Belediyelerde Kadrolaşma: CHP, AKP’nin Yolundan mı Gidiyor?

Zonguldak Belediye Meclisi Şubat Ay’ı meclisi önemli gündemle toplandı. Özellikle iki konu öne çıktı. Birincisi geçtiğimiz AKP yönetimi eliyle kapalı kapılar ardında yapılan ve sonrasında mahkemeden dönen şehrin bir anlamda geleceğini etkileyen Revizyon İmar Planlarının eskiye dönüşü ile ilgili olan görüşme, diğeri Toplu taşıma konusu.

Bu iki konu köklü çözüm bulunmadığında gelecekte CHP yönetimini sıkıştıracak, çözümsüz bırakacak çok önemli konu arasında yer alıyor. Biri hakın hergün günlük olarak yaşadığı konu olan Toplu taşıma, diğeri gerek belediyenin ekonomik dengesi gerekse gelecek yaşanabilir bir kent planlaması açısından oldukça önemli.

 Bu iki konunun dışında da maddelerin olması bir yana, kent gündemi bunlara değil de Zonguldak Belediyesi’ne iş başı yapacak 58 Kişiye kilitlendi.

Yerel basında isim isim yayınlanmaya başlayan isimlerin ağırlıklı bölümü CHP’li gençlerin belediye ye iş başı yapmasının tartışmalara neden olması.

Türkiye ikili iktidar süreci yaşar gibi bir süreçten geçiyoruz. Merkezi iktidar 22 Yıllık AKP’nin ve MHP (Cumhur İttifakı) olarak Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde merkezi iktidarı oluştururken, CHP ve muhalefetin ağırlıklı olarak yerel yönetimleri elinde bulundurması, yönetim ve kaynakları kullanma açısından ikili bir durum yaratılmış oluşturdu.

Merkezi iktidar kadro politikalarını, kamu kurumlarına personel alımında kendine has yöntemler yaratırken, yerel yönetimleri elinde bulunduran CHP ve muhalefet te kendi kadrolarını yerleştirmede kendine göre yol yöntemler yaratıyor.

Çok duyarız örneğin; “Bir emekle okulunu bitirip sınavdan 90-95 puan almış ancak AKP’den torpilli olmayan liyakatli genç mülakatta elenirken 70 puanı zor alabilmiş  yandaş […] mülakat tezgahı kullanılarak devlet kadrolarına yerleştirilmektedir.” Yada; “mülakat” yönteminin literatürdeki adının “akraba, eş, dost ve yandaş kayırma” anlamına gelen “nepotizm”(*) olduğunu dile getirenleri.Yada; “Çocuklarımız yıllarca emek veriyor, hayatlarının bir kısmından çalıp ders çalışıyor. Sonra birileri çıkıp sırf yandaş değil diye mülakatta bu çocuklarımızı eliyor. Bu çocukların hayatını çalmak kimin hakkıdır?” diye tepki gösterenleri.

Merkezi iktidara gösterilen bu tepkilerle başa çıkmanın yolu doğru muhalefet etmek, ilkesel politikalar belirlemek ve tüm toplumun çıkarlarını öne alacak politikalar üreterek iktidarı geriletecek adımlar attırmak.

DİSK-AR tarafından TÜİK verilerinden yararlanarak yapılan hesaplamaya göre mevsim etkisinden arındırılmış geniş tanımlı işsiz sayısı ise Ağustos 2024’te 11 milyon 4 bin kişi olarak gerçekleşti. TÜİK’e göre 2023 Ağustos ayında yüzde 9,2 olan dar tanımlı işsizlik Ağustos 2024’te yüzde 8,5 olarak gerçekleşti.

Bu rakamlardan anlaşıldığı üzere işsizlikle mücadele temel sorunlardan biri. Toplumsal muhalefet işsizliğin, yoksulluğun ve bugünlerin söylemiyle ‘GEÇİNEMİYORUZ” söylemini iktidarın ekonomik politikalarıyla birleştirerek toplumda gelecek güvencesi yaratmak ve mücadele azmi kazandırmanın ötesine geçti.

Tıpkı iktidarın yaptığı yöntemle, elinde bulundurduğu kamu alanlarına, “yandaş” ilişkilerini değerlendirerek tıpkı iktidarın yöntemleriyle kısa süreli, lokal çözümlerle yarayı değil pansuman etmek daha da derinleştirmeye hizmet eder duruma geldi.

Kısaca AKP, muhalefeti kendine benzeterek, işsizlikle mücadele silahını elinden aldı.

Zonguldak’ta yarın seçim propagandasında bugün normalmiş gibi gelen işçi alım tarzı ve yöntemi kentte işsizlikle, geçim derdi ile mücadele eden binlerce ailenin tepkisine neden olacağı şimdiden hesaplamalılar.

Muhalefet görevi aynı zamanda iktidarı denetlemek, dengelemek, yanlış politikalarını eleştirmek ve siyasal-politik-ekonomik çözümler üreterek topluma güven sağlamaktır.

Bugün Zonguldak Belediyesi üzerinde tartışma yaratan bu işe alım süreci partide kadro politikalarının iş bulma üzerine oturtulması nedeniyle dışarıda binlerce işsiz, öğrenci gencin aynı zamanda partiden uzaklaşmasını ve gelecek korkusu nedeniyle kenti terk etmesine neden olmaktadır.

Parti kadrolarına düşen görev, geleceğin ‘Hak’, ‘Hukuk’, ‘Adalet’ üzerine siyasetin hakim olacağı duygusunu yaratmaktır.

Yaşanan süreci şöyle noktalayabiliriz; Bu durum İşsizlikle Mücadelede CHP’yi Köşeye Sıkıştıran AKP Taktiği mi?

Sağlıcakla

(*)Türkçede nepotizm anlamında iltimas, torpil, dayıcılık, kayırmacılık