Zonguldak’ın Devrek İlçesi’nin sevilen emekli öğretmenlerinden, doğa ve çevre gönüllüsü Muharrem Uysal, yaşamı boyunca insanlığın savaşsız ve sömürüsüz bir dünya için mücadele eden Uysal, sevenlerinin yoğun katılımıyla son yolculuğuna uğurlandı.

Cenaze Töreni

Muharrem Uysal’ın cenazesi, Devrek Yeni Cami’de kılınan öğle namazının ardından, Devrek Dedeoğlu köyü Muratlar mahallesinde toprağa verildi. Törene kalabalık bir insan topluluğu katıldı. Uysal’ın geçmişte birlikte mücadele ettiği yoldaşları, yakınları, ailesi ve çok sayıda dostu da cenaze töreninde hazır bulundu.

Anma Konuşmaları

Mezar başında gerçekleştirilen anma töreninde dostları ve yoldaşları, Muharrem Uysal’ın insanlığa, barışa, sevgiye, kardeşliğe ve doğaya karşı verdiği mücadelelerden güzel örnekler sunarak, kısa konuşmalar yaptılar. Ahmet Abanoz, Şenol Abay ve Sol Parti PM üyesi İsmail Hakkı Tombul, Uysal’ın anısına konuşma yapan isimler arasında yer aldı.

Ahmet Abonoz duygularını şöyle paylaştı:

“Arkadaşlar, meslektaşları, 40 yıldır arkadaşım, buradaki pek çok insan gibi uzun yılların dostluğunu, tanışıklığını ve meslektaşlığını paylaştık. 1977’de buraya geldiğinde 24 yaşında genç bir öğretmendi. Buraya geldi, evlendi, çocuğu oldu ve buraya yerleşti. Buradan emekli oldu. Onun özelliklerini anlat anlat bitmez ama birkaç başlık halinde söylemek isterim.

Onu yalnızca köylüleri iyi tanır, Bayraklı köylüleri iyi tanır. Kış İlköğretim Okulu öğrencileri ve öğretmenleri iyi tanır. Yeni gelen öğretmene hoş geldin demiştir, evinde kabul etmiştir, yedirmiş, yatırmıştır. O zamanlar evden eve taşınma olayının olmadığı dönemlerde, sırtıyla arkadaşının eşyasını, her şeyini taşımıştır, emeğini ortaya koymuştur. O aynı zamanda madencilerin de arkadaşıydı. 90 yılında Ankara’ya yürümek isteyen on binlerce madenci Devrek’te bir nefes mola verdiğinde, evini açmıştır, konuk etmiştir. Onlarla beraber Mengen’e kadar o hatta olmuştur.

1998’de sel olduğunda, evine kapanmamış, diğer temsil eden insanlarla beraber Ankara’ya gitmiştir, heyet oluşturmuştur, Devrek’e yardım gelsin, Devrek afet bölgesi ilan edilsin diye sırtında yardım malzemeleri taşımıştır. Doğayı talan eden, doğayı bozmak isteyen bütün doğa düşmanlarına karşı gücü yettiğince nerede olursa olsun karşılarında olmuştur. Muharrem Uysal, işçilerin de yanında yer almıştır. Özelleştirilen fabrikalara karşı İzmit’te, işten atılan Tekel işçilerine karşı Ankara’da günlerce onların yanında olmuştur.

Eğitim emekçilerinin de özel bir yeri, önemi vardır. Eğitim emekçileri, öğretmenler, hizmetliler bir olabilsin diye kurdukları ilk sendikal örgütlerden biri olan Eğitim-Sen’in Türkiye’deki 333 kurucusundan biri olmuştur. Gerek Eğitim-Sen’de gerekse diğer sendikalarda ona düşen bütün görevleri tartışmasız yerine getirmiştir. Hiçbir zaman hayır dememiştir. Şimdi, 2 buçuk yıldır kansere karşı verdiği savaşı kaybetti ve Zehra teyzenin yanında yatıyor. Benden bu kadar, acımız büyük. Aydınlık içinde yatsın, toprağı bol olsun.” dedi

Daha sonra dostlarından Şenol Abay, söz aldı

Ahmet abi gereken her şeyi söyledi. Benim de yüreğim abimiz gibi sevdiğimiz bir dostumuzun acısı büyük, yeri doldurulamayacak. Ahmet abi sadece ilaveten, ‘Nükleere hayır’ diyerek hasta hasta geldi ve hepimizin mücadelesine destek verdi. Aydınlık içinde yatsın. Hepimizin başı sağ olsun. Çocukları, torunları, sevdiği dostları sağ olsun diyorum” diyerek duygularını paylaştı.

Son olarak Sol Parti PM Üyesi İsmail Tombul konuşmasında yoldaşıyla ilgili olarak;

“Merhabalar. Aslında yaşamı boyunca bu topraklarda yaşayan herkesin insanca, eşit ve kardeşçe yaşaması için mücadele eden bir abimizi, bir neferi, bir devrimciyi, bir önderi, bir kılavuzu bugün uğurluyoruz. Yaşamı hepimize örnek. Bu ülkede yaşayan herkes için Muharrem Hoca, kendisi için bir şey istemeden, nerede bir sorun varsa, hangi dağ efkarlıysa, orada olan, yaşamı boyunca bunu düstur edinen bir abimizdi. O biliyordu ki bu ülkede yaşayan herkesin insanca yaşaması ancak örgütlü bir mücadeleyle mümkün olabilir. Bu ülkedeki kötülüklere karşı örgütlü birliktelik ile karşı konulabilir.

1974’te burada başladığı eğitim emekçileri mücadelesinden bugüne kadar yaşamının her aşamasında örgütlü oldu. Eğitim emekçilerinin mücadelesinde Eğitim-Sen’in kurucusuydu, sonra Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin kurucusuydu, Sol Parti’nin kurucusuydu ve en son yöneticisiydi. O biliyordu ki bu toprakların üzerinde güneşli günler olacaksa, bunun için mücadele edilecekse, bu ancak birlikte halkın örgütlü mücadelesiyle mümkün olabilir. Muharrem Hoca, bu inançla yaşamını sürdürdü. Hiçbir zaman teslim olmadı, yılgınlığa düşmedi. 2 buçuk yıldır mücadele ettiği kansere karşı da direndi, ona karşı da mücadele etti. Ne psikolojik olarak ne de bedenen teslim oldu. Ta ki yaşamını sonlandırana kadar hep yaşam doluydu, umut doluydu. Gelecek güzel günler için hepimizle birlikte konuşuyordu.

Geçen yıl bir arkadaşımızın cenazesinde, Karabük’te Eşref arkadaşımızı sonsuzluğa uğurlarken karşılaştığımızda, ameliyattan yeni çıkmıştı. Hastaneden sonra ‘Evet, ben bu kefeni yırttım, mücadeleye devam’ demişti.” diye ifade etti.

Veda ve Anma

Yoldaşları, Uysal’ın naaşına, yaşamının önemli duraklarını simgeleyen pankartı bırakarak onu son kez onurlandırdılar. Bu anlamlı veda, Muharrem Uysal’ın bıraktığı mirası ve ideallerini yaşatacak bir anı olarak kalacak. (Susma/Çaycuma)


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.