23 Aralık 2025 Cumhuriyet Gazetesi – Mehmet Şakir Örs
Emekliler
“Geçim ve barınma kaygısıyla ucuz otel odalarına sığınmak zorunda kalan emeklilerin durumu, günlerdir yüreklerimize kor düşürdü. Bin bir sıkıntı içinde yılı tamamlamaya çalışan emekliyi, yeni yılda bir zorluk daha bekliyor. SGK’ya olan borçlar 2026 emekli maaşından kesilmeye başlanacak. Sanki emekli için dert ve tasa azmış gibi!
Günümüzde en çok geçim kaygısı çeken ve yoksulluk yaşayan kesimlerin başında emekliler geliyor. Hayatları boyunca bu ülke için çalışan, üreten, vergi ve sigorta primi ödeyen insanların bütün özverileri-emekleri adeta yok sayılıyor.
Hani ünlü bir Çanakkale türküsü vardır; türküde “ölmeden mezara koydular beni” der. Büyük şairimiz Nazım Hikmet de Kuvayi Milli Destanı’nda “ölmeden mezara koyarlar onu” diyerek seslenir. İşte günümüzde emekli de bu dizelerde olduğu gibi, sanki ölmeden mezara konmuş durumda!..
Emekliler, TBMM’de görüşmeleri tamamlanan 2026 bütçesinde de kendilerine yeterince kaynak ayrılmadığının farkındalar. İnsanca bir gelir sağlamak ve gelir elde etmek için, kendilerine yeterince kaynak ayrılmasını istiyorlar. Aylık bağlama oranlarının hiç olmazsa 2008 öncesindeki düzeye getirilmesini, intibak yasasının çıkarılmasını talep ediyorlar.
Yapılan araştırmaya göre kişi başı emekli maaşı gelirinin 2005’te yüzde’51’i, 2025’te ise yüzde 28’i.
Örgütsel dağınıklık
Ancak bunca derin mağduriyet yaşayan ve adeta burnundan soluyan bu toplumsal kesim, maalesef büyük bir dağınıklık içinde. Ekonomik enflasyon gibi örgütsel enflasyon yaşıyorlar.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise her etkinlikte emeklilerin ellerini kaldırtıp onların durumlarına vurgu yapıyor.”
Durumun vahametini göz önüne alarak ben de Anayasal anlayış ve kurallarda değerlendirmeye çalıştım.
İlgili Anayasal kurallarımız:
Genel ESASLAR
Madde 2: Cumhuriyetin nitelikleri
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal hukuk devletidir.
SOSYAL VE EKONOMİK HAKLAR VE ÖDEVLER
Madde: 41. Ailenin Korunması ve Çocuk Hakları
Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.
Madde:55. Ücrette Adalet Sağlanması
Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun, adaletli bir ücret elde etmeleri ve diğer sosyal yardımlardan yararlanmaları için gerekli tedbirleri alır. (Demek ki, iş alanlarına göre asgari ücretler belirlenmelidir. Belki yüz alanda…)
Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur. (Değişiklik fıkrası 03.10.2001)
Madde:60. Sosyal Güvenlik Hakkı
Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir.
Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar.
(internetten)
“Bu konuda Emekli Yargıtay Üyesi Seyfettin Çilesiz ve Avukatı 18.12.2025 tarihinde yaptıkları açıklamayla tüm çalışan memurlara verilen zam kadar zammın emeklilere de verilmesi için Ankara İdare Mahkemesi karar vermiştir ve dava doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne götürülecektir.
Davacı memur emeklilerinin de işçi emeklilerinin de ve Bağ.Kur emeklilerinin de aynı haklardan faydalanacağı ifade edilmiştir. Sorun emeklilerin açlık sınırı altında maaş almaları ve büyük insani sorunlar yaşamalarıdır. Sorun emekli maaşlarının yoksulluk sınırının yarısının çok altında kalmasıdır.”
Bu arada dikkatimi çeken bir ifade ortaya çıktı: Anayasa’nın 41.maddesinin “Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulamasını sağlamak için gereken tedbirleri alır, teşkilatı kurar” maddesine girişteki “ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi” sözcükleri çok tuhafıma gitti! Bu ifadeye göre babanın hakları, yetkileri ve sorumlulukları yok sayılmış-en aza indirilmiş ve tüm sorumluluk devlet ve ailenin diğer fertleri üzerine yüklenmiştir. Burada baba bir kenara itiliyor ve tüm sorumluluk devlete kalıyor. Devletle kim ilişki kuracak? Ana ve çocuklar mı? Böylece bir kenara itilen babanın ücreti ve emekli maaşı da bir kenara atılmış olmamakta mıdır?
Asgari ücretin tespitinde çalışanların geçim şartları ile ülkenin ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur. (Değişiklik fıkrası 03.10.2001)
Bu kurala göre demek ki; hükümet Anayasa’nın kuralını çiğnemekte ve çalışanların ve emeklilerin geçim şartlarını dikkate almamakta, zengin sınıftan gereken vergiyi almamakta, bazı şirketlerin kurumlar vergilerini silmekte, yıllık artışını çok düşük seviyelere düşürmektedir. Fakirlerden alınan gelir vergileri yetmiyormuş gibi bütçedeki gider vergileri payını yüzde 65’ler üzerine kadar artırmaktadır.
Halk olarak, tüm alanlarda söz, yetki, karar ve sorumlulukta gücümüze göre eşitlik istiyor, okurlarımın yeni yılını kutluyorum

sitesinden daha fazla şey keşfedin
Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.
