SGK haftası nedeniyle Türk Büro-Sen Zonguldak Şubesi tarafından SGK binası önü de basın açıklaması yapıldı.

Açıklamayı Türk Büro-Sen Zonguldak Şube Başkanı Köksal Tunçtürk yaptı

Açıklamada şu görüşler dile getirildi; “Bilindiği üzere her yıl 13-19 Mayıs tarihleri arası Sosyal Güvenlik Haftası olarak kutlanmaktadır. Ülkemiz ve tüm dünyanın içinden geçtiği bu zorlu dönemde, devletin her vatandaşına sosyal güvence sunabilmesinin önemini bir kez daha anlamış bulunmaktayız.

Sosyal Güvenlik Sistemi, toplumun tüm kesimlerini bir şemsiye altına toplaması gereken bir sistem olup; fiilen çalışanlar, çalıştığı halde kayıt dışında bulunanlar, henüz çalışma hayatına başlamamış olan çocuklar, gençler ile dul ve yetimler bu sisteme dahildir. Ancak Türkiye’de kayıt dışı istihdamın her yıl artması, iş tanımları skalasının yapılmaması ve kamuda farklı statülerde istihdam politikaları neticesinde, sosyal güvenlik şemsiyesi delik deşik hale getirilmiştir.

Öncelikle kayıt dışı istihdamın kayıt altına alınması, istihdam yaratacak yatırımlara öncelik verilmesi, prim yükünün hafifletilmesi, makul olmayan yaş ve prim ödeme gün sayılarının çalışanlar üzerinde oluşturduğu psikolojik etkinin ortadan kaldırılması ve sigortalılığı özendirecek tedbirlerin alınması gerekmektedir.

SGK Çalışanları Mutsuz

Bağ-Kur, SSK ve Emekli Sandığı’nın birleştirilerek Sosyal Güvenlik Kurumu’nun oluşturulmasının üzerinden 18 yıl geçmesine rağmen, kurumsal kimlik maalesef henüz oturmamıştır.

Geçtiğimiz yıl 2.250.000 vatandaşımızı ilgilendiren ve kamuoyunda EYT olarak bilinen Emeklilikte Yaşa Takılanlar ile ilgili kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden geçerek kanunlaşmış ve bu hizmet, kadrosu 38.000 olmasına rağmen fiilen 23.000 personel ile gerçekleştirilmiştir. Fedakar SGK çalışanları, vatandaşların aylık bağlama işlemlerini öngörülen tarihten önce sonuçlandırmıştır.

Sendikamız Türk Büro-Sen, bu kadar ağır iş yüküne karşı Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarını bir nebze olsun rahatlatmak adına şu taleplerde bulunmaktadır:

  1. 666 sayılı KHK ile kaldırılan ikramiyelerin yeniden müktesep hak olarak düzenlenmesi,
  2. Sosyal Güvenlik Hizmetleri Sınıfı oluşturulması ve buna bağlı Sosyal Güvenlik Tazminatı ödenmesi,
  3. 666 sayılı KHK ile kaldırılan fazla mesai ücretlerinin tekrar ödenmesi,
  4. Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarına uzmanlık hakkı verilmesi,
  5. Yönetim Kurulu yetkisinde bulunan ek ödeme oranlarının %50 oranında arttırılması ve yılda 4 kez brüt asgari ücret seviyesinde ikramiye verilmesi,
  6. Birinci dereceye gelen tüm personelin 3600 ek göstergeden faydalandırılması ve ilave ek ödemenin emekli maaşlarına yansıtılması,
  7. Hukuk birimlerinde görev yapan idari personele vekalet ücreti ödenmesi,
  8. Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılması ve bu durumdaki personelin GİH sınıfına geçirilmesi,
  9. Denetimlerin etkin yapılabilmesi için sosyal güvenlik denetmenlerinin grup başkanlığı şeklinde yapılandırılması ve denetim tazminatlarının arttırılması,
  10. 5510 sayılı kanun sonrası ilk defa devlet memurluğuna atananların emeklilik haklarının düzeltilmesi,
  11. Merkez teşkilatında görev yapan şube müdürlerinin sosyal güvenlik uzman kadrolarına geçişlerinin sağlanması ve müdür unvanlı tüm kadrolara makam/görev tazminatı tahsis edilmesi,
  12. Kurum alacağının tahsili ile görevli icra memurları başta olmak üzere 5. derece kadroların tenkis edilerek 3. derece kadroların ihdas edilmesi ve özlük haklarının düzenlenmesi,
  13. Kurumun orta kademe yönetiminde bulunan şeflerin özel hizmet tazminat oranlarının arttırılması,
  14. Sözleşmeli personelin tahsil durumlarına göre uygun kadrolara geçirilmesi.

Kamuda Tasarruf Paketi ile İlgili Görüşlerimiz

13 Mayıs 2024 tarihinde açıklanan Kamuda Tasarruf Paketi ile toplu taşıma olan yerlerde personel servislerinin kaldırılmasına yönelik kararın kamuya hiçbir faydası olmayacağı gibi, aksine zarar getireceği açıktır. Bu karar, özellikle trafik yoğunluğunun olduğu büyükşehirlerde daha fazla trafik, iş gücü kaybı ve yakıt masrafı yaratacaktır. Bunun yanında servis hizmetlerine yönelik alınmış toplu sözleşme kararlarının da böyle bir çalışmaya konu edilmesi, sendikacılık ve toplu sözleşme ilkelerine aykırı bir durum olarak toplu sözleşmenin özerkliğini yok etmek anlamı taşıyacaktır.

Toplu sözleşme ile alınan kararların idari keyfiyete konu edilmesi, sendikal teşkilatlanma hürriyetine ve toplu sözleşme hakkına darbe vurmak anlamına gelmektedir. Böyle bir karar, diğer toplu sözleşme hükümlerinin de iptal edilebilmesinin önünü açacaktır. Özellikle kamuda yeni personel alımının, emekli olan kamu görevlisi sayısıyla sınırlandırılması mutlak surette gözden geçirilmesi gereken bir karardır. Sosyal Güvenlik Kurumu’nda büyük oranda personel açığı olduğu bilinen bir gerçektir ve bu açığın kapatılması gerekmektedir.

Sonuç

Türk Büro-Sen olarak, Sosyal Güvenlik Haftasını kutlarken, vatandaşlarımıza kesintisiz hizmet sunan Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanlarının haklarının korunup, geliştirilmesi noktasında mücadelemizin devam edecektir” denildi