Yazlık, kışlık, uçan, kaçan saraylar!

Sadece Beştepe’dekinin günlük masrafının 20 milyon civarında olduğu söyleniyor!

Onun üzerinde cumhurbaşkanlığı uçağı, onlarca süperlüks makam aracı!

Binlerle ifade edilen koruma ordusu!

Yüzlerce araçlık Cuma konvoyları!

Hiçbir şey üretmeyen diyanete, altı bakanlığın toplamından fazla bütçe!

Cemaati olmayan, sırf gösteriş için yapılan devasa camiler!

Maliyetinin 8- 10 katı döviz karşılığı para ödediğimiz yollar, köprüler!

Yolcu garantili ama yolcusu olmayan, uçak kalkmayan havaalanları.

Dünyanın ilk beşinde gösterilen Atatürk Havaalanı’nın pistlerinin kullanılamayacak şekilde tahrip edilmesi!

Onun yerine bir milyon ağaca kıyılarak yapılan fakat kış koşullarında kullanılamayan bir havaalanı!

Hasta garantili şehir hastaneleri

Belediyelerine gelirsek.

Binalarında şatafatlı makam odaları, banyoları, yatak odaları, lüks makam araçları, yüzlerce kiralık araç, lüks tüketim harcamaları!

Bir de astronomik fiyatlı jiplerle gezen, en lüks mağazalardan giyinen, yemeklerini en lüks mekanlarda yiyen yandaş topluluğu.

Dünya alem biliyor ki AKP siyasi İslamı referans almış bir partidir. Seçim kampanyalarının esası da din  sömürüsüne dayanır.

Ama hangi din?

Hangi İslam?

Bir lokma bir hırka anlayışını esas alan Peygamber ve dört halife döneminin İslamı mı? Yoksa israfı, şatafatı itibardan sayan Emevi’lerin, peygamberin torununu günlerce susuz bırakıp hunharca katleden Yezid’in, Muaviye’nin İslamı mı?

Açık bir şekilde görünen o ki, ikincisi!

İslam’ın kutsal kitabında israfı ve gösterişi haram sayan onlarca ayet ve peygamberin israftan ve gösterişten kaçınılmasını öğütleyen birçok hadisi varken AKP iktidarında yaşanan korkunç kamu israfı başka hangi İslam’la izah edilebilir?

AKP’nin ağır toplarından Bülent Arınç’ın bir zamanlar ettiği, “Bu kadar israf olmasaydı emeklimize, memurumuza daha fazla ücret ödeyebilirdik!” sözü yaptıkları korkunç israfın kendi ağızlarından itirafı değil midir?

Hal böyleyken, halkına israftan kaçınmayı, tutumlu olmayı telkin eden ama kendi şatafatından asla taviz vermeyen bir iktidarla karşı karşıyayız.

Bu 22 yıllık iktidarın hukuk tanımazlığı, yolsuzlukları bir yana, akıl almaz kamu israfı bile tek başına ülkemiz için beka sorunu haline gelmiştir!

Çare, bir an önce bu iktidardan kurtulmaktır.

Yapılan son yerel seçimler de bunun sinyallerini açıkça vermiştir.