Meta, pazarda satılmak üzere üretilen ürün demektir. Meta üreticileri, kendi tüketimleri için değil, fakat pazar için üretim yaparlar.

Her metanın bir kullanım değeri, bir de mübadele değeri vardır:

Bir metanın pazarda satılabilmesi için toplumdaki belli bir ihtiyacı karşılıyor olması gerekir. Bir metanın insanların belli bir ihtiyacını karşılama özelliğine, o metanın kullanım değeri denir.

Bir şeyin kullanım değerinin olması, tek başına, o şeyi meta yapmaz. Her metanın mutlaka bir kullanım değeri vardır ama kullanım değeri olan her şey mutlaka meta değildir.

Kullanım değeri, sırf kullanım değeri olarak kaldığı sürece ekonomi politiğin ilgi alanına girmez. Kullanım değeri olan bir şeyin ekonomi politiğin ilgi alanına girmesi için, o şeyin bir mübadele değeri kazanması, yani meta hâline gelmesi gerekir.

Metalar kullanım değerleri itibarıyla birbirlerinden farklıdır. Örneğin bir ekmeğin kullanım değeri ile bir ceketin kullanım değeri, birbirinden nitelik olarak farklıdır. Farklı nitelikler birbiriyle nicelik ilişkisine giremezler. Ne var ki, farklı kullanım değerleri taşıyan metaların uygun nicelikleri, pazarda birbiriyle eşitlenmekte ve böylece birbiriyle mübadele edilmektedir. O hâlde, bütün metaların uygun oranlarda birbirleriyle eşitlenmesini sağlayan ortak bir özelliğin olması gerekir. Bütün metalardaki bu ortak özellik, bütün metaların emek ürünü oluşudur.

Meta üretimi sürecinde harcanan emekler özel karakterde görünür. Ancak üretimin pazar için yapılması, birbirlerinden yalıtık üretim birimlerinde harcanan özel emekleri, potansiyel olarak toplumsal emeğin bir parçası kılar. Meta üretiminde harcanan emeklerin toplumsal karakterinin onaylanması için, üretilen metaların pazara çıkıp satılması gerekir.

Pazar sürecinde, yalıtık birimlerde fiilen harcanan emek miktarları değil, fakat o emek miktarlarını içeren metalar mübadele edilir. Metaların birbirleriyle mübadelesi, metaların piyasa curcunası içinde oluşan mübadele oranlarına, yani mübadele değerlerine göre yapılır.

Bir metanın mübadele değeri, o metanın başka bir meta ile mübadele edilme oranını verir. Metaların mübadele değerleri, mübadele işlemi gerçekleşmeden önce bilinemez. Metaların birbirleriyle mübadele oranları, ancak pazarda mübadele işlemi yapıldığı anda ve o an için fiile çıkmış olur.

Değer, metaların içerdiği toplumsal emeği temsil eder. Metaların değeri, metalar pazarda satılınca realize edilir. Başka bir deyişle, metalar pazarda değerin somut temsiliyle, yani parayla mübadele edildiği takdirde, o metaların üretiminde harcanan özel emekler toplumsal emek olarak tescil edilir.

Mevcut baş aşağı dünyada değer toplumsal ilişkisini doğuran, toplumun toplam emeğinin çeşitli emek süreçleri arasında belli oranlarda dağılımı gereğidir:

“Her çocuk bilir ki, değişik ihtiyaçlara tekabül eden ürünler kitlesi, toplumun toplam emeğinin farklı ve nicel olarak belli bir kitlesini gerektirir. Toplumsal emeğin belli oranlarda dağılım gereğinin hiçbir toplumsal üretim biçimi tarafından ortadan kaldırılamayacağı, ancak, sadece bu gereğin aldığı görünüm tarzının değişebileceği çok açıktır. Hiçbir doğa yasası ortadan kaldırılamaz. Farklı tarihsel durumlarda değişebilecek olan, bu yasaların kendini dayattığı biçimdir ancak. Toplumsal emeğin iç bağlantısının emeğin bireysel ürünlerinin özel mübadelesi yoluyla kurulduğu bir toplumsal sistemde, emeğin oranlı dağılımının kendini dayattığı biçim, tam da bu ürünlerin mübadele değeridir.” (K. Marks, “L. Kugelmann’a Mektup”, 11 Temmuz 1868, MESE, İng., c. 2, s. 418-419.)

Meta üretimi yapan birimler, birbirlerinden kopuk olarak ve birbirleriyle rekabet hâlinde faaliyet gösterirler. Pazarın nasıl davranacağı, fiyatların ne düzeyde oluşacağı önceden bilinemez. Bu bilinmezlik ve rekabetten ötürü, önceden toplum çapında üretim plânlaması yapılamaz. Çünkü yalıtık üretim birimlerinde harcanan emeklerin ne kadarının, daha sonraki pazar süreçlerinde toplumsal emeğin bir parçası olarak onaylanacağı önceden bilinemez.

Değerin işlevi, emeğin özel karakterde göründüğü toplumda, toplumsal emeği temsil ederek emeğin çeşitli üretim süreçleri arasında uygun oranda dağılımını sağlamaktır. Başka bir deyişle, değerin işlevi, yalıtık birimlerde herhangi bir toplumsal plânlama olmaksızın yapılan üretimi, piyasada “toplumsal olarak gereken ortalama emek miktarı” sınavına tâbi tutmak suretiyle, post festum, geriye doğru plânlamaktır. https://www.facebook.com/yusuf.zamir.9


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.