Türkiye’de 2002 yılında AKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte pek çok alanda olduğu gibi eğitimde de köklü dönüşümler yaşandı. Bu değişiklilere reform dediler ama yapılan işler sürekli daha kötüye gitti. 2004 yılından başlayarak okul öncesinden üniversiteye kadar bütün öğretim programları değiştirildi. İlk köklü değişiklik 2006/2007 yıllarında yaşanırken, 2017/2018 eğitim öğretim yılından itibaren bütün öğretim programları bir kez daha değiştirilip yeni uygulamalara gidildi. Yeni programlarla birlikte eğitim sisteminin dayandığı felsefeden öğretim yöntem ve tekniklerine, ölçme-değerlendirmeden ders kitaplarına kadar kapsamlı değişiklikler yapıldı. 

Konuyla ilgili olarak KESK’e Bağlı Eğitim-Sen yerel ve merkezi düzeyde, “Milli Eğitim Bakanlığı Müfredat Değişiklikleriyle Neyi Amaçlıyor?” başlıklı basın açıklaması yaptı.

Eğitim-Sen Zonguldak Şube Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada; “MEB’in “yeni müfredatı”, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen ve yorumlamayan robot, ve ruhsuz nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlandı. Mesele bilim ve demokrasi değil, çağdışı “dava” dır. Öğretim programlarında bilimsel eğitimle ilgili olan pek çok nokta özenle “ayıklama” ya tabi tutulurken, iktidarın inşa etmekte olduğu ‘yeni rejim’ i ve onun “2023 vizyonu” nu merkez alıp, açık ve gizli (örtük) amaç ve değerleri programlara ustaca yerleştirerek kendilerince “dini” ve “milli” bir müfredat oluşturulmak istendiği açık.

Eğitimin bütün kademeleri (okulöncesi eğitim dahil) “dini” ve “milli” yaklaşımla yeniden düzenlenirken, okulların eğitim kurumu olmaktan çıkarılıp, öğrencilere “itaat” ve “sadakat” kültürünü aşılayan birer “terbiye ve ıslah merkezi” haline getirilmesi hedeflenmektedir.

Demokratik, bilimsel, laik eğitimin yaygın olduğu toplumlar, devletin bütün inançlar ve kimlikler karşısında eşit mesafede durduğu, farklı inanç gruplarının birbiri üzerinde baskı kurmadığı, farklı mezhep, kimlik ve kültürlerin baskı altına alınmadığı, eşit yurttaşlık temelinde özgürce bir arada yaşadığı gerçek anlamda özgür toplumların oluşumunu sağlayacaktır. 

Eğitim sisteminde yaşanan dönüşümler, içinde bulunulan ekonomik, toplumsal ve siyasal sistemin gelişim süreçlerinden ayrı ya da bağımsız değildir. Bir ülkenin eğitim sistemi, bir bütün olarak içinde yaşanan toplumun gerçekliğini yansıtır. Burada sadece ekonomik düzey değil, toplumsallaşma süreçleri, cinsiyet eşitsizlikleri, ideolojik konumlar, sınıflar arası güç ilişkileri vb gibi oldukça karışık bir dizi ilişki devreye girer. Bu nedenle Türkiye gibi ülkelerde laiklik ve laik eğitim mücadelesi, okulda ve toplumda yürütülen demokrasi ve özgürlük mücadelesinden ayrı değildir. Eğitim sistemi ve okullar ya tamamen egemen ideolojiye teslim edilecek ya da çocuk ve gençlerin nasıl bir eğitim alması, nasıl bir toplumda yaşaması isteniyorsa, onun için mücadele edilecektir. Eğitim Sen olarak bizler Çağdaş, bilimsel ve laik eğitimin her zaman takipçisi olacağız.” Denildi.

1- Milli Eğitim Bakanlığı Müfredat  Değişiklikleriyle Neyi Amaçlıyor?” KESK’e Bağlı Eğitim-Sen Açıklamanın tam metni

2- Milli Eğitim Bakanlığı Müfredat Değişikliği


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.