Emek Partisi Zonguldak İl Başkanı Ateş Türeli, asgari ücretin açlık sınırının altında belirlenmesine sert tepki göstererek, uygulanan ücret politikasını “işçiye sefalet, sermayeye sınırsız sömürü” olarak nitelendirdi. Türeli, belirlenen ücretin bir geçim ücreti olmaktan çıktığını vurguladı.
Yazılı basın açıklaması yapan Türeli, 2025 yılı boyunca işçilerin 28 bin 75 TL ile çalışmaya zorlanacağını, buna karşılık sarayın bir günlük harcamasının 58 milyon TL olduğunu hatırlattı. Asgari ücretlinin günlük kazancıyla bir kilo et dahi alamadığını belirten Türeli, “Bir tarafta saraylar ve milyarlar, diğer tarafta açlık ve yoksulluk var. Saray düzeninin işçilere reva gördüğü yaşam budur” ifadelerini kullandı.
“Açlık sınırının altı, yoksulluk sınırının dörtte biri”
Açlık sınırının 30 bin TL’ye dayandığını belirten Türeli, açıklanan asgari ücretin bu sınırın altında kaldığını, yoksulluk sınırının ise ancak dörtte birine denk geldiğini söyledi. Bu tablonun, asgari ücretin artık geçim ücreti olmaktan tamamen çıkarıldığını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
Sendikal bürokrasi eleştirisi
Asgari ücret belirleme sürecinde sendikaların tutumunu da eleştiren Türeli, komisyonun antidemokratik yapısının yeni keşfedilmiş gibi davranıldığını savundu. “Milyonlarca işçiyi talepler etrafında birleştirmek gerekirken sorumluluktan kaçıldı” diyen Türeli, belirlenen sefalet ücretinde sendikal bürokrasinin de payı olduğunu dile getirdi.
“Süreç sermaye lehine işletiliyor”
Türeli, asgari ücret belirleme sürecinin işçilerin taleplerini yok sayan, demokratik olmaktan uzak ve tamamen sermaye lehine yürütülen bir mekanizmaya dönüştüğünü söyledi. Uluslararası sermaye kuruluşlarının ve tekellerin kâr taleplerinin esas alındığını, işçilerin yaşam koşullarının ise bilinçli biçimde görmezden gelindiğini ifade etti.
11 milyon işçi düşük ücretle yaşam mücadelesi veriyor
Türkiye’de çalışanların yarıdan fazlasının asgari ücret ve civarında çalıştığını belirten Türeli, 11 milyondan fazla işçinin asgari ücretin yüzde 20 fazlası ve altında bir gelirle yaşamaya çalıştığını kaydetti. 2025 yılı itibarıyla asgari ücretin yıllık alım gücü kaybının 50 bin TL’yi aştığını, ücretlerin açlık sınırının yüzde 18, yoksulluk sınırının ise yüzde 76 altında kaldığını söyledi.
“Türkiye Avrupa’da en düşükler arasına itildi”
Türkiye’nin Avrupa’da asgari ücretin en düşük olduğu ülkeler arasına sürüklendiğini ifade eden Türeli, 2015’te Türkiye’den daha düşük asgari ücrete sahip 14 AB ülkesi varken bugün bu sayının ikiye düştüğünü hatırlattı. Bu durumun, iktidarın övündüğü büyümenin emekçiler için hiçbir karşılığı olmadığını gösterdiğini söyledi.
“Bu sefalet ücretini kabul etmiyoruz”
Emek Partisi olarak bu ücreti tanımadıklarını vurgulayan Türeli, asgari ücretin insanca yaşamı güvence altına alacak düzeyde belirlenmesi gerektiğini ifade etti. Ücretin yılda en az dört kez güncellenmesini, toplu pazarlık mekanizmalarının güçlendirilmesini ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasını istedi. Ayrıca barajsız sendika, yasaksız grev ve güvenceli iş yasa tasarısının Meclis Genel Kurulu’na getirilerek yasalaştırılması çağrısında bulundu.
Açıklamasını mücadele çağrısıyla sonlandıran Türeli, “İşçi sınıfının ve emekçilerin kurtuluşu, bu düzenin dayattığı açlık politikalarına boyun eğmekte değil; birlikte, örgütlü ve kararlı bir mücadeleyi büyütmektedir” dedi.

sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
