Marks’ta eleştiri, toplumdaki “yanlış”ları gösterip onların yerine konması gereken “doğru”ların ne olduğunu açıklamak değildir. Marks’ta eleştiri, demistifikasyon, yani gizemden arındırma demektir. Marks, eleştiri yöntemiyle, toplumu saran mistik sisleri aralayarak o sislerin arkasında insanın insanlığının katledilmekte olduğunu ortaya çıkarır.

Marks’ın teorik eleştirisi, felsefenin, ekonomi politiğin, hukuk ve devlet teorilerinin akla uygunmuş gibi gösterdiği mevcut dünyanın aslında akla aykırı olduğunu sergilemek içindir. Marks’a göre, kurtuluşa giden bir yol açmak için mevcut insana aykırı dünyayı yığınsal-pratik eleştiriye tâbi tutmak gerekir. Marks, zihinlerdeki mistik zincirleri kırıp parçalama ve bugünden yarını inşa etme mücadelesine, “var olan her şeyin gözü kara eleştirisi” şiarını önerir:

“(Gelecek – YZ) dünyanın dogmatik bir öngörüsünde bulunmuyoruz, fakat yeni dünyayı eski dünyanın eleştirisi yoluyla bulmak istiyoruz. …

“Var olan her şeyin gözü kara eleştirisini kastediyorum. Hem eleştirinin varacağı sonuçlardan hem de iktidarlarla çatışmaktan korkmamak anlamında gözü kara eleştiriden konuşuyorum.” (K. Marks, “Arnold Ruge’ye Mektup”, Eylül 1843, METE, İng., c. 3, s. 142.)

Marks’a göre, eğer din eleştirisinde tutarlı olunacaksa eleştiriyi dini doğuran akıl dışı toplumsal koşulların eleştirisine doğru ilerletmek gerekir. Bu nedenle Marks, eleştiriyi din eleştirisinden hareketlendirerek ekonomi politiğin, sivil toplumun, hukukun, siyasetin, devletin eleştirisine doğru her cephede saldırıya dönüştürür. Marks toplumu bir muammaya çeviren mistik toplumsal ilişkilerin tamamına ve onları mazur gösteren bütün teorik sistemlere taarruz eder:

“Tarihin hizmetindeki felsefenin acil görevi, insanın kendinden yabancılaşmasının kutsal biçiminin maskesi düşürülünce yabancılaşmanın kutsal olmayan biçimlerinin de maskesinin düşürülmesidir. Böylece, cennetin eleştirisi yeryüzünün eleştirisine, dinin eleştirisi hukukun eleştirisine, teolojinin eleştirisi siyasetin eleştirisine dönüşür.”

Aydınlanma, dine hurafe teşhisi koyduğu için çareyi pozitif bilimlerin yol göstericiliğinde aramıştır: “Hayatta en hakiki mürşit, müspet ilimdir”. Maarifçi reçeteye göre, bilimsel eğitim yaygınlaştıkça toplum hurafelerden, dinsel bilinç biçimlerinden kurtulacaktır!

Oysa eğitimle, akli delillerle, argümanların gücüyle zihinlerdeki mistik bilinç biçimleri ortadan kaldırılamaz. Çünkü, zihinlerdeki mistik bilinç biçimleri, zihinsel bir yanılsama olarak değil, fakat gerçek dünyadaki mistik toplumsal ilişkilerin zihne akması olarak vardır.

Zihinlerin mistik sislerden arınması, aydınlatma faaliyetine değil, fakat o mistik sisleri oluşturan mistik toplumsal ilişkilerin ortadan kaldırılmasına bağlıdır. Gerçek yaşamdaki mistik toplumsal ilişkiler adım adım ortadan kaldırıldıkça zihinlerdeki mistik sisler de dağılmaya başlayacaktır.

İnsanları tahakküm altına alan özel mülkiyet, meta, değer, para, pazar, ücretli emek, sermaye gibi mistik toplumsal ilişkiler evrensel bir devrim süreci içinde tamamen yok edilince, insan faaliyeti doğrudan doğruya insanların ortak denetimine girecektir. Evrensel insanlığın kendi faaliyetini ortak denetime almasıyla, sahici insan faaliyeti ortaya çıkacak, böylece saydamlaşan gerçek dünyanın zihinsel yansıması da anlaşılır ve akla uygun olacaktır:

“Günlük yaşamdaki pratik ilişkiler insanın insanla ve insanın doğayla ilişkilerini mükemmelen anlaşılır ve makul bir ilişki olarak sunduğu zaman, işte ancak o zaman, gerçek dünyanın dinsel yansıması tamamen yok olup gidecektir.

“Özgürce birleşmiş insanlar saptanmış bir plâna uygun olarak ve bilinçli bir biçimde üretimi düzenlenmedikçe, maddi üretim sürecine dayanan toplumun yaşam süreci kendini saran mistik tülü (özel mülkiyet, meta, değer, para, pazar, ücretli emek, sermaye gibi mistik toplumsal ilişkileri ve onların zihinsel yansımaları olan mistik bilinç biçimlerini – YZ) sıyırıp atamaz.” (K. Marks, Kapital, İng., c. 1, s. 84.)


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.