Her eleştirinin hareket ettiği belli bir bakış açısı vardır. Marks’ın eleştirisi, sahici insan toplumu, yani komünal insanlık vizyonundan hareket eder:

“10. Eski materyalizmin bakış açısı, sivil (burjuva – YZ) toplumdur. Yeni materyalizmin bakış açısı ise insan toplumu ya da toplumsal (komünal -YZ) insanlıktır.”(18) Sahici insanlık açısından bakınca, mevcut dünya baş aşağıdır, insana aykırıdır. Marks’a göre mevcut gayri insani dünya, yabancılaşmış emek faaliyetinden doğar. Toplumu parçalayan iş bölümü, özel mülkiyet, meta, değer, para, pazar, ücretli emek, sermaye gibi toplumsal ilişki biçimleri, hep yabancılaşmış emek faaliyetinin teza
hürleridir.Ekonomi politik, yabancılaşmış emek faaliyetinin teorisini yapar. Ekonomi politik, yabancılaşmış emeğin yarattığı insana aykırı toplumsal ilişkileri akla uygunmuş gibi göstermeye çalışan, böylece sermaye düzeninin zihinleri içeriden kuşatmasına hizmet eden bir “bilim”dir.Ekonomi politiğin eleştirisi ise ekonomi politiğin mistik sislerinden zihinleri arındırmak suretiyle iç kuşatmanın kırılmasına hizmet eder. Ekonomi politiğin eleştirisi, yani insana aykırı dünyanın merkezindeki yabancılaşmış emeğin eleştirisi, insana aykırı dünyanın bütününü eleştirmenin teorik temellerini verir.Ekonomi politik, yabancılaşmış faaliyet içinde çırpınan insanı değil, fakat yabancılaşmış faaliyetin yarattığı özel mülkiyet, meta, değer, para, piyasa, ücretli emek, sermaye gibi insana aykırı toplumsal ilişki biçimlerini esas alır. Marks ise çıktığı komünal insanlık kürsüsünden haykırarak, insanı niye görmüyor diye ekonomi politiği itham eder. Marks, ekonomi politiğin kutsalmışçasına dokunulmaz saydığı kavramları eleştirmek suretiyle, zihinleri ekonomi politiğin aptal zincirlerini kırmaya zorlar.Ekonomi politiğin teorisini yaptığı yabancılaşmış emek öylesine acayiptir ki, insanların kendi faaliyetleri, insanların kontrolü dışına çıkarak vahşi güçler hâline gelmekte ve dönüp insanları tahakküm altına almaktadır. Nasıl davranacağı, ne zaman vuracağı önceden kestirilemeyen bu esrarengiz güçler, aynı doğa güçleri gibi insanları korkutmaktadır.Marks’ın ekonomi politik eleştirisi, herkesin günlük faaliyetiyle, âdeta zombileşmişçesine yeniden ürettiği bu akla ziyan düzeni şöyle sorgular:İnsana yabancılaşmış faaliyet içinde kaybolmuş insansı bireyler, emek ürünlerini para dedikleri o tuhaf kâğıt parçası ile niye mübadele ederler? Herkes ürettiğini birbirine olanca insan sıcaklığıyla niye karşılıksız vermez? Özel mülkiyet dedikleri garabet niye kutsaldır? Niye benim malım senin, senin malın benim değildir? Herkesin niye birbirinden ayrı çıkarları vardır? Herkes niye birbirinin kuyusunu kazar? İnsanlar niye birbirlerini ve doğayı katlederler? İnsanlık bu cinnet hâlinden nasıl kurtulacaktır?Marks ekonomi politiğin eleştirisine, ekonomi politiğin kendi dilini, kendi yasalarını, kendi varsayımlarını sureta kabullenerek başlar:“Ekonomi politiğin öncüllerinden yola çıktık. Onun dilini ve yasalarını kabullendik. Özel mülkiyeti, yani emek, sermaye ve toprağın ayrılığını önvarsaydık. Ücret, sermaye kârı ve toprak rantının ayrılığını önvarsaydık. Aynı şekilde, iş bölümünü, rekabeti, mübadele değeri kavramını vb. önvarsaydık.”