Kamu Emekçileri yaşamın her alanında Zam’ları, temel gıdalardaki fiyat artışlarını, mazota, benzine-doğalgaza tüpe gelen fahiş fiyatları her alanda protestoya devam ediyor

KESK’e Bağlı Tüm Bel-Sen Zonguldak Şubesi iktidarın ekonomik politikasına tepki gösteren basın açıklaması yaparak taleplerini bir kez daha dile getirdiler.

“Ay sonunu getirmemizi imkânsız hale geldi”

“Her yeni güne yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Asgari ücrete, memur maaşlarına ve emeklilere yapılan göstermelik artışlar daha emekçilerin cebine bile girmeden eriyip gitti.

Toplumun geniş kesimlerinin temel harcama kalemleri olan kira, ulaşım, doğalgaz, elektrik ve gıda ürünlerinde yapılan fahiş zamlar geçinmemizi, ay sonunu getirmemizi imkânsız hale getirdi.

KDV indirimi oyunlarıyla suçunu gizlemeye çalışan hükümet yüzünden gıda fiyatları alıp başını gitmiş vaziyette. Temel gıda maddelerinde sadece son bir ay içinde yaşanan artış yüzde 25’i aştı.  Son bir yılda yaşanan artış ise  %80’i buldu.

Yılbaşında elektriğe konutlarda 150 kWh’a kadar tüketime %50, 150 kWh üstüne %125, sanayide %129,2 zam yapıldı. Doğalgaz fiyatları konutlarda yüzde 25, sanayi abonelerinde yüzde 50 arttırıldı. Yani bu soğuk günlerde en düşük gelen faturamız en az iki katına çıktı.

Elektriğe ve doğalgaza yapılan zamlar halka ulaşım, içme suyu ve ucuz ekmek hizmeti sunan yerel yönetimlerin maliyetlerini artırarak hem halkın bu kamu hizmetlerini daha pahalıya almasına neden olunuyor hem de bu zamların sorumlusu belediyeler gibi gösterilip halkla yerel yönetimler karşı karşıya getirilmeye çalışılıyor.

Sadece faturalar değil her şey ateş pahası. Isınamıyoruz, beslenemiyoruz,  barınamıyoruz, geçinemiyoruz.

Halkın neredeyse tamamına bu korkunç faturayı dayatan muktedirler, Saraylarının masraflarından kısmak şöyle dursun, şatafatlarını arttırıp maliyetini halkın sırtına yüklüyorlar; yandaş sermayedarlara ballı ihaleler vererek, vergi afları çıkararak halkın parasını hortumluyorlar; eğitim ve sağlıktan kıstıkları paraları savaş politikalarına, silah sanayicilerine akıtıyorlar.

Bunlar da yetmiyor, yeni ekonomik program diye iki gün önce açıkladığı kredi garanti fonu uygulamalarıyla Hükümet, halkın alın terini daha fazla bir şekilde bir avuç yandaşın kasasına aktarıyor. Beşli çete başta olmak üzere patronları korumak için bir kez daha kamu kaynakları seferber ediliyor. Devlet ihaleleriyle, çılgın projelerle Hazine garantili gelir elde eden şirketlerin ödemeleri yapılabilsin diye kamunun tüm kaynakları seferber edilmiş durumda.

Siyasi iktidar, yaşanan bu derin ve yaygın yoksullaşma ve toplumsal çöküş tablosu karşısında emekten ve halktan yana çözümler üretmek yerine; sokağa çıkanları 15 Temmuz’culara benzeterek halkı açıkça tehdit ediyor, toplumsal tepkiyi korkuyla sindirmeye çalışıyor. Anayasa’yı çiğneyerek, kanunları yok sayarak, parlamentoyu askıya alarak, yargı organlarını kendine bağlayarak, medyayı teslim alarak, gündelik yaşamı terörize ederek, en ufak bir eleştiriye karşı yargıya talimat vererek susturmaya çalışarak, şarkı sözlerine bile yüksek perdeden çıkışlar yaparak toplumu korkutup, teslim almayı, toplumsal tepkileri bastırmaya çalışıyor. 

Ancak tüm bu baskı ve saldırılara rağmen korku duvarı yıkılıyor…

Ülkenin dört bir yanında yurttaşlar evlerine veya işyerlerine gelen fahiş faturaları yakıp, “GEÇİNEMİYORUZ” diye sokağa çıkıyor. İllerdeki elektrik zamları protestolarını “bölücülük” safsatası ile maniple etmeye çalışan iktidarın karşısında ülkenin dört bir yanında halk, aynı taleplerle sokağa çıkarak cevap veriyor.

Kentlerin dışına atılan işçi havzalarında süren sendikalaşma ve insanca ücret talepli işçi eylemleri, basın emekçileriyle, kargo emekçileriyle, kuryelerle kent meydanlarında, ana arterlere taşınıyor;

Patronun bir ekmeklik ücret artışını fazla gördüğü için işten attığı Migros işçileri veya Farplas işçileri gibi emekçiler gözaltına alınsa da, işten atılsa da direnişten vazgeçmiyor…

Emekçilerin bu direnişleri Yemeksepeti’nde, Migros’ta olduğu gibi halkın boykotlarıyla milyonlar tarafından sahipleniliyor.

Ve biz kamu emekçileri yandaş sendikayla ortak bir şekilde dayatılan ve daha bir ay geçmeden resmi enflasyonun dahi gerisinde kalan sefalet zamlarına karşı ülkenin dört bir yanında sokağa çıkıyoruz.

Yani artık halk yeter diyor ve her gün daha da yaygınlaşan bu emekçi direnişleriyle, yoksul halk protestolarıyla bu sömürü düzenine öfkesini yüksek sesle haykırıyor…

Taleplerimizi bir kez daha tekrarlıyoruz!

Tüm zamlar geri çekilsin,

Enerji üretim ve dağıtım işletmeleri kamulaştırılsın

Ulaşım, su ve ekmek üretimi gibi hizmetler sosyal devletin zorunlu kamusal hizmetleri olduğundan belediyelerin bunların üretimi için kullandığı enerji ve akaryakıttan ÖTV ve KDV sıfırlansın

Temel tüketim maddelerinde KDV kaldırılsın!

Hazine garantili projelere ödemeler durdurulsun!

Sefalet zamları yerine herkese insanca yaşayacak ücret verilsin.

Başta biz kamu emekçileri olmak üzere tüm emekçilere gerçek toplu sözleşme düzeni sağlansın.

Herkese güvenceli iş, güvenli gelecek