Zonguldak Karakoğuz Köyü, Alevi-Bektaşi kültürüne dair kapsamlı bir söyleşiye ev sahipliği yaptı. Etkinlikte, Alevi-Bektaşi araştırmalarıyla tanınan yazar Ali Aksüt, köy halkı ve Susma Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Bahaddin Arı’nın sorularını yanıtladı.

Etkinliğe katılma nedenini açıklayan Aksüt, Karakoğuz’a Avrupa’da tanıştığı bir dostunun davetiyle geldiğini belirtti:
“Yıllar önce Avrupa’da tanıştığımız bir dostum, yıllar sonra beni Karakoğuz’a davet etti. ‘Ali Bey, benim bir kütüphanem ve düşüncelerim var, bunları seninle paylaşmak istiyorum’ dedi. Benim için kitap okuyan insan her zaman değerliydi. Böylece gönlümüzdeki bağla buraya geldik. İnancımızın birlikteliği ve insana hizmet etme aşkımız, bizi bir araya getirdi. Bu hizmeti hiçbir siyasi hedef gözetmeden, amatörce, içimizden gelenle yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

Aksüt, genç yaşlardan itibaren yazıp çizdiğini ve halk kültürü, antropoloji, ezilmiş ve asimile edilmiş toplulukların tarihini araştırdığını anlattı:
“16 yaşımdan beri yazıyorum. Kitaplarımın sayısını bilmek mümkün değil; sayısız dergide katkım oldu. Çalışmalarımın çoğu halk kültürü ve antropoloji ile ilgili. Alevilik üzerine yazmaya başladım çünkü bu alandaki bilgi ve belgeler eksikti. Yazarken hep pozitif bir dil kullanmaya özen gösterdim; insanları ayırmak yerine birleştirici bir yaklaşım benimsedim. Kendime büyük insanlığa katkı sunan hikayelerle bir görev yükledim.”

Çepni boyuna dair geniş değerlendirmelerde de bulunan Aksüt, Anadolu’daki etnik ve inanç yapısının önemine dikkat çekti:
“Çepniler, Anadolu’daki önemli bir topluluk ve Alevi inançlarının içinde kalabalık bir kitleyi temsil ediyor. Bunun yazılması ve belgelenmesi gerektiğini düşündüm. Daha önce yazanlar vardı ama maksatlı ve eksik çalışmalar vardı. Çepni kitabına yıllarımı verdim; Osmanlı tarihi kayıtlarından bileşenleri çıkardım ve çalışmalarımı akademik kurumlarda, üniversitelerde ve uluslararası sempozyumlarda sundum. UNESCO’ya ise semah ve halk oyunlarını kazandırdım; bazı oyunlar kadın oyunları ve kültürel miras açısından çok değerli. Bu çalışmalarım sayesinde hem plaket hem de rozetlerle ödüllendirildim.”

Güncel siyasi tartışmalara dair soruya yanıt veren Aksüt, Milliyetçi Hareket Partisi’nin Alevi topluluklarına yaklaşımını eleştirdi:
Ali Aksüt: Milliyetçi Hareket Partisi’nin güçlü bir örgütlülüğe ve kaynaklara sahip olduğunu, tarihsel olarak da farklı alanlarda etkili olduğunu söyledi. Ancak MHP’nin Alevilikle samimi bir yakınlık geliştirme şansı olmadığını belirtti. Aksüt’e göre MHP, ırkçı bir parti kimliği taşıyor; geçmişte yaşanan Maraş ve Malatya olayları gibi vakalar bunun örnekleridir ve bu geçmiş, partinin Alevilere karşı içten bir yakınlık beslemediğini gösterir.

Aksüt, MHP’nin kimi zaman devlet gücünü ve politik pozisyonunu kullanarak Alevileri kendi amacı doğrultusunda “kullanma” eğiliminde olduğunu ileri sürdü; bunun Alevileri aldatma ve politikanın kazancına dönük bir yaklaşım olduğunu ifade etti. Gerçek bir eşitlik ve tanınma için ise yalnızca sembolik adımların yeterli olmayacağını, Anayasa’da yazılı hakların ve Alevilerin eşit yurttaşlığa ilişkin düzenlemelerin fiilen uygulanması gerektiğini vurguladı.

Sonuç olarak Aksüt, MHP’nin samimiyetine kuşkuyla baktığını; Alevi toplumunun haklarının korunması ve demokratik eşitliğin güvence altına alınması için yüzeysel jestlerin ötesinde somut, hukuki ve toplumsal adımların atılması gerektiğini savundu.

Etkinlik, Karakoğuz Köyü halkından Cevat-Cemal Kenenoğlu kardeşlerin ev sahipliğinde gerçekleşti ve Alevi-Bektaşi inançlarının tarihsel, toplumsal ve kültürel boyutlarının detaylı bir şekilde ele alınmasına olanak sağladı.

Söyleşi sonrasında Aksüt Çepniler Üzerine yazdığı kitabı imzaladı


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.