Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Zonguldak İl Kongresi’ne saatler kala partide dikkat çekici bir süreç yaşanıyor. Kongre öncesi basına yansıyan bilgilere göre, il başkanlığı için adı geçen altı isim — Devrim Dural, Halil Furat, Umut Başoğlu, Deniz Dilaver, Turgut Aydın ve Turhan Oral — parti tabanında nabız yoklamak amacıyla örgütlerle, delegelerle ve yerel yönetimlerle temaslarda bulundu.

Ancak kongreye kısa süre kala tablo netleşti: Resmen adaylığını açıklayan iki isim kaldı — mevcut il başkanı Devrim Dural ve Turhan Oral. Süreç boyunca sahada etkin rol oynayan iki isim, Turgut Aydın ve Deniz Dilaver, kongreye iki gün kala yaptıkları açıklamalarla adaylıktan çekilerek Turhan Oral’a destek vereceklerini duyurdu. Bu ismi geçen iki isim resmi olarak adaylık açıklama cesareti de bulamadan, kongreye sayılı günler kala yönelimlerini değiştirerek Turhan Oral’a destek açıklaması yaptı.

Bu gelişmelerin ardından parti kamuoyunda şu soru yankılanıyor:
Gerçekten parti tabanında bir yönelim mi değişti, yoksa bu açıklamalar sadece kongre hesaplarının ürünü mü?

Adaylık açıklama cesareti bulamayan isimler, parti içinde güçlü bir karşılık görmüş olsalardı, bugün destek açıklaması yapan değil, destek gören isimler olabilirlerdi. Ancak tablo, siyasetin kamuoyunu yönlendirme biçimlerinin örgüt içi dengelerde de etkili olduğunu bir kez daha gösteriyor.

“Kamu Gücü Sandığa Yansıyor” Kaygısı

Adaylık sürecinde il örgütüyle ve partinin her kesimiyle görüştüğünü belirten Turgut Aydın, sosyal medya paylaşımında adaylıktan çekilme gerekçesini şöyle açıkladı:

“Kamu gücünün (belediyelerin) tüzük ve genel merkez iradesine rağmen seçim iradesine haksız ve hukuksuzca yansıdığı bir delege sistemiyle yapılacak seçimlerde, partimize gönül vermiş üyelerin iradesinin tam olarak sandığa yansımayacağından endişeliyim.”

Aydın, bu nedenle aday olmayacağını belirterek Turhan Oral’ın mücadelesine destek vereceğini duyurdu. Açıklamasında ayrıca mevcut il yönetiminin krizleri öngörmede ve yönetmede başarılı olamadığını, partinin birleştirici bir anlayışa ihtiyacı olduğunu vurguladı.

“Bölerek, Ayrıştırarak CHP Yönetilmez” Uyarısı

Aynı yönde bir açıklama yapan Deniz Dilaver ise, kimi belediye ve ilçe başkanlarının makam gücünü kişisel hırs ve menfaatleri için kullandığını, bu durumun parti içi demokrasiyi zedelediğini söyledi. Dilaver, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Kimi yöneticilerin sahip oldukları makamların gücüyle parti içi demokrasiyi hiçe saydıklarını, bölerek, ayrıştırarak ve ötekileştirerek CHP’yi yönetme anlayışında olduklarını gördüm. Bu nedenle hiçbir beklenti içinde olmadan, kayıtsız ve şartsız şekilde adaylık düşüncemden vazgeçiyor; etik değerlere bağlı kalacağına inandığım Turhan Oral’ı destekliyorum.”

Gerçek Olanla Yüzleşmek

Bu açıklamalar, partide yaşanan kongre sürecinin yalnızca bir koltuk yarışından ibaret olmadığını, aynı zamanda parti içi etik, temsil adaleti ve demokratik kültürün sınandığı bir dönem olduğunu gösteriyor.

Kongre öncesi yapılan her açıklama, bir yanıyla parti kamuoyunu yönlendirme ve etkileme çabası olarak okunabilir. Ancak asıl belirleyici olan, bu sürecin sonunda CHP’nin gençlere ve yeni kuşak siyasetçilere ne kadar alan açacağı, “ağabeylik” sorumluluğunu gerçekten kimlerin taşıyacağıdır.

Zonguldak örgütü bugün bir tercih yapacak: ya mevcut yapının alışkanlıklarını devam ettiren bir çizgi, ya da demokratik değerleri önceleyen yeni bir anlayış…

Siyasetin manipülasyonundan arınmış gerçek tablo budur.


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.