versin. Biz bu ülkede beraber yaşıyoruz. Yerin üstü de vatan altı da vatan. Biz işçiler dünyaya yorgun geldik yorgun gideceğimizi biliyorum. Demir yolları çırak okulu mezunuyum. Yorgun girdim, yorgun gideceğim hiç şüphem yok. Biz Türkiye’nin 73 yıllık en önemli kurumlarından bir tanesiyiz. Türk-İş kurulduğu günden bu yana Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden yana sonra temsil ettiği insanların, işçi, emekçinin, memur hiç bakmadan onların en ufak meselesi olduğu zaman gündeme getirmeye gayret sarf ediyoruz. Ama maalesef son bir senede 11 ayda özellikle çok iyi bir sözleşme yaptık. Herkes memnun. Ama 11 ayda ne para kaldı ne pul kaldı darmadağın olduk. Küp gibi altı akıyor. Altını kapatmadan, tamamlamadan istediğin kadar üstünü doldur bir önemi yok. Onun için taşeron meselesi var, vergi meselesi var. Zamanı burası değil. Burada madencilerle, kara yüzlü meleklerle beraber olmaya geldim. İnşallah ülkemizde şu ekonomik sıkıntı bir an evvel biter. Terör devam ediyor, problemler devam ediyor. Zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Beraber olursak bunların üstesinden geliriz. Türk-İş olarak nerede bir sıkıntı varsa, nerede bir mazlum varsa, yanlarında olmaya devam edeceğiz.”


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.