Çanakkale, Doğuyla Batının kesişme noktası, Anadolu’nun, dolayısıyla Asya’nın kapısı olması gibi stratejik özellikleri nedeniyle tarih öncesinden beri Batılı emperyalistlerin hedefinde olmuştur.

Çanakkale’ye Batıdan gelen ilk saldırı 3200 yıl önce Akalar tarafından yapılmış. Akaların, Agamemnon komutasında 1000 parçalık donanmayla Çanakkale’ye çıkarma yapmasıyla başlayan ve tarihe Troya Savaşları adıyla geçen savaşlar Anadolulu şair Homeros’un İlyada destanında ayrıntılı olarak anlatılır. Troya kralının oğlu Paris’in Akalı Helen’i kaçırması bahane edilerek başlatılan saldırının esas amacı Anadolunun yeraltı ve yerüstü zenginlikleriydi. Bu nedenledir ki Anadolu’nun her tarafından gelen ordular Troyalıların safında yer tutmuş lardır. Paflagonya’dan( Şimdiki Kastamonu ve Zonguldak yöresi) gönderilen orduya Plaimenes adında bir kadının komuta ettiği İlyada’da belirtilmiştir. Troya savaşlarının üç ana figürü; Akalı Agamemnon ve Akilleus, Troyalı Hektor’dur. Dokuz yıl kadar süren savaşlar bilindiği gibi Akaların Troya atı hilesiyle Troya’nın yenilgisile sonuçlanmıştır.

Çanakkale’ye ikinci emperyalist saldırı, 1915 yılında Birinci Dünya Savaşının İngiltere ve Fransa’dan oluşan Müttefik donanmasının Çanakkale boğazına dayanmasıyla başlamıştır. Saldırının amacı Boğazı geçerek İstanbul’u ele geçirmek ve Bolşevik tehditi altında bulunan Rus Çarlığına Karadeniz yoluyla yardım götürmekti. Fakat Boğaz girişinin iki yakasına konuşlanan tabyalarından Türk topçularının yaptığı isabetli top atışları ve Boğazın girişine yerleştirilen mayınlarla ağır kayıplar veren müttefik donanması geri çekilmek zorunda bırakılmış ve bu Çanakkale Deniz Zaferi olarak dünya tarihe geçmiştir. Denizde yenilgiye uğrayan müttefikler, 25 Nisan’da Gelibolu’ya çıkarma yaparak bu defa kara savaşlarını başlatmışlardır. 25 Nisan aynı zamanda Mustafa Kemal’in tarih sahnesine çıktığı tarihtir. Mustafa Kemal Çanakkale Savaşına Sofya’da ateşe militerken gönüllü olarak katılmış ve savaşın seyrini değiştiren komutan olarak yarbay rütbesiyle girdiği savaştan Anafartalar kahramanı unvanı ve tuğgeneral rütbesiyle çıkmıştır.

Birinci Dünya Savaşı sonunda Almanya ile birlikte mağlup ilan edilen Osmanlı, imzalamak zorunda kaldığı Mondros mütarekekesinden sonra savaştan çekilmiştir. 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan mütarakenin yapıldığı yer ilginçtir. Deniz savaşında yara alan İngilizlere ait Agamemnon zırhlısı Limni adasının Mondros limanına çekilmiş ve mütarake de Troya yenilgisini hatırlatırcasına bu gemide imzalamıştır.

Troyaya’nın acısı binlerce yıl sonra bile Anadolu insanının zihninden silinmemiştir.

Türk tarihinin en entelektüel iki büyük komutanı ve devlet adamı  Fatih Sultan Mehmet ve Atatürk, İlyada destanından, dolayısıyla Troya’dan haberleri vardı ki Troyalıları Anadolu’nun öz evlatları ve Türklerin ataları olarak kabul etmişler  ve binlerce yıl sonra onların intikamını alma peşine düşmüşlerdir. Fatih 1461 yılında Midilli adasını aldıktan sonra Troya’ya geçerek, yanında bulunanlara Hektor’un intikamını aldığını ifade etmiş; Atatürk ise Dumlupınar zaferinden sonra yaverine dönüp bu zaferle Hektor’un da intikamını almış olduklarını dile getirmiştir.

Tarih çok ilginç!

Her aydın öncelikle tarihi iyi bilmelidir.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.