Albert Einstein – Ercan Gökyurt Sayfa 98

Bağımsız Düşünce ve Eğitim

“İnsana bir uzmanlık öğrenmek yetmez. Bununla insan, doğrusunu isterseniz, işe yarar makine olur ama tam, eksiksiz bir kişilik kazanamaz. Elde edilmeye değer bir şeye onun, coşkunlukla yönelmesi gerekir. Bir güzellik ve ahlakça iyilik duygusu edinmelidir. Yoksa insan uzmanca bilgileriyle, dengeli gelişmiş bir insandan çok, iyi eğitilmiş bir köpeğe benzer. Komşusu ve topluluk karşısında bir tutumu olabilmesi için, insanların dürtülerini, özlemlerini, acılarını anlamaya çalışması gerekir. Bu değerli şeyler genç kuşaklara öğretmenlerin insanca yaklaşımlarıyla aşılanır, yoksa el kitaplarıyla, yalnız onlarla değil. Kültür her şeyden önce budur ve böyle korunur. “Humanites”yi (beden, beyin, ruh bütünlüğü) önemli şey olarak salık verdiğim zaman gözettiğim budur, yoksa tarih ve felsefe alanında kuru ve bir özel bilgi değil.

Gündelik yarar bakımından yarışma ve vakitsiz uzmanlaşma sistemi üzerinde aşırı derecede durmak insan kafasını köreltir. Oysa bütün kültür hayatı ve kısaca bilimlerin gelişmesi bu kafaya bağlıdır. İyi bir eğitim için ayrıca, bağımsız eleştirici düşüncenin de gençlerle geliştirilmesi önemlidir. Oysa bu gelişme gereğinden çok okutularak büyük ölçüde kösteklenmiştir. Gereğinden çok şey okutmak, ister istemez düzeyde kalmaya ve kültürsüzlüğe götürür. Öğretim öyle olmalı ki, sunduğu şey değerli bir nimet sayılmalı, güç bir ödev değil.

Okulda ve hayatta çalışmanın en önemli dürtüsü çalışma zevki, yaptığını görme sevinci ve alınan sonucun toplum için değerini bilmedir.”

Bizler bu yaşadığımız düzende aldığımız eğitim ve öğretimi gelecekte yapacağımı meslek ve işlerde kullanmak üzere alıyoruz. Demek ki bu yapı sakat bir yapıymış. Eğitim sadece iş yapmak, para kazanmak için değil; güzel, bilimsel bilgili, barış içinde yaşama ve kendine, ailene ve tüm insanlığa en yüksek faydayı sağlamak için var.

Bir başka sorun ise tek dal üzerinde eğitim alınınca çevreye ve dünyaya tek  gözle, tek pencereden bakılıyor, milyonlarca pencerenin alanları da olduğu unutuluyor ve iletişim çok sakat, çok  eksik hale geliyor.

Onun için eğitim sistemi değişmeli ve sadece bir meslek için değil bilge ve güzel insan olmak için değişik dallarda olmak üzere ömür boyu için yapılandırılmalıdır. Çünkü Dünyamız okuldur, bizler de onun öğrencileri…  

Yusuf Zamir’in Susma’da 27.06.2024 tarihinde yayınlanan yazısına desteğimdir.

“Sosyalist ve bilimsel devrim

Mevcut tersine dönmüş dünyayı yaratan, insana ve tüm doğaya aykırı insan faaliyeti tarzıdır. O halde, tersine dönmüş dünyayı insana ve doğaya aykırı faaliyetleri ortadan kaldırmak ve sahici doğa faaliyetlerine, yani doğaya geri dönmek – geçmek gerekir.

İnsanlığı kurtuluşa götürecek olan bu dünyaya bilimsel – sosyalist devrim denir.  Sosyalist bilimsel devrim, her şeyin birdenbire değişeceği bir kader ya da mahşer günü demek değildir. Sosyalist bilimsel devrim, insana ve doğaya aykırı faaliyet tarzından bilimsel ve sosyalist doğasal faaliyet tarzına geçisin en fazla 100 yıllık tarihsel dönüşüm dönemine tekabül eder.

Böylece emek insanı ile emek araçları arasındaki birlik yeniden ve bilimsel bilgi yüklenerek kurulacaktır, emeğin ve bilimin yabancılaşması ortadan kalkacaktır; kapitalizmi yaratan bütün değerler yok olacaktır: Özel mülkiyet, mübadele, meta, değer, para, pazar, ücretli emek, sermaye, ücret, fiyat, kâr, rant… Yalıtık birey, sivil toplum, sınıf, hukuk, siyaset, devlet…  

Aşağıdaki ifadeler, gerçekleştireceği hedeflere referansla, sosyalist bilimsel devrimi tanımlar:

  1. Doğrudan üreticiler ile üretimin maddi koşullarının birliği yeniden kurulacaktır,
  2. Toplumu parçalayan yapılar ortadan kalkacaktır,
  3. Üretim araçları üzerinde toplumsal-komünal mülkiyet kurulacaktır,
  4. Doğrudan üreticilerin birleşerek kendilerini komünal özne olarak kurmaları, böylece kendi faaliyetlerini kendi ellerine almaları, yani kendi faaliyetlerini kendi iradelerinin nesneleri haline getirmeleri,
  5. Faaliyetlerde(ekonomik, bilimsel, toplumsal) alanların ayrılığına son verilmesi, böylece faaliyetlerin birbirlerine sahip çıkması ve desteklemesi,
  6. İnsanın insan olması, yani bilimsel donanımlı varlık olarak insanlaşma sürecini sürdürmesi,
  7. Yalıtık(cahil, fakir, yalnız) bireyin yerini bilge, sosyal ve toplumsal(komünal) bireyin alması,
  8. Sivil toplumun yerini komünal toplumun alması,
  9. Özgür, eşit, hiyerarşisiz, komünal faaliyetlerin yaratılması,   
  10. Dünyayı bilimin okulu, insanlığın cenneti yapan düzenin kurulması.”

Dünya insanlığın vatanıdır, tüm insanlık kardeştir.

Böylece hayat felsefemizi tamamlamış olacağız.

KÜBA buna örnektir.! Fidel Castro lideridir.

Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin, Vlidamir İliç Lenin Sovyetler Birliği’nin kurucu liderleridir ama her iki devlet de onların felsefesinden uzaklaştığı için Sovyetler dağılmış, Türkiye Cumhuriyeti ise bugünkü zavallı haline gelmiştir.

Ve bugün Ortadoğu ve Dünya tekrar ahlaksız emperyalizmin savaş ve yok olma tehdidiyle karşı karşıyadır! 

Dünya, insanoğlunun kapitalizm endeksli yaşamı nedeniyle yaşanmaz hale gelmiştir.   


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.