Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, hükümetin 2026–2027 yıllarını kapsayan toplu sözleşme teklifine karşı Zonguldak’ta sokağa çıktı. Madenci Anıtı önünde yapılan ortak basın açıklamasında konfederasyon temsilcileri, “Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, bu daha başlangıç” diyerek hükümetin teklifine tepki gösterdi.

Açıklamaya CHP, Sol Parti İl Başkan düzeyinde destek verdi

Açıklamayı KESK Dönem Sözcüsü Onur Çebi okudu. Çebi, kamu emekçilerinin yalnızca kendi hakları için değil, halkın ücretsiz, nitelikli ve ulaşılabilir kamu hizmeti hakkı için de mücadele ettiklerini söyledi. “Yıllardır uygulanan üretime değil, borçlanmaya ve betonlaşmaya dayalı bir ekonomi modeli hem doğayı hem emeği tüketti. Bizlere düşük maaş, güvencesizlik ve emeklilikte sefalet kaldı” dedi.

Çebi, hükümetin sunduğu teklifin kamu emekçileriyle adeta dalga geçmek olduğunu belirterek, “18 bin 680 TL’lik seyyanen ödemenin taban aylığa yansıtılması yok, emeklilerin maaşlarının korunmasına dair bir adım yok, kira desteği yok, vergi adaletsizliğini ortadan kaldıracak bir düzenleme yok. Kadrolu ve güvenceli istihdam talebi görmezden geliniyor, kreş hakkı unutuluyor. Kadın emekçilerin karşılaştığı ayrımcılığa dair tek bir söz bile yok” ifadelerini kullandı.

Hükümetin sunduğu teklifin aslında bir “sefalet dayatması” olduğunu vurgulayan Çebi, “Vergi ve harçları artıran iktidar, söz konusu maaşlarımız olunca TÜİK’in sahte rakamlarını dayatıyor. Yoksulluk sınırının 2026’da 100 bin TL’ye çıkacağı koşullarda bize açlık dayatıyorlar. Bu nedenle bu teklif bir toplu sözleşme değil, satış sözleşmesidir” dedi.

KESK ve Birleşik Kamu-İş, yetkili sendikaları da uyararak, “Kamu emekçilerinin tarihe kara bir leke olarak geçecek bir satış sözleşmesini kabul etmeye tahammülü kalmamıştır. Hiç kimse, milyonların talebini görmezden gelip birkaç puanlık artışı çözüm gibi sunmasın” açıklamasında bulundu.

Hakem Kurulu’nun bağımsız olmadığını ve her seferinde hükümetin noterliğini yaptığını savunan konfederasyonlar, sürecin müzakereyle değil mücadeleyle çözüleceğini dile getirdi. “25 milyonluk bir kitleye sefalet dayatılıyor. Buna karşı tek çıkış yolu, ortak mücadeleyi büyütmektir” denilen açıklama, “Üretimden gelen gücümüzü kullanıyoruz, bu daha başlangıç. İnsanca yaşayacak ücret, güvenceli istihdam, demokratik bir çalışma yaşamı için omuz omuzayız” sözleriyle sona erdi.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.