Bugün Türkiye’de yılda 3 bin kişi ateşli silahla ölüyor, 700’ü yaralanıyor. Her 10 kişiden birinde, her 3 evden birinde ateşli silah var.

Silah para cezası ve hapis cezası ne kadar: bir yıldan üç yıla kadar hapis, otuz günden yüz güne kadar adli para cezası hükmolunur. (Neden ruhsatsız silah cezası 10 yıla kadar hapis değil?)

Bireysel silahlanma olmasının sebebi nedir: insanoğlu var olduğu sürece kendisini koruma ihtiyacı duymuştur. Bireysel silahlanma ve savunma hakkı arayışı doğal bir davranış mıdır? Başka bir deyişle insanlık tarihi boyunca bireysel yaşam mücadelesi vermiştir, hem kendisini hem de sevdiklerini korumak için bireysel silahlanma anlamlı bulunmuştur.

BSSAH-Bireysel silahlanma ve Savunma Hakkı insiyatifi açıklaması:(2010 yılı)

“En genel anlamıyla fertlerin silah sahibi olmasına “Bireysel silahlanma” denir. Bireysel silahlanma demek yasal/ruhsatlı silah demektir. Yasal silahlanma ile yasa dışı silahlanma birbirlerinden tamamen farklıdır.

“Silahlanma hakkına karşı olan kişi ve kurumlar, yasa dışı silahlarla işlenen suçları bireysel silahlanmanın sonucuymuş gibi bir propaganda haline getirmekten çekinmezler. Bu sebeple, silahlarla işlenen suçlara ilişkin haberleri okurken, işlenen suçların tamamını yasadışı silahlarla işlendiğini unutmamalıyız. Silah karşıtı kişiler, suç dünyasının yasadışı silahlarla işlenen suçları bahane ederek, sık sık yasal silahlanmanın da engellenmesini isterler. Oysa suç dünyasından hiç kimse dünyanın hiçbir yerinde suç işlerken yasal yollarla edinilmiş silah kullanmayı tercih etmez. Bu sebeple yasal silah sahipleriyle yasadışı silah sahipleri aynı kategoride değerlendirilemez.

Türkiye’de bireysel silahlanma oranları yüksek midir?

Türk tarihinin her döneminde silahlara dair bir iz bulunmasına rağmen 1953 yılından itibaren çeşitli siyasi kararlarla Türk Milleti’nin bireysel silahlanma ve savunma hakkı erozyona uğramıştır. Bugün milletimizi ordu-millet olarak tarif etmek, edebilmemiz mümkün değildir. Çünkü Türk milleti hızla silahlanmadan uzaklaştırılmaktadır.

Bunun sonucu olarak, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde silahlanma oranları ülkemizin 4-5 katına ulaşmış durumdadır. Dünya çapında ülkelerin sivil silahlanma oranlarını gösteren çalışmaya göre Türkiye’de her yüz kişiden 12’sinin silahı varken, İsviçre’de sivil silahlanma oranı yüzde 48’dir. 2009 yılında yapılan araştırmaya göre ABD’de her yüz kişiden 89’unun silahı varken, genel olarak Avrupa ülkelerinde silahlanma oranları ülkemizin 3 katı kadardır. Buna göre ülkemizde silahlanma oranlarının çok düşük olduğu söylenebilir. Bunun da ötesinde mevcut mevzuatın, siyasetçilerin ve bürokratların silah karşıtı tavırları nedeniyle ülkemizde silah kültürünün, Türk tarihinin en düşük seviyelerine düştüğünü ifade etmek doğru olacaktır.”

Umut Vakfı: 2023 yılı ilk 211 gününde bin 938 silahlı şiddet olayı basına yansıdı.

“İki yetişkin erkekten, 3 evden birinde silah var. Aynı zamanda otomatik silahların kullanımı arttı. Kadına yönelik şiddette beş vakadan birinde silah kullanılıyor. İnsanlar kendilerini kontrol edebileceğini düşünmüyor ve caydırıcı özelliğinden dolayı ruhsatlı silah alıyor ama pratikle örtüşmüyor. Vakaların yüzde 4’ünün beylik tabanca ile işlendiğini görüyoruz.

Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Uzm.Dr. Ayhan Akcan’a göre, “cinayetlerin yüzde 90’ında ruhsatsız, yüzde 10’unda ruhsatlı silah kullanılıyor(Demek ki ruhsatlı, ruhsatsız da olsa cinayet oranları aynı). Her gün Türkiye’de cinayetten 10 kişi ölüyor. Üç aileden birinde problem var. İnsanlar sokağa çıkarken veya tartışırken en ufak bir şeyde silahla karşılaşabiliyor. Bu konu Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne(TBMM) getirilmeli.”

Bugünkü yasal düzenlemeye göre 21 yaşını doldurmuş, engeli bulunmayan her Türk vatandaşı silah ruhsatı alabiliyor.

Fakat, ülkede silahlanma 10 yıl önce 12-15 milyon ve 4 milyonu ruhsatsız iken bugün 30 milyonu ruhsatsız, 3 milyonu ruhsatlı.

Bu kadar silahlanmaya ne gerek vardı?

 Bu son 20 yılda neler olmuş ülkemizde ve çevremizde?

2003 yılında Irak Savaşı başladı, 15 Mart 2011 tarihinde Suriye Savaşı başladı, 10 yıldır Ukrayna-Rusya Savaşı var, Ekim 2023’ten beri İsrail-Hamas darbesiyle Filistinlilerin katliamı var, 1984’ten beri ABD destekli PKK Savaşı var, 15 Temmuz 2015 Fetullah Gülen Terör Örgütü kalkışması oldu…

Ve biz hâlâ NATO üyesiyiz…!

Gelelim silahlanma sorununa…

İlk insanlar komünal sistemler içinde köylerinde yaşıyorlarmış ve çok mutluymuşlar… Gün gelmiş gen olarak belirlenen nitelik farklılıkları onları birbirine düşürmüş ve ekonomik güçlerini artırmak için saldırıya geçirmiş; birbirlerini öldürmüşler, ellerindeki taşınabilir varlıklara el koymuşlar, kadınlarına tecavüz etmişler ve el koyup alıp gitmişler…İşte silah böylece devreye girmiş ve o günden beri kötülüklerin anası-babası olarak görev yapıyor; elinde çok olanın, güçlü olanın egemenliği tüm dünyayı sarsıyor.

Peki, hani biz insandık, hani akıllı, düşünen, öğrenen, araştıran, sorgulayan, tartışan, deneyen, konuşan seven ve mücadeleci, ben yerine biz diyebilen hayvandık ama evren bilimi öğrenerek insan olmaya çalışıyorduk?

Sorun işte tam da burada! İnsan akıllı bir varlık olarak bilimsel bilgisini artırarak insan olamaya çalışacağına dünya varlıklarını eline geçirerek zengin olmayı tercih etti yüzbin yıldan beri. Bunun için savaşlar yaptı, yapıyor o günden beri ve bu yolda milyardan fazla insanın canına kıydı, insanını kaybetti. Bu yolda ne kullandı? Silah kullandı, kullanıyor. Peki, silah olmasaydı neler olurdu?

Silah olmasaydı dünya cennet olurdu, dünya hapishane değil okul olurdu, dünyaya melek olarak gelen insanlar şeytan olmaz melek olarak kalırdı, çocuk yaştan başlayarak insanlar öldürülmezdi, insanlık evren bilimin yüzde 2’sinden fazla, belki yüzde 10 evren bilim sahibi olurdu, hayvanlıktan kurtulup insan olurdu böylece…!

Gelin tüm insanlığı silahın egemenliğinden kurtaralım. Dünyayı cennet, okul yapalım ve bizler de melekler kadar saf ve güzel olalım! Unutmayalım! Bütün insanlık kardeştir ve bugünkü insanlığın her türlü olanağı var.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.