Saadet Partisi (SP) Zonguldak İl Başkanlığı 2022 yılı divan toplantısını Dedeman otelde dün gerçekleştirdi.
Zonguldak Saadet Partisi İl Başkanlığı 2022 yılı divan toplantısını bugün yapılan divan toplantısıyla gerçekleştirdi. Toplantıya  Saadet Partisi Genel Kurul üyesi Halil İbrahim Akpınar ve birçok yönetim kurulu üyesi katıldı.

2022 yılının Aralık  ayının sonuna gelmiş bulunmaktayız . 2022 yılında İlçe teşkilatlarımız haftalık toplantılarını , aylık divan toplantılarını icra ettiler . İl yönetim kurulu üyelerimiz sorumlu oldukları ilçelere ziyaretlerini gerçekleştirdiler . Hanım kollarımız , gençlik kollarımız teşkilat modelimize uygun çalışmalarını 2022 yılında da aksatmadan sürdürdüler . An itibariyle de il divan toplantımızı hep birlikte icra etmek üzere biraraya geldik

“Başımızda, 20 yıldır devam eden bir iktidar  var . Hiçbir partiye nasip olmayan bir halk desteği almasına rağmen, vaatlerini bir türlü yerine getiremedi. Başlangıçta fabrikaları, orman arazilerini özelleştirip yabancılara toprak satışını 12 katına çıkararak; mütemadiyen dillendirdikleri yol, köprü, millet bahçeleri gibi hizmet yatırımları yaptılar. Uzun vadede bunlar yeterli olmadı. Üretime gerekli değeri vermeyen Türkiye geri gitmeye başladı.

Hükümet, Türkiye’nin gücünü, muazzam potansiyelini fark edemedi. Zaten kurucu kadroları, işin tılsımı durumundaki Millî Görüş gömleğini çıkarmış; Batılıların ağzına bakar duruma gelmişlerdi. 1.41 liradan devraldıkları dolar kurunu, 18.67 liraya yükselttiler ! Paramızın değerini yüzde 1.400 düşürdüler.

Faizci hükümet oldunuz. Bankalar, döneminizde altın devrini yaşadı. Bütün tarihimizdeki en faizci iktidar, bu iktidardır. Faizle borçlanmayı zirveye çıkardınız. Bütçe görüşmeleri sırasında görüldü ki, hükümetin faiz borcu miktarı 16 bakanlığın toplam bütçesinden daha fazladır. Faiz borcu anapara borcunu geçti. İç borç 1.5 trilyon; faiz borcu 1.3 trilyon. Borç ve faiz ülkeyi batırır. Faiz 40 türlü belanın mikrobudur. Çiftçinin ayağa kalkması Türkiye’nin ayağa kalkmasıdır. Çiftçiye tarımsal destek verilmelidir. Varlık Fonu ile Türkiye’nin varlığını ipotek ederek ekonomiyi sürdürmek; iflasın eşiğindeki kişinin son varlığı olan baba evini satmasına benziyor. Bu, bir iflastır.

Bugünkü ucube sistem sürdükçe bin sene yüzde 40-50 arasında oy alsanız, hiçbir hükümette söz sahibi olamıyorsunuz. İttifak halinde olduğunuz partilerle, yüzde 50+1 barajını aştıktan sonra, yüzde 1 oya sahip olsanız bile hükümet içinde yer alabiliyorsunuz.

Saadet Partisi şunun bunun yanında, diyenlere aldanmayın! BİZ 53 senedir Millî Görüş’ün yanındayız. Ne yaptığımızı