Susma Gazetesi’nin 13 Haziran 2025 günü yayınladığı OYAK Maden Metalürji şirketlerinden Erdemir’in desteğiyle bu yıl ikincisi düzenlenen SteelOrbis Piyasa Sohbetleri’nin İstanbul buluşmasında ve son küresel gelişmeler ışığında Türkiye çelik sektörünün nasıl şekilleneceğine dair tahminler yapılmış ve toplantıya 700’ü aşkın kişi katılmış.
Son beş yıldır pandemi sonrası sektörün oynaklık ve durgunluk yaşadığını, zorlu piyasa koşullarına rağmen her yıl 1 milyar dolarlık yatırım yaptıklarını ama bizim hükumetin diğer devletler destek verirken destek vermediğini belirtilmiş.
OYAK Maden Metalürji Pazarlama ve Satış Grup Başkan Yardımcısı Sercan Büyükbayram “Bu yılın ilk dört ayında yassı çelik tüketimi yüzde 12 daralırken, ithalatın tüketimdeki payı yüzde 50’ye ulaştı, demiş.
Bu rakamlar bize göre yerel üretimin kaybetmesi anlamına geliyor. Üretimin düşüşü ya da ithalatın artışı bugün sadece bir sayısal ifade gibi gelse de yarın sebep olacağı kayıplar belki de sadece maddiyatla ifade edilemeyecek kadar ağır olacak.
“Adil rekabet şartlarının sağlanması gerektiğini vurgulayan Büyükbayram, Türkiye sanayisinin günden güne ithalata bağımlı hale gelmesi riskine itiraz ettiklerini aktardı.” demiş.
Bu değerlendirmeler ve yorumlar Türkiye sanayisinin her alanda küçülmeye gittiğini göstermektedir. Son bir yıldır ayakkabı ve tekstil sanayide olan küçülmeler ve işletmelerin kapanması olgusundan sonra demir çelik sanayide de aynı süreçlerin yaşanmakta ve yaşanacak olduğunu görüyoruz böylece..
Bu ne demektir? Bu gelişmeler Türkiye ekonomisinin çökmekte olduğunu ve ileride tamamen yabancılaşacağını ortaya koymaktadır..!
Xxxxxxxxxxxxxxxxxx
Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün 2023 yılı raporuna göre:
“Dünyada Rusya’nın 5 bin 889, ABD’nin 5 bin 244, Çin’in 410, Fransa’nın 290, İngiltere’nin 225, Pakistan’ın 170, Hindistan’ın 164, İsrail’in 90 ve Kuzey Kore’nin de tahminlere göre nükleer savaş başlığı var. Toplamı 12 bin 512.
Çin’in 2022’de 350 olduğu düşünülen nükleer savaş başlıkları Ocak 2023’te 410’a yükseldi.
Nükleer silahlanmaya yapılan yatırım artıyor.
Nükleer silahların yasaklanması Takibi ve Uluslararası Nükleer Silahların Kaldırılması Girişiminin(ICAN) hazırladığı raporlarda ise nükleer silaha sahip 9 ülkenin 2019-2022 döneminde olmak üzere 2019’da 72,9 milyar, 2020 yılında72,6 milyar dolar, 2021 yılında 82,4 milyar dolar ve 2022 yılında 82,9 milyar dolar yatırım yaptıkları görüldü. İşte bu 4 yılda yıllık 10 milyar dolar artırarak harcamaları da dikkat çekti. Bu artışlarda bütün nükleer silah bulunduranlar devlet pay almışlar; Pakistan hariç, hiç artırmamış. Kuzey Kore’nin ise ise 2019’da 600 milyon, 2020’de 667 milyon, 2021’de 642 milyon ve 2022’de 589 milyon dolar harcadığı tahmin ediliyor.”
Bu Şartlarda İran ile İsrail arasında çıkan nükleer silahı önleme savaşı da pek çok soru işareti taşıyor.
1- İran nükleer yatırıma başladığını ABD destekli 1950’li yıllarda göstermesine “atom bombası” yapmayacağını beyan etmiş. Buna rağmen 10 yıldır İran, İsrail ve ABD arasında atom bombası gerginliği var.
2- ABD 1950’lerde Barış İçin Atom Programı başlatmış; yani enerji için kullanmak var, bomba için kullanmak yok.
3- 1979 yılında Şah Rıza Pehlevi rejimi bitip Ayetullah Humeyni rejimi başlayınca sorunlar olmaya başlamış. Buna mukabil İran’ın nükleer santralı 2011 yılında devreye girmiş. Demek ki 2011’den beri İran, İsrail, ABD nükleer sorunu var ve buna bomba üretimi dâhil.
4- – Yukarıda ortaya konan nükleer bombası olan ülkeleri göz önüne aldığımızda Asya ve Avrupa kıtalarının büyük bir nükleer bomba tehdidi altında olduğunu görüyoruz. Sanki bu bombalar ile, sahipleri dâhil büyük bir şiddet, tehdit ve sömürü altında olduklarını anlıyoruz. Paranın padişahlığı atom bombaları sayesinde insanlığı ve doğayı tehdit ediyor ve öldürüyor!..
5- İran’ın nükleer silah tehdidi altında olması çok net olarak görülüyor: Kuzeyindeki Rusya’nın nükleer bomba gücü dünyanın yarısına yakın, doğusunda Kuzey Kore’nin ve Çin’in nükleer silahları var ve güney doğusundaki komşuları Pakistan’ın, Hindistan’ın nükleer silahları var ve güney batısındaki İsrail’in var. Bu kadar büyük tehdit altında ve kapitalizmle mesafeli olan İran nasıl mutlu ve huzur içinde olacak?
Tüm bu nükleer silahların yayılımı karşısında öncelikle ABD ve Asya ve Avrupa kıta halkları nasıl huzur içinde ve mutlu uyuyacak? Tüm insanlık da aynı tehdit altında değil mi?
Birleşmiş Milletler Güvenlik Komisyonu’nun daimi üyeleri olan ABD, Rusya, Fransa, İngiltere ve Çin’de atom bombalarının yüzde 95’i neden var? Bu ne biçim güvenlik? En yüksek seviyede “Güvensizlik, ahlaksızlık ve tehdit değil mi insanlık için?
Bu şartlarda; insanlığın mutluluğu, huzuru, ekonomik ve bilimsel gelişmesini sağlamak üzere “yeni bir Birleşmiş Milletler Örgütü kurmak gerekmektedir. Bu örgütün 6 şubesi olmalıdır( Güney Amerika, Kuzey Amerika, Avrupa, Asya, Afrika ve Okyanusya). Bununla birlikte tüm dünyada tüm silahlar yok edilmeli, silah fabrikaları kapatılmalı ve silahlı kuvvetler feshedilmelidir.
Dünya cennettir; dünyayı kapitalist ekonomi için, silahlar cehenneme çevirmiştir.

sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