(19)Marks, ekonomi politiği, ekonomi politiğin kendi dilini, kendi akıl yürütme tarzını kullanarak analiz eder. Marks, analizi mantıksal sonuçlarına kadar ilerletmek suretiyle, ekonomi politiğin dayandığı temel kavramların aslında yabancılaşmış emeğin çeşitli momentlerini ifade ettiğini açığa çıkarır. Marks buradan hareketle, “ekonomi politiğin yabancılaşmış emeğin yasalarını formüle etmekten ibaret olduğu” hükmünü verir:“Ekonomi politik, üretimin gerçek ruhu olan emekten yola çıkar. Ama emeğe hiçbir şey vermez, her şeyi özel mülkiyete verir. … Bu açık çelişkinin, aslında, yabancılaşmış emeğin kendi kendisiyle çelişkisi olduğunu ve ekonomi politiğin yabancılaşmış emeğin yasalarını formüle etmekten ibaret olduğunu anlıyoruz. …“Dışlaşmış, yabancılaşmış emek kavramından, analiz yoluyla özel mülkiyet kavramına nasıl vardıysak, aynı şekilde bu iki faktörün (yabancılaşmış emek ile özel mülkiyetin – YZ) yardımıyla, ekonomi politiğin bütün kategorilerini geliştirebiliriz. Bu kategorilerin her birinin, -örneğin ticaret, rekabet, sermaye ve paranın- bu ilk oluşturucuların partiküler ve gelişmiş ifadesinden başka bir şey olmadığını göreceğiz.”(20)
Ekonomi politiğin bilim muamelesi görmesi, ancak sınıf mücadelesi düşük düzeylerde kaldığı sürece mümkündür. Ekonomi politiğin teorisini yaptığı toplumsal cinnet hâline karşı yığınsal mücadelenin yükseldiği durumlarda ise ekonomi politiğin yaldızları dökülmeye başlar:“Ekonomi politik burjuva ufkun sınırları dahilinde kaldığı kadarıyla, yani kapitalist düzen toplumsal üretimin evrimindeki geçici bir tarihsel evre olmak yerine, toplumsal üretimin mutlak nihai biçimi olarak görüldüğü kadarıyla ekonomi politik bir bilim olarak kalabilir. Ekonomi politiğin bu şekilde bir bilim olarak kalabilmesi, ancak sınıf mücadelesi su yüzüne çıkmadığı ya da kendini ancak münferit ve tek tük olaylarda ortaya koyduğu sürece mümkündür.”(21)
Ekonomi politik, özel mülkiyet, meta, değer, para, pazar, ücretli emek, sermaye gibi insana aykırı toplumsal ilişki biçimlerinin bilimidir. Ekonomi politik, teorisini yaptığı bu cinnet ilişkileri gibi tarihsel olarak ölümlüdür. İnsanlığın tarih öncesine ait bu sapkın toplumsal ilişkiler ortadan kaldırılıp atıldığı an, ekonomi politiğin konusu gerçek dünyadan silinip gideceği için, ekonomi politik de geçerliliğini yitirecektir.Ekonomi politik, insan faaliyetinin insan iradesinin dışında ve insandan bağımsız olarak geliştiği tarih öncesi dönemin bilimidir. İnsanlığın gerçek tarihi başladıktan sonra, nasıl ki simyacıların deneyleri bugün bilim öncesi olarak kabul ediliyorsa, aynı şekilde, ekonomi politik de tarih öncesine ait sayılacaktır. Geleceğin sahici insanlık dünyasında ekonomi politik, meraklılarınca, insanın insan olma yolunda kendi kendisiyle nasıl boğuştuğunu anlamak için, örneğin Sümer dilini öğrenir gibi, çivi yazısını söker gibi çalışılacaktır. (s.37)18) K. Marks, Feuerbach Üzerine Tezler, 1845, Alman İdeolojisi, haz. C. J. Arthur, İng., s. 123.19) K. Marks, 1844 Ekonomi ve Felsefe Elyazmaları, İng., s. 66. 20) K. Marks, 1844 Ekonomi ve Felsefe Elyazmaları, İng., s. 77-79. 21) K. Marks, “Almanca İkinci Baskıya Sonsöz”, Ocak 1873, Kapital, İng., c. 1, s. 24

sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
