NEREYE GİDİYORUZ (24)

Ne demiştik? Dünya cennettir ama kapitalizm dünyayı cehenneme çevirmiştir. Dünya okuldur ama kapitalizm dünyayı hapishaneye çevirmiştir. İnsan dünyaya melek olarak geliyor ama kapitalizm insanları şeytana çeviriyor.

Hani insanlar kalkınıyordu, bilimsel bilgi veren okullardan eğitim alıyordu? Bunların hepsi yalan. Kapitalizmin egemenleri daha çok zengin olsun, daha çok para sahibi olsun diye tüm doğal varlıklarımız ve insanlık yok edilmeye çalışılıyor.

Diğer taraftan bize bilimsel ve felsefi olarak insanlık değerleri bırakan insanların düşüncelerine bakıyoruz ve onların karşısında çok utanıyor ve yerin dibine giriyoruz. Ve bakıyoruz ki; insanlık 2000 yıldır hiç daha güzel insan olamamış ve olduğu yerde sayan bir duruma düşürülmüştür.

 İşte atalarımızın insan tanımları:

Sokrates’e göre: İnsan sorgulayan hayvandır,

Platona’a göre: toplumsal hayvandır,

Aristoles’e göre: düşünen hayvandır,

Konfüçyüs’e göre: öğrenen hayvandır,

Thales’e göre: araştıran hayvandır,

Septiklere göre: şüpheci hayvandır,

Stoikler’e göre: her şeye alışan hayvandır,

Heraklietos’a göre: tartışan hayvandır,

Jhon Locke’ye göre: deneyen hayvandır,

Jhon Dewey’e göre: çıkarını düşünen hayvandır,

İmmanuel Kant’a göre: eleştiren hayvandır,

Descartes’e göre: konuşan hayvandır,

 G.W.Hegel’e göre: sistematik hayvandır,

Gazali’ye göre: tutarsız havandır,

Karl Papper’a göre: yalanlayan bir hayvandır,

T.Khunn’a göre: teori kuran bir hayvandır,

Karl Marx’a göre: mücadeleci bir hayvandır,

Eric Fromm’a göre: seven bir hayvandır,

H. Bergson’a göre: araç yapan bir hayvandır,

Frederic Neitzsche’ye göre: düpedüz hayvandır,

 Akıllı bir hayvandır,

Vatandaş Rüstem Esendere göre: zararlı bir hayvandır(Havaya, karaya, denize ve tüm canlılara zarar verir).

Aristoles’en göre: ruh ve beden olmak üzere iki ayrı öğeden oluşan varlıktır,

Kuranı Kerim’e göre: Allah’ın bizzat kendi eliyle yaratarak, ruhundan nefhettiği, maddi ve manevi organ ve cihazlarını düzgün ve dengeli bir şekilde düzenleyerek en güzel sureti verdiği en değerli ve en şerefli mahlûktur. 

Psikolojiye göre: merak eden, öğrenen, öğrenme ihtiyacı olan varlıktır. Hem kendini hem de kendi dışındaki dünyayı anlamak ister. Elde ettiği bilgileri de onun çevresine uyumunu kolaylaştırır.

Sosyolojiye göre insan: bugünkü sınıflı toplum düzeni kurallarına göre olan; zihinsel yapısı, ilişkileri, dünyayı algılayışı, toplumu ve yaşam tarzıdır.

Türk Dil Kurumu’na göre: Toplum hâlinde, bir kültür çevresinde yaşayan, düşünme ve konuşma yeteneği olan, evreni bütün olarak kavrayabilen, bulgular sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı.

Farklı felsefe akımlarına göre insan olmak ne demektir?

“İnsan olmak, sürekli ben maskesinin altına sığınmadan “biz” diyebilmekle ve birbirimize(tüm canlı türlerine) görünmez bağlarla bağlı olduğumuzu anladığımızda erişebileceğimiz bir mertebedir. Ve aslında da önemli nokta, insan olarak bizlerin ne kadar kendi türümüze üstünlük tanıdığımızı fark edebilmemizdir.

İnsan derken artık homo sapiens türünü algılamıyoruz. İnsan dediğimiz varlık artık kurgulanmış bir kavramlar kümesini ifade ediyor. Kurgulandığı için de hep taraflaşmayla içi dolduruluyor. Bizler bu dünyada bir şeylerin anlamını ancak o şeylerin zıttı sandığımız diğer şeylerle anlayabiliyoruz. İnsanlığı hayvanlıktan ayrı almak şeklinde tanımlıyoruz. Ve taraf tuttuğumuz zıt olan şeyi, örneğin                   “hayvanlığı” tiksindirici ilan ediyoruz.

Her ne kadar ikiliğin önüne geçmek mümkün olmasa da, bu taraflaşmış bakış açısından yola çıkarak “insan olmanın” tanımını yapmak gezegenimize sadece yıkım getiriyor. Sadece canlı türleriyle kalmıyor, kendi türümüz içinde de insan olmanın tanımını ayrıştırarak yapıyoruz. Her zaman “insanlık” değil tüm canlı türlerinin kazanan olabildiği bir dünya hayalini kurmak zorundayız. Diğer her şey gibi insan olmayı da yeniden tanımlamalıyız.(1 Nisan 2022 Şerife Günaydın Karaköse – Yaşam- “İnsan hem yapan, hem bozan, hem seven, hem kıran varlıktır” Engin Geçtan- İnsan olmak.” 

Ben de diyorum ki: dünya bir okuldur ve insanlık buraya insan olmak için gelmiştir, gelmektedir. İnsanlık halen evren bilimin yüzde 2’sine ulaşabilmiş. Yani hala hayvanlardan farkı yok, olduğu yerde sayıyor. İnsanlar bu seviyeden kurtulmak ve üst seviyelere çıkmak için tüm hayatını bilime vermelidir. Ama, maalesef paranın padişahlığı öldürüyor insanlığı!..

Son günlerde kamuoyuyla paylaşılan Türkiye Maarif Düzenlemesi’nin vatandaşlarımızı ne kadar gerilere getireceğini öğrenmiş bulunmaktayız. Vatandaşlarımızın ve öğrencilerimizin bilimsel bilgi sahibi olma hedeflerinin en ön planda, üreterek yaşayan, sosyal, kültürel, toplumsal varlık olma hedefini kazanmaya çalışmaları gerekir. Dini bilimin önüne koyanlara karşı çıkmalıdır.

Unutmayalım: her insan ancak kendisinin tüketme kapasitesi kadar üretebilir. Eğer daha fazlasına sahipse başkasının hakkını yemiştir. Fakir kalmamak için kadınlar da mutlaka üretim safhasına katılmalıdırlar.  

Unutmayalım; tüm insanlık kardeştir, tüm canlı varlıklar varsa biz de varız, dünya, insan olma ve evren bilimin okuludur. Dinler ahlaklı insanlar yetiştirmek için vardır. Para ve mal zenginleri ise hamaldırlar, kuldurlar ve köledirler…!