7 Mart 2025 Cumhuriyet
TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, ilkbahar yağışlarının kritik olduğunu vurguladı. Tarımsal kuraklık kapıda, dedi.
“Bayraktar, tarımda yaşanan doğal afetler ve gıda güvenliği konusunda uyarılarda bulundu.
2011 yılında 324 olan doğal afet sayısının geçen yıl 1257’ye ulaştığını anımsatan Bayraktar, bu kapsamda ilkbahar yağışlarının kritik eşik olduğuna dikkat çekerek, “tarımsal kuraklık riskinin kapıda olduğunu” söyledi. Bayraktar şöyle devam etti: Örneğin bu olayın yaşandığı Güneydoğu Anadolu Bölgesi buğday üretiminin yüzde 22, arpa üretiminin yüzde 13’ünü sağlıyor. Böylece kritik bölgede yaşanacak kuraklık, çiftçilerimizin gıda gelirlerini büyük ölçüde düşürecek ve ülkemizin gıda tehdit edecektir.
Sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi değil, ülkemizin diğer bölgelerinde de kuraklık riski gözlemleniyor. Üstelik yağışlardaki düzensizlik ve yüksek sıcaklıklar bitki hastalıklarının artmasına da sebep oluyor. Ayrıca Adana, Mersin ve Hatay başta olmak üzere birçok ilde yaşanan don olaylarını ve verdiği zararı hatırlattı. Bir taraftan don var diğer taraftan kuraklık var aynı bölgede.”
İnsanlar dâhil tüm canlıların çekmekte olduğu gıda ve sağlık sorunlarının nedeni paranın-malın-mülkün insanları esir almasıdır. Ekonomik büyümeyi sürdüreceğiz, artıracağız diye yaşayan devletler ve sermaye kuralsız şekilde insanları insan olmaktan, doğayı doğa olmaktan çıkardırlar. Hâlbuki insanlar nasıl insan oluyorlardı? Cahilliklerinden ne kadar kurtulurlarsa; ne kadar doğa bilimsel bilgiye ulaşabilirlerse o kadar insan olacaklardı. Ama ne oldu? İnsanlık sınıflı toplum sistemini egemen kıldı; silahlar ve savaşlar sayesinde. Sonra tüm hayatını sömürüye ve mala-mülke adadı bir avuç insan ve yüzde 99’unu ise bu yolda kul, köle, esir ve amele olarak kullandı binlerce yıldan beri. Hâlbuki ne oluyordu? Tüm kazanılanlar önünde-sonunda topraktan geldiği gibi yeniden toprağa dönüyorlar insanlar ve diğer canlılar gibi..
Bugünkü gelinen noktada dünyada 189 trilyon dolar varmış dolaşımda ve 8 milyardan fazla da insan var. 15 Trilyon dolar ise 30’a yakın insanın mülkündeymiş. Hadi bakalım bu 180 trilyon dolar para ile insanlığı ve tüm canlıları kurtaralım!
Önce bu yok olma noktasına nasıl geldiğimiz öğrenelim.
Küresel ısınmanın ve küresel iklim değişikliğinin nedenleri:
- Ulaşımdaki tüketim artışı: Bugün dünyada 2,5 milyardan fazla araç var. Bu miktar Türkiye’de 2024 yılı sonunda 31 milyon 301 bin 389. Bu araçların miktarı 2003 yılında 7 milyon civarında idi. Bu 2,5 milyardan fazla aracın dünyaya yaydığı karbondioksiti en iyi petrol üretenler bilir. Neden bu konuda bir sınırlama yok? Dünyaya 500 milyon, Türkiye’ye 5 milyon sınırı getirilemez mi?
