Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), kamu toplu iş sözleşmeleri görüşmelerinin tıkanması üzerine hazırladığı kapsamlı eylem planını üye sendikalara bir genelge ile iletti. 24 Haziran’da başlayacak ve 17 Temmuz’a kadar sürecek olan üç haftalık süreçte, altı aşamalı bir eylem takvimi hayata geçirilecek.
Arşiv Fotoğraf


Eylemler kapsamında yürüyüşler, iş yavaşlatmalar, bölge ve il temsilciliklerinden yapılacak basın açıklamaları, 81 ilde AKP il binaları önünde protestolar, işyerlerini terk etmeme eylemleri ve son aşamada bir günlük iş bırakma kararı yer alıyor. TÜRK-İŞ’in uzun süredir bu denli kapsamlı bir eylem takvimi hazırlamadığı belirtilirken, 17 Temmuz’da gerçekleştirilecek olan iş bırakma eylemi sektörel bir genel grev niteliği taşıyor.
TÜRK-İŞ, hükümetin kamu çerçeve protokolü görüşmelerinde sunduğu teklifi “hakaret” olarak değerlendirirken, oyalayıcı ve dayatmacı tutuma karşı kararlı bir duruş sergiliyor. Konfederasyonun bu tepkisi, kamu emekçilerinden gelen yoğun taleplere dayandırılıyor.
Öte yandan, aynı masada bulunan Hak-İş Konfederasyonu’nun sessizliğini koruduğu gözlemleniyor. TÜHİS bürokratları üzerinden sürdürülen görüşmelerin, hükümetin bizzat politikası olduğu göz ardı edilerek, çözümün rica ve müzakere ile sağlanacağına yönelik yanlış bir beklenti olduğu ifade ediliyor.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ise kamu protokol masasında yer alamasa da sürece eylemlerle müdahil oluyor. Devrimci Sağlık-İş Sendikası’nın yetki sürecine son anda yapılan müdahale nedeniyle masaya oturamayan DİSK, geçtiğimiz günlerde Ankara’da Çalışma Bakanlığı önünde protesto düzenledi ve mücadelenin içinde yer alacağını kamuoyuna duyurdu.
Kamu işçilerinin önümüzdeki haftalarda başlatacağı bu eylem dalgası, son yılların en kitlesel ve etkili işçi protestolarından biri olma potansiyeli taşıyor. Sendikal çevreler, bu eylemlerin diğer işçi konfederasyonlarının da katılımıyla birleşik bir emek mücadelesine dönüşmesinin büyük anlam taşıyacağını vurguluyor.
Uzmanlar ve sendikacılar, TÜRK-İŞ’in bu kararlı çıkışının hükümete yönelik önemli bir mesaj olduğunu belirtiyor. Ekonomik krizin derinleştiği, emekçinin alım gücünün gerilediği bir dönemde gelen bu eylem planının, mevcut ekonomi politikalarına karşı ciddi bir tepki niteliği taşıdığı yorumları yapılıyor.
Eylem planının hayata geçmesi ve kamu işçilerinin taleplerinin karşılık bulması, iş barışı ve toplumsal huzur açısından da kritik önem taşıyor. Gözler, hükümetin bu geniş çaplı eylem dalgasına vereceği yanıta çevrilmiş durumda.
sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
