28 Ekim 2024 Cumhuriyet

TTB Başkanı Alpay Azap, sağlık sistemi değişmeden sorunların bitmeyeceğini vurguladı.

“SİSTEM ÇETELERİ BESLİYOR

Ameliyathaneyi, beyin, kalp gibi belli cerrahi servisi, radyoloji, diyaliz ünitesini taşerona veren hastaneler var. Bu yasal, ancak hastanenin sorumluluktan kaçmasını sağlıyor!

Yenidoğan skandalıyla özelleştirmenin sekmanlarını gördük. Bu çeteleri besleyen sistem değişmeden sorunlar bitmez, ağırlaşarak devam eder. Sağlıkta özelleştirme çürüme ve ölüm getiriyor…”

Öyleyse tüm temel üretim ve hizmetler kamulaştırılmalı mı? Kamulaştırılmalı… ve tüm ekonomik alanlar denetlemeyi sağlamak üzere gereken kadrolar kurulmalı ve eğitilmelidir.

Ergin Yıldızoğlu

“Merkez Çevre ilişkileri

Emperyalist sistem içinde çevre ülkelerde kapitalist “kalkınma” kaynakların, emeğin ve pazarların daha kolay sömürülmesine olanak tanıyan zayıf ekonomik hatta siyasi rant üreten kurumlar altında “gelişir”. Bu bağlamda emperyalizmin ve merkezin uzantılarının sermaye birikimi, çevre ülkelerde zayıf kurumların sürdürülmesini gerektirir.

Küresel kapitalizmin aşırı birikim krizleri yeni coğrafi bölgelerini kendi genişleme sürecine açarak (küreselleşme) yönetmeye çalıştığını görmekteyiz. Sermaye genişlemek üzere gittiği bölgeler de var olan ekonomik, hukuki hatta kültürel kurumsal yapıyı değişmeye zorlar: Geliş ve değerlenme sürecine kurumsal-yapısal uyum yaratmaya zorlar. Gelen sermaye, geldiği mekanlarda, değerin üretilmesini değil, üretilmiş değerin, rant, eşitsiz değişim yoluyla edinilmesini kolaylaştıran kurumlar talep eder. Bu genellikle gelen sermayenin etkinliğini engellemeyen zayıf kurumların oluşturulmasını veya sürdürülmesini içerir” .

2 Kasım 2024 Susma

Sayın Sanayi Bakanı Mehmet Fatih Kaçır: “Türkiye, bugün dünyanın en zengin ülkelerine makine ihracatı yapıyor” dedi.

“Makina sektöründe ihracatımız 2 milyar 100 milyon dolardan şimdi 25 milyar 300  milyon dolara yükselttik. 2024’te bu seviyeyi koruyacağımıza biraz da üzerine çıkabileceğimize inanıyorum. Türkiye, bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerine makine ihracatı yapan ülkedir.

Yıllık 36 milyar dolar olan ihracatımızı 262 milyar dolara yükselttik. Yüzde 95’ini sanayi ürünleri oluşturuyor.

Organize sanayi bölgelerimizin sayısını 191’den 362’ye OSB’lerdeki üretim alanlarını 11 binden 58 bine, istihdamını 415 binden 2 milyon 700 bine ve toplam sanayi istihdamımızı 3 milyon 900 binden 6 milyon 700 bine hep birlikte  yükselttik.”

Bu gelişmelere karşılık ihracat ve ithalatın parasal değerleri ise şöyle: (dolar)

Yıllar                      2002                     2008                2017               2023

İhracat                 40.705               140.906           166.159         255.809

İthalat                  47.109               193.823            225.114         361.847

Açık                       -6.404                -52.917               -58.955       -106.03                        

Bu rakamlar neyi gösteriyor? 2002 yılında açık 6 milyar 404 milyon dolar iken 2023 yılında 106 milyar 38 milyon dolara çıkmış. Yani ihracat 6,28 kat artarken açık 16,56 kat artmış, oransal olarak ise ihracata göre 2002’de yüzde 14,7 iken 2023’te yüzde 41,5’e çıkmıştır. Şimdi başarı bu mudur?!

Son yıllarda başka ve en büyük alanda da büyük yıkım ve kayıplar yaşıyoruz. Bu toplumsal yıkımdır. Eğitimde büyük yıkım var; bilimsel temelden dinsel temele geçiş var. İmam hatip öğrenci sayısı 525 bini geçmiş, meslek liseleri sayısal olarak çok gerilerde kalmış ve sanayi çok yüksek seviyede elemen sıkıntısı yaşıyor. Nüfusumuzun yüzde 1’nin serveti 22 yılda yüzde 38’de yüzde 53’e çıkmış. Asgari ücret 2004 yılı ikinci dönemde net 318 TL. asgari ücret bugün net 17.002 TL. 2004 yılı aynı dönemde yoksulluk sınırı 858 TL. Bugün ise yoksulluk sınırı 64.595 TL. açlık sınırı 19.830 TL.  Yani 2004 yılında asgari ücret yoksulluk sınırının yüzde 37’si, bugün ise yüzde 26,3’ü kadar! Yani ekonomik kalkınma fakirden alıp zengine vermek, fakiri daha da fakirleştirmek, zengin için çalışma demek AKP döneminde.

Bunun neresi kalkınma!!!

7 Kasım 2024 tarihli Susma haberine göre ise Hak-İş Konfederasyonu Başkanı Mahmut Aslan şöyle diyor: “Sosyal Güvenlik Kurumumuzun 2023 verilerine göre kurumun 600 milyar lira alacağı var. Bu primler tahsil olsa emekli maşlarını yüzde 50 artırabiliriz. Prim ödeyen çalışanların 4’te biri kadar emekli maaş alması gerekirken bu yarı seviyeye (1,82) düşmüş. Çünkü çalışanların yüzde 30’u kayıt dışı çalışıyor”.

Yani çalışanlar ve Sosyal Güvenlik Kurumu sahipsiz kalmış; devlet sanki türbinden seyirci görevi görüyor.  Yani bu devletin de sahipsiz kaldığının göstergesi. Diğer yandan 31.12.2023 tarihi itibariyle vergi alacağı 874 milyar 586 milyon liraya çıkmış. Yani bu yılsonu itibariyle vergi ve sigorta primi alacağı tutarının 2 trilyon liraya çıkacağı tahmin edilebilir. Bir de her yıl 1,5 trilyon lira vergi affı/silme sorunu da var..!

İpi ucu oldukça kaçmış! Devlet devlet olmaktan millet millet olmaktan çıkmış-çıkartılmış, paranın kölesi ve padişahın kulları haline gelmiştir. Çünkü devlet sadece şirket olmaya karar vermiş ve batmıştır. Çünkü bu devletin ve bu sermayenin halkına ve topraklarına(vatanına) karşı hiçbir sorumluluk duygusu yoktur.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.