- Sanayileşme sürecinde büyüme: Evet, devletler ve sermaye kesimi sürekli ekonomik büyümeyi önlerine aldıkları için sanayileşmeyi de tepelerine çıkardılar ve sanayinin verdiği zararı hiç düşünmediler. Sonuçta dünyadaki ekolojik yenilenmenin 3 katı kadar hava, su ve toprak kirlenmesine ulaşıldı. Bu oranlar ABD’de 5, Avrupa’da 3, Çin’de 3 ve diğer ülkelerde 2 katına ulaşmış durumda. Sanayileşme hırsı aynı zamanda dünyadaki maden varlıklarının çıkartılmasıyla dünya jeolojisini de alt-üst etmekte, dünyayı öldürmektedir; çünkü dünya yaşayan bir gezegendir. Bu yolda devletler sanayileşmeye sınır getirmeli ve çok lüzumlu olmayan alanlarda sanayi üretimine izin vermemeli, kaliteye ihtiyaçlara özen göstermelidir. Diğer yapacağı iş kirlenmeyi en alt seviyeye getirme kuralları sağlamalıdır.
- Hayvancılık: Hayvancılık insanlığın var olduğu günden beri var. İlk insanlar hayvancılığı avcılık olarak sağlamışlar ve beslenmişlerdir. Ama hayvancılık bir ticari araç olarak bu denli kullanılmamıştır. Çünkü insan nüfusu arttıkça, teknoloji kültürü kullanıldıkça hayvancılık da ekonomik alanda önemli bir yer elde etmiştir. Arık yüzlerce büyükbaş hayvan çiftlikleri-damları, binlerce tavuk yetiştiren kümesler vardır. Artık hayvancılık endüstriyel faaliyetlerle de birleşmiş tüketime hazır ürünler üretir hale gelmiştir.
- Ağaçların kesilmesi: Ağaçlar endüstriyel alanlar, inşaatlar, mobilya, yakacak vs. için kullanılmaktalar. Bu alanlar devletlerin denetiminde ve yönetimindedir. Devletler isterlerse ormanları büyütebilirler; büyütmelidirler. Hiçbir şekilde ticari faaliyetler ve rant için kullanıma açmamalıdırlar.
- Tüketimin hızlanması: Evet, tüketim hırsı, kâr hırsı, zenginlik hırsı insanlığın başına beladır! Ekolojik yıkımın en büyük nedenidir. Her ne şekilde olursa olsun para kazanma hırsı, kâğıt zenginliği ve hamallığı insanlığa büyük zarar vermektedir.
- Reklamlar: Reklamların çokluğu, sıklığı, tahriki insanları yoldan çıkarıyor ve kullanmasalar bile satın alma hırsını körüklüyor; buna mutlaka bir sınır getirilmeli ve insanları-insanlığı bu işkenceden kurtarmalıdır devletler.
- En önemli sorun; insanlığın ekonomi için var olması ve ekonomiye köle olmasıdır. Bu insanlığa karşı en büyük ihanettir. İnsanlığı hayvan olarak köle yapmıştır ekonomi.
- Halbuki, insanlar akıllı varlıklar olarak ahlaksal ve bilimsel bilimsel bilgi alarak insan olabilirler; ne kadar ahlaklı, ne kadar bilimsel bilgili iseler o kadar insan olurlar. Doğa-bilimsel bilgi sahibi olmaları maddi zenginlik sahibi olmayı da sınırlar, ahlaksız olmayı da yok eder. Onun için evrenbilimin öğrencisi olarak insanlık yaşamını sağlayan ihtiyaçlar dışındaki tüm zamanlarını evrenbilim için harcamalıdır. Mutluluğun kaynağıdır evrenbilimdir.
İnsanlık ve dünyanın kurtuluşu ekonominin geliştirilmesi hırsından kurtulup, tasarrufu ön plana almaktan ve insanlığın eğitiminin ömür boyu olmasında, doğa-bilimde yatmaktadır.
İnsanlık evrenbilimin ancak yüzde 2’sine ulaşabilmiş, maalesef!
Tüm bilimler kapitalizmin egemenliğinden kurtulmalıdır.

sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
