Deniz Gezmişlere selam olsun.

Avukat Halit Çelenk’in 06.05.1999 günü Karşıyaka mezarlığında Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını anma toplantısında yaptığı konuşmadan, Yenilmeyenler kitabından:

“27 yıl önce üç devrimci genç, üç güzel insan yaşamlarının baharında, Ankara Merkez cezaevinin ön avlusundaki karakavağın önünde, Cunta fermanı ile asılarak katledildiler. Adalet, hukuksuzluğa yenik düştü. Bu, bir yargısız infazdı.

Ölüm fermanını verenler çoktan yok oldular ama bu üç genç devrimci, bu üç yurtsever ve namuslu insan aramızda, Türkiye’de ve dünyada yaşıyorlar.

Onlar, idam sehpası altında, Türkiye’nin bağımsızlığını, ezilenlerin haklarını, Türkiye insanının mutluluk özlemini dile getirerek insanlığa bir yüreklilik dersi verdiler. Bağımsızlık, anti-emperyalizm, anti-faşizm ve demokrasi mücadelesi onların yüreklerine kazınmıştı. Bu mücadeleler, emperyalizm yeryüzünden yok oluncaya dek sürecekti.

Onlar ülkemizde yurtseverliğin önkoşulunun emperyalizme karşı savaş olduğunu biliyorlar. Emperyalizme karşı olmadan yurtsever olunamayacağının bilincindeler. 

Bütün bunların temelinde yurt sevgisi, insan sevgisi var, özveri ve inanç var, doğru bir dünya görüşü var.

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bunlar için yaşıyorlar ve yaşayacaklar… Bu nitelikleriyle devrimci gençliğe örnek oluyorlar.

Hepimiz adına onlara selam olsun diyorum.

Işıklar içinde yatsınlar.”

26 Nisan 2024 Cumhuriyet – Kültür/Bulmaca sayfası:

“Abderrahmane Sissako’nun Siyah Çay ve Luca Guadagnino’nun Rekabet filmleri vizyonda.

Daha iyi bir Dünya’ya doğru.

Afrikalı Aya 30 yaşında güzel bir kadındır. Nişanlısı nikâhından bir gün önce onu aldatınca Aya evlenmekten vazgeçip Çin’in Çikolata Şehri olarak tanınan Guanghzou’ya gidip çok şık bir çay dükkânında çalışmaya başlar. Aya’nın patronu Cai ona çay sanatının sırrını, çay seremonisini, çay hazırlamayı, tatmayı öğretir. Birlikte çay bahçelerine giderler. Çay seremonisi, Çin’de kutsal bir görevdir. Aralarındaki dostluk aşka dönüşür. Çin’de çok sayıda Afrikalı vardır. Çince, İngilizce, Fransızca, Afrika dilleri konuşulur; sınırlar silinir, kültürler, tadlar karışır.  Sissako, bu öyküyü The Pefumed Hill(Kokulu Tepe) adlı lokanta işleten Afrikalı çifti tanıdıktan sonra çekmeye karar vermiş. Çikolata şehri türlü türlü ürün satan dükkânlardan ötürü her insanın uğrak yerine dönüşmüştür. Geçmişin yara izleri sürdükçe romantik dram Siyah Çay ötekini /yabancıyı keşfetmeyi, duyguların coşkuyla yaşandığı bir dönemi betimler.

Çikolata şehrinde insanlar farklılıklarını geride bırakırlar, Sissako naif değildir. Bu umut öyküsüyle bambaşka bir küreselleşme vizyonunu savunur. Erkler, şiddet karşısında karakterler suskun, yaralı, yenilmiş ama umutla doludurlar; uyum kurtuluştur.”

Sayfa 7:

“ABD Ukrayna’ya gizlice uzun mesafeli füze yolladı.

NATO müttefikleri ABD, Almanya, Çekya, Slovenya, İspanya’dan askerler Slovakya’daki ortak askeri tatbikata katıldı.

ABD’de yaklaşık altı ay sürüncemede kalan Ukrayna’ya 61 milyar dolarlık silah yardım paketini kabul edilmesi sonrası Washington’un Kiev’e uzun menzilli füze gönderdiği açıklandı. Füzeler 300 km. menzilli.

