Değerli arkadaşlarım, teşekkür sözcüğü söylemeyi ve duymayı en çok hoşlandığım sözcüklerden biridir. Karşılıklı iyi niyetin, iyi hissettirmenin sonucudur; çünkü hayatımızda bolca olsun dilerim. Ben de bugün yazımın büyük bir bölümünü teşekkür etmeye ayırdım.

İnsan, kendini ifade edebildiği sürece huzur bulur. Özgürce yaşayabildiği yeri yuvası gibi hisseder ve bu yuvanın hep huzurla, güzelliklerle dolu olmasını ister; iyi olması için çaba gösterir. Ben, Zonguldak’ta bulunduğum ilk günden beri bu şehrin, küçük şehirlerin hemen hepsinden daha özgürce, sevgi ve saygı içinde, huzurla yaşanabilir bir şehir olduğunu düşünmekteyim.

Güzel kentimizin iyi ve güzel özelliklerinin kaybolmaması için sahip çıkılması ve korunması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla kentimizin sesi olan bir gazetede yazma olanağı bulmak, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak, kendimi iyi hissetmem için önemliydi.

Çünkü ortak bakış açıları oluşturup sorunlarımızı birlikte sahiplenmek ve birlikte çözme gücünü oluşturabilmek gerekiyor. İşte o zaman “Ben ne yapabilirim?” yerine “Birlikte çok şey başarabiliriz” diyeceğiz. “Çaresizim” yerine “Çare biziz, umut biziz. Bizim hayatımız için bizim de sözümüz var” diyeceğiz.

Bu bağlamda bana gazetede yazma olanağı sağlayan Susma Gazetesi kurucusu ve Yazı İşleri Müdürü değerli Bahattin Arı’ya çok teşekkür ederim.

Geçmişten günümüze benim ben olmamda katkısı olan, başta büyük ailelerim olmak üzere çekirdek aileme, arkadaşlarıma; konuştuğum, dinlediğim, okuduğum, temas ettiğim, gözlemlediğim her bir insana; cennet ülkemin her canlısına ve cansızına minnet duyuyorum.

Kentimizin, ülkemizin ve dünyanın canlı-cansız bütün güzelliklerini ve değerlerini koruyan, bu yönde çabası olan, korunması gerektiğine inanan tüm güzel insanlara saygılarımı sunuyorum.

Olaylara bütüncül bakmayı bilen, her varlığa değer vermek gerektiği kültürüyle yetişmiş; yetiştirilmemiş olsa bile biraz okuyup yazan herhangi bir insanın, az çok çevre korumayla ilgili farkındalığı mutlaka vardır.

Yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, kurumlar, hatta pek çok birey; çevre kirliliği, sokak hayvanları ve diğer canlılar konusunda hassasiyetini her yerde dile getirmektedir.

Bu kadar duyarlı insan varken, nasıl olur da —hele ki bu konularda bilimsel çalışmalar yapan insanların olduğu ortamlarda— yapılan ya da yapılmayan işlerin sonucunda insanların, canlıların hatta cansız değerlerimizin etkileneceği düşünülmez ve gerekli tedbirler alınmaz?

Farkında mı değiliz?
Günü kurtarmak için fark etmemek işimize mi geliyor?

Sevgi, saygı ve umut dolu bir yıl diliyorum.

Sevil Kaynarca Kızgut
29.12.2025


sitesinden daha fazla şey keşfedin

Son gönderilerin e-postanıza gönderilmesi için abone olun.