Önceki gün  Zonguldak’ta düzenlenen Sürdürülebilir Akuakültür Forumu, sadece su ürünleri sektörü açısından değil, kentimizin ekonomik ve kültürel geleceği açısından da oldukça öğreticiydi. Forum, Dedeman Otel’de OctoAqua ev sahipliğinde ve Zonguldak Ticaret ve Sanayi Odası (ZTSO) katkılarıyla gerçekleşti. Türkiye ve Norveç’ten sektör temsilcileri, akademisyenler, yatırımcılar ve kamu otoriteleri bir araya gelerek Karadeniz’deki iş birliği imkânlarını masaya yatırdı.

Ben de Karadeniz Gazeteciler Derneği (KGD) Başkanı olarak davet edildim ve toplantı boyunca hem sektörün güncel durumuna hem de kentimizin potansiyeline dair oldukça bilgilendirici sunumlar dinledim.

ZTSO Başkanı Metin Demir, Zonguldak’ın tarihsel ekonomik geçmişine vurgu yaparken, günümüz dünyasında enerji kadar farklı üretim alanlarının da önemine dikkat çekti. Lojistik, havalimanı, denizcilik, liman ve serbest bölgelerle birlikte tarıma dayalı Sera Organize Sanayi bölgelerinde atılan somut adımlar, sanayi tesislerinin konumlandırılması ve turizm-kültür alanlarının güçlendirilmesiyle birleştiğinde, Cumhuriyet’in ilk sanayi kenti kimliğinin çağa uygun biçimde güncellenmesi mümkün görünüyor.

Metin Demir’in bu vurgusu, Zonguldak’ın yeni yüzyıllara adım atmasında bu tür uluslararası işbirliklerinin ne denli kritik olduğunu göstermesi açısından oldukça anlamlıydı.

Forumda ayrıca Tarım ve Orman Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yardımcısı Dr. Erdinç Güneş, Türkiye’nin su ürünleri üretim kapasitesi ve planlı üretim sistemleri hakkında çarpıcı bilgiler verdi. 2024’te toplam üretim 933 bin tona ulaşmış, üretimin yüzde 97’si planlı olarak gerçekleştirilmiş durumda. Karadeniz’de Türk somonu yetiştiriciliği ise 2016’da 4 bin tondan 2024’te 65 bin tona ulaşmış ve önümüzdeki yıllarda 200 bin tona yaklaşması bekleniyor. Bu veriler, sektörün sürdürülebilir büyüme yolunda ilerlediğini ortaya koyuyor.

Norveç Büyükelçisi Andreas Gaarder ve Norveç’ten gelen konuklar, ülkenin 50 yılı aşkın akuakültür deneyimini paylaştı. Verimlilik, kalite ve sürdürülebilirlik açısından Norveç deneyiminin Türkiye’ye aktarılmasının önemini vurgulayan Gaarder, Karadeniz ve Akdeniz’deki işbirliği potansiyelini de gözler önüne serdi. Bu sunumlar, benim için hem uluslararası işbirliği hem de Zonguldak’ın ekonomik çeşitliliği açısından oldukça bilgilendirici oldu.

Forumda dört panel düzenlendi: Ekosistemle uyumlu kalkınma, kapalı devre üretim sistemleri, balık refahı ve döngüsel ekonomi ile bölgesel yatırım fırsatları katılımcılara aktarıldı. Günün sonunda gerçekleştirilen B2B iş görüşmeleri, teorik bilgilerin pratik işbirliklerine dönüşmesi açısından kritik bir adımdı.Zonguldak, tarihsel olarak enerji ve ağır sanayi kenti kimliğiyle anılsa da, sürdürülebilir akuakültür gibi yeni alanlar sayesinde ekonomik ve kültürel çeşitliliğini artırıyor.

Bu noktada forumun bir başka önemli katkısı, ilgili alanların muhataplarının konuya dahil edilmesiyle kentimiz için katma değer yaratacak adımların tartışılmasını sağlaması oldu.

Meslek kitle örgütleri, akademik çevreler ve siyasetin, günlük magazinel konuların ötesine geçerek, kentin ve kent insanının geleceğine yönelik bu tür platformları artırması ve geliştirmesi büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, bu tür uluslararası ve disiplinlerarası toplantılar, Zonguldak’ın mavi ekonomi yolculuğunda stratejik bir merkez olma potansiyelini gözler önüne seriyor.

Bu potansiyeli değerlendirmek, sadece sektörel değil, kentimizin toplumsal ve ekonomik kalkınması açısından da büyük önem taşıyor.

Çayır Mağarası Projesi Turizme Kazandırılıyor

“2025 Yılı Doğa Temelli Turizme Yönelik Teknik Destek Programı” kapsamında, Çaycuma Kaymakamlığı Proje Ofisi tarafından hazırlanan “Geçmişten Geleceğe Akan Sular: Zonguldak’ın Saklı Hazinesi Çayır Mağarası” projesi kabul edildi.Bu gelişme büyük memnuniyet yarattı. Susma Gazetesi temsilcimiz Talip Oruç, bölgeyle ilgili defalarca haber ve röportaj yapmış, son olarak Ağustos ayında Kışla Köyü eski Muhtarı Hayrettin Ünlütürk ile birlikte yaptığımız görüşmede, bölgenin turizme kazandırılmasının önemini vurgulamıştı. Bakan ve yerel paydaşların dikkatini çekmeyi hedefleyen bu çağrıya BAKKA, Kent Konseyi, ZOKEV ve mimarlık odaları destek vermesi çağrısında bulunmuştu. Projenin kabulü, bölgenin kültürel kalkınma modeli olma yolunda önemli bir adım.

Sağlıcakla


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.