10 Ekim (2025) tarihinde İstanbul Esenyurtˈta evine giderken üst üste en az iki kez saldırıya uğrayıp, saldırıda aldığı ağır darbeler sonucu yaşamını yitiren çevre aktivisti ve fotoğrafçı Hakan Tosun İzmirˈde anıldı. 26 Kasımˈdaki etkinliğin afişi, ˝Direnişin Belgeselcisi Hakan Tosunˈu Anıyoruz˝ olarak hazırlanmıştı.

Tosun’un çektiği fotoğraflar, kendisinin de çekildiği fotoğraflarla birlikte, İzmir Alsancak Mimarlık Merkeziˈnin giriş bölümünde sergilendi. Sergi alanında Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay bir konuşma yaptı, Levni Band müzik topluluğu ise erbane dinletisi sundu.

Ana program, Tosunˈun youtube kanalındaki görsel ve akustik malzemeden (Hakan Tosunˈun çektiği fotoğraf ve videoların yanı sıra, kendisiyle yapılmış söyleşilerden kesitler) Baha Okan tarafından oluşturulan belgeselin gösterimiyle başladı. Aile adına kız kardeşi Öznur Tosunˈun yaptığı duygusal konuşmadan sonra, Hakan Tosun’un avukatı, arkadaşı ve şimdi de ailenin avukatlığını yapmakta olan Onur Cingil söz aldı.   

Cingil, cinayet soruşturmasındaki, daha baştan itibaren var olan tutarsızlıkları, aksaklıkları ve gri alanları anlattı. Hakan’ın ailesinin ve dostlarının kararlı bir biçimde olayın aydınlatılması yönündeki baskısı olmasaydı, soruşturmada bu kadar bile ilerleme sağlanamamış olacağını belirtti. Olay aydınlatılıncaya, suçlular yargı önüne çıkarılıncaya kadar olayın üzerine aynı kararlılıkla gideceklerini söyledi.

Parti, oda, dernek, çevre platformu vb. kurumlar adına konuşmalar yapıldı.  Çevre mücadelesinin değişik alanlarında Hakan Tosun ile birlikte olmuş dostlarından bir kısmı da söz alarak düşüncelerini dinleyicilerle paylaştı. Sefa Yılmaz (İzmir Barosu), Fahri Ayhan Yüce (İzmir Tabip Odası), Ayfer Koçak (KESK), Altan Köse (Kültürpark Platformu), Firdevs Pehlivan (Yaşam Alanları Meclisi), Arif Ali Cangı (EGEÇEP)… bu konuşmacılar arasındaydı. Barış ve çevre aktivisti Bahadır Altan ise, Tosun için yazdığı bir şiiri seslendirdi.

Arif Ali Cangı: Hakan, ekoloji mücadelesinde bizim gözümüz kulağımız, dostumuzdu. Aynı zamanda diğer canlılarında gözü kulağı, dostuydu. Öyle ki, ˈAkbelenˈde kesilen çamların akıttığı reçine bana gözyaşı gibi geldi.ˈ demişti. Kameraya kaydın bir varlık yokluk mücadelesi olduğunu biliyordu. Biz onun varlığını koruyamadık, bizi bağışlasın. Kamerayı arkadaşları alacak. Hakanˈı katledenleri ortaya çıkarıncaya kadar davanın peşini bırakmayacağız. EGEÇEP olarak da takipçisi olacağız.

Altan Köse: Mücadelenin bir parçası oldu. Çektikleri ve yaptıklarıyla hep vardı. Kapitalizm, faşizm bir noktadan sonra bizi öldürmeye başlıyor. Asya, Afrika ve Amerikaˈda öldürüyor; bu bizim gerçekliğimiz.

Kuzgun Noyan (Tosunˈun arkadaşı ve eski bir savaş muhabiri): Hakan bir vakanüvis idi. Bundan sonra bu mücadelede biraz Hakan Tosun olmamız gerekiyor. Kamerasını açık tutmalıyız.

Praksis, Geniş Merdiven, Moleni, Halkların Korosu gibi müzik toplulukları ile İlkay Akkaya ve Kasım Taşdoğan programa müzikleriyle destek oldu.

Programın başında gösterilen belgeselde de görüldüğü üzere, Hakan Tosun nerede bir çevre eylemi varsa orada bulunmuştu. Hem bir fotoğrafçı hem de bir aktivist olarak. Programı sonuna kadar dağılmadan dikkatle izleyenlerin ortak bir amacı vardı ve bunu sık sık dile getirdiler: ˝Hepimiz birer Hakan Tosun olarak çevre mücadelesini sürdüreceğiz.˝ Güngör Şenkal/Susma – İzmir


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.