Muhalefeti susturmak için ne söylemişti Biden? “Ukrayna’ya yardım yapmak, ABD savunma sanayisine yatırım yapmaktır.”

Demek ki, dünyadaki güçlerini korumak ve hatta güçlendirmek için savaş çıkartıyorlar.  

Macron’dan Avrupa egemenliği çıkışı:

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Avrupa Parlamentosu seçimlerine hazırlanırken, Avrupa Birliği’nin stratejik özerkliğine yönelik çağrılarını bir kez daha yineledi. Macron , Avrupa’nın daha güçlü ve daha entegre bir savunmaya sahip olması çağrısında bulundu. Avrupalıların kendi kıtalarından askeri teçhizat satın almayı tercih etmeleri gerektiğini belirten Macron, “Kendi Avrupa savunma sanayimizi geliştirmezsek egemenliğimizi nasıl inşa edebiliriz?” ifadelerini kullandı. Macron, Avrupa’nın “asla ABD’nin kölesi olmadığını ve dünyanın diğer tüm bölgeleriyle de nasıl konuşacağını da bildiğini göstermesi gerektiğini” söyledi. Ayrıca “Avrupa’mız ölümlüdür ve ölüp ölmemesi bizim seçimimize bağlıdır” açıklaması yaptı.

ABD’deki üniversitelerde Filistin protestoları düzenleyenlere polis müdahale etti.

Öğrencilere gözaltı: Okullarının İsrail’le ticari ilişkilerini kesmesini isteyen öğrencilerin eylemlerine antisemitizim suçlaması yöneltildi. Polis, kampuslara girerek gösterileri dağıttı. 100’e yakın öğrenci gözaltına alındı.”

Demek ki, dünyada iki grup var. Birisi, emperyalizmi yaşam tarzı kabul eden, savaşçı, silah tüccarı, kapitalist, sömürücü taraf, diğeri ise bilimden, barıştan, saygıdan ve sevgiden yana; cahilliği kötülüğün anası gören taraf.

Neden Korkuyorsun Bay Macron? Dünya’ya yapılan kötülüklerin ortağı olduğunuz için mi korkuyorsunuz? Bırakın ABD ile ortaklığı, emperyalizmi, fesih edin NATO’yu; insanlık barışa kavuşsun!

Peki, bu durumda ne yapacağız? Nasıl mutlu ve umutlu bir ortamda yaşayacağız? Emperyalist Batı ile ilişkileri en aza indireceğiz. Onların ekonomisi hasta, ahlakı hasta, bilimi kapitalizm tabanlı. Bu hasta yapıyı tamamen reddedeceğiz. Dünyayı okul ve bilimin anası sayacağız. İnsanlığı bu bilimin sonsuza kadar öğrencisi olduğunu kabul edeceğiz. Türkiye açısından bunun için yapılacak ilk iş NATO’dan ayrılmaktır. Çünkü NATO, Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra barış ve savunma örgütü olmaktan çıkmış vahşi bir savaş örgütü olmuştur!

Biliyor muyuz? İsveç NATO’ya girdikten sonra Ukrayna’ya yardımları hızlandırmış ve 37 milyar Kron yardım yapmış. Ekonomik sıkıntılar başlamış; Kron değer kaybetmiş, Fiyatlar artmış, halkın alım gücü azalmış, işsiz sayısı artacakmış, okullara ayrılan bütçede kısıntılar başlamış, öğretmen açığını gidermek yerine sınıflar birleştirilmeye başlamış, sağlık sektöründe personel açığı büyüyormuş, sağcı iktidarla sosyal demokrat parti işbirliği içindeymiş!

Bizim yaşadıklarımıza ne kadar benziyor değil mi? Biz bu sıkıntıları ne zamandan beri çekiyoruz? 1952’de NATO’ya girdiğimizden beri.. Demek ki çektiğimiz tüm ekonomik, sosyal, kültürel ve toplumsal bunalımların, sorunların arkasında NATO üyeliği yatıyor. 

NATO, dünya barışını bozan en tehlikeli örgüttür!

NATO üyesi olmasaydık tüm sorunlarımızı çözebilirdik…!