Güngör Şenkal/Susma – İzmir

Halk arasında Apê Musa (Musa amca) olarak bilinen Musa Anter, öldürülüşünün 33. yılında İzmir’de anıldı. Bilindiği üzere; yazar, şair, gazeteci ve siyasetçi kimlikleriyle tanınan Anter, 20 Eylül 1992 tarihinde Amed/Diyarbakır’da uğradığı silahlı bir saldırı sonucu yaşamını yitirmişti. Cinayetin JİTEM tarafından işlendiği, hem o dönemde JİTEMˈe çalışan Abdülkadir Ayganˈın açıklamalarında hem de Susurluk Raporunˈda belirtilmişti.   

İnsanlığa karşı işlenen suçlarda (TCK madde 77) zaman aşımı kuralının işletilemeyeceği açık olsa da, Anter davası 30 yıllık zaman aşımı gerekçesiyle 2022 yılında düşürülmüştür. İzmirˈdeki anma toplantısına kızı Rahşan Anter, insan hakları savunucusu Akın Birdal, müzisyen İlkay Akkaya ile sendikacı ve siyasetçi Fehmi Işıklar konuşmacı olarak katıldı.

Konuşmacılar özetle şunları söyledi.

Rahşan Anter: Babam benim olduğu kadar sizinde babanız, aponuzdu. (Ağlayarak) Bu anmaları devam ettirin… Babamın ne olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz. Ben 37 yıl İsveçˈte yaşadım. Babamdan ayrı kaldığım zamanlarda siz evlatları, dostları onunla beraberdiniz… Babamın katillerinden Abdülkadir Ayhan ile ben İsveçˈte söyleşi yaptım. Ben sordum: Abdülkadir, eğer babamı şaşırmasaydı Hogir, kime götürecektiniz? Yeşilˈe götürecektik, dedi. Cem Ersever, Yeşil bir de Abdülkadir var. Peki, sana silah verselerdi öldürür müydün? dedim. Evet, ben öldürürdüm, çünkü ben JİTEM elemanıyım, dedi. Peki, öldürüp ne yapacaktınız babamı, köşede bekliyorsunuz hepiniz jiple? Vedat Aydınˈa yapacağımızı yapacaktık, dedi. İsveçˈte yaşadığım için, Vedat Aydınˈın öldürüldüğünü biliyorum ama nasıl öldürüldüğünü bilmiyorum. Gazeteci Ersinˈe (Ersin Kalkan, Hürriyet) döndüm: Nasıl öldürüldü? Parça parça ettiler, dedi.    

Akın Birdal: Bazı insanlar var, yaşarken de farklı kimlikten, kültürden, cinsiyetten  insanları bir araya getirir, buluşturur ve o insanlar yaşamını yitirdikten sonra da yine o işlevi yerine getirir; bir araya getirir. Bazı insanlar var unutulmaz. Bazı insanlar anlır. Kuşkusuz, unutulmaz olanlar sadece halkların dostları olanlar değil, insanlığa karşı suç işlemiş olan, savaş suçu işlemiş olan, soykırım suçu işleyenler de var unutulmayan. Ama onlar anılmıyorlar, nefretle yâd ediliyorlar. Apê Musa yaşıyor, aramızda; unutulmadı ve yaşayacak.

(Birdal konuşmasında, Musa Anterˈin “49ˈlar Davası” olarak bilinen, Kürt ileri gelenlerinin 17 Aralık 1959ˈda tutuklanması sonrası açılan davanın sanıklarından olduğunu ve davanın arka planını da anlattı.)

İlkay Akkaya: Benim çocukluğumdan beri bulunduğum ortamlarda hep şu söylenirdi: İçinden geçtiğimiz bu zor süreçte!.. Yine zor bir sürecin içinden geçiyoruz ama yan yana gelişimiz, hele ki sevgili Musa amcamız için bugün yan yana gelişimiz benim için çok büyük derecede kıymetli… Musa amcayla tanışmamızı şöyle anlatayım, biraz daha geriye giderek başlayacağım. Bir hafta sonu tatili için Kilyos’a gittik… Giderken yanıma Günay Aslanˈın Üniformalı Kasaplar kitabını aldım. Deniz kenarına gittim okumaya başladım kitabı. Orada okuduklarım o kadar sarstı ki beni, o tatili kesmek zorunda kaldım. Toparlandık eve döndük. Çünkü acayip duygular birikmişti içimde ve o gece o Newala Qesaba şarkısı çıktı. Üniformalı Kasaplarˈda Newala Qesaba öyküsü anlatılıyordu. (Akkayaˈnın bestesinin metin bölümünü Türkçe ve Kürtçe olarak seslendiren Musa Anterˈdir.) 

 Fehmi Işıklar: Bir özgürlük mücadele kahramanı olan Apê Musaˈnın anılacağı toplantıda sizlerle birlikte olmak benim için çok büyük onur. Apê Musaˈyla Halkın Emek Partisiˈni kurarken tanıştık… Benim genel başkanlığımda 72 tane faili meçhul oldu, 72 arkadaşımız öldü. Bunlara Vedat Aydın da dahil. Onun için çok zordu o dönemde siyaset yapmak. Bizim Milletvekili arkadaşlar Parisˈte Kürt Konferansına katılmıştı. Bundan dolayı partiden (SHP) ihraç edildiler.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.