Zonguldak’ta ekonomik kriz derinleşiyor. 16,5 milyon emeklinin yaklaşık 8 milyonu, asgari ücretin (22.104 TL) ve açlık sınırının (26.413 TL) altında yaşamaya çalışıyor. Üstelik ülke genelinde 15-24 yaş arası gençlerin beşte biri ne işte ne okulda; yani “ev genci”. Bu tablo yalnızca ekonomik bir kırılganlığı değil, toplumsal bir alarmı da işaret ediyor. Gençler ve emekliler, hayat pahalılığı karşısında giderek daha savunmasız hale gelirken, siyasi irade ve iktidar, seçim dönemleri dışında bu kesimlerin sorunlarına çözüm üretmekten kaçıyor. Asgari ücretin belirlenmesi ise işgücü piyasasında ayrı bir tartışma konusu.
MÜSİAD Başkanı Burhan Özdemir’in de vurguladığı gibi, asgari ücret çoğu zaman niteliksiz işgücünün fiyatı olarak ele alınıyor; yani ücret skalasında ilk basamak, temel ücret olarak görülüyor. Bu yaklaşım, tüm ücretlendirme sistemini doğrudan etkiliyor. İşverenler, maliyetleri sınırlamak için asgari ücreti düşük tutarken, hanehalkı moral ve gelir kaybı yaşıyor. Resmi enflasyon rakamları ile sahadaki gerçek enflasyon arasındaki fark, işçilerin alım gücünün doğru hesaplanmasını engelliyor. TİS görüşmelerinde masada verilen artışlar da çoğu zaman gerçek yaşam maliyetlerini karşılamaktan uzak kalıyor.Emeklinin yaşam şartları ise ayrı bir kriz alanı. SGK’nın güncellenmeyen 5510 sayılı yasası nedeniyle emekli maaşları prim ve hizmete dayalı hesaplanmadığından, yaş ve TÜFE’ye göre hak kaybı sürüyor. Seyyanen zam yapılmadan verilen oransal artışlar, kent yoksulu gerçeğini kalıcılaştırıyor.
Bu tabloda deneyimli sendikacı Cavit Zülfikar’ın uyarısı çok değerli: Bağımsız Emekliler Sendikası’nın (BES SEN) 2. kuruluş yıldönümü etkinliğinde yaptığı konuşmada, “Sendikal bölünme en büyük kaybımız” diyerek, emekli sendikaları arasındaki parçalanmış tabloya dikkat çekti. Zülfikar, geçmişte sendikal dayanışmanın çok daha güçlü olduğunu ve birleşik hareket etmenin kıdem tazminatı ve diğer hakların korunmasında belirleyici olduğunu vurguladı:“Eskiden emekli olan bir işçi kıdem tazminatıyla 3+1 daire, bir araba alabiliyordu. Bugün 45 yıl çalışan bir belediye işçisi 1+1 daireyi zor alıyor. Kıdem tazminatımız kuşa çevrildi. Bu gidişle elimizde kalan son hakları da kaybedeceğiz.” “Artık yeter, bölünmeyi bırakalım.Hangi partiden olursak olalım, kendi geleceğimiz ve torunlarımız için birleşmek zorundayız” diyerek, emekliler ve sendikalar için birlik çağrısında bulundu.Zonguldak’ta bağımsız emekçi örgütler, bu tabloya sessiz kalmıyor. BES SEN, 2. yaşını kutlarken Başkan Fikret Zaman, emeklinin sahipsizliğine ve kadın emeklilerin zor yaşam koşullarına dikkat çekti. Sendika, toplu sözleşme masasında yetkili hâle gelerek emeklinin sesi olma yolunda önemli bir adım attı.Tüm bunlar, Zonguldak özelinde ülke genelinde yaşanan ekonomik, sosyal ve sendikal kırılganlıkları gözler önüne seriyor. Asgari ücret ve emekli maaşları, işçilerin temel ücret skalasını belirleyen kritik bir unsur olarak, yalnızca TİS görüşmeleri sırasında değil, yaşamın her alanında adaleti sağlamak için yeniden düzenlenmeli.
Gerçek enflasyon ve adil ücret hesaplamaları, birleşik sendikal mücadele ve siyasi iradenin etkinliği olmadan, ne emeklinin ne de gençlerin sesi duyulacak. Zonguldak’ta emekçi ve gençlerin çığlığı, artık sadece şehirde değil, ülke gündeminde de duyulmalı.
CHP’de İl Kongresi ve Adaylar
Cumhuriyet Halk Partisi Zonguldak İl Kongresi, 19 Ekim Pazar günü gerçekleşiyor. Gazete baskıya girene kadar iki resmi açıklama yapan il başkan adayı var: mevcut başkan Devrim Dural ve Turhan Oral.Devrim Dural’ın bazı belediye başkanlarının açık desteğini alması, nedense tartışma yarattı. Oysa uzun yıllardır tüm seçimlerde ya milletvekilleri ya da güçlü belediye başkanları, örgüt seçimlerinde doğrudan işin göbeğinde yer aldı, ittifaklar kurdu.Devrim Dural ya da Tahsin Erdem bu durumu icat eden değil; tam tersine, geçmişten gördüklerini uygulayan isimler. Bunun en belirgin örneği, yıllar önce Deniz Yavuzyılmaz ile başladı. Yavuzyılmaz, genç ve dinamik yapısıyla kendinden öncekilerin ayak oyunlarını iyi okudu, erken yol aldı ve bir anlamda tartışmasız bir konuma geldi.Aslına bakarsanız, Deniz Yavuzyılmaz parti içinde bir yapı değişikliğine gitti. Makası o kadar açtı ki artık adaylar birinci sıra için değil, ikincilik ve üçüncülük için yarışmaya başladı.
Şimdi İl Başkanı Devrim Dural da bu eşiği geçerse, genç ve eğitimli kuşak kentin geleceğinde daha etkin olacak. Hani hep söylenir ya, “Gençlerin önünü açmak lazım.” Biz açmasak da hayat onlara yeni fırsatlar yaratıyor. Zamani bunlar…
Sağlıcakla.

sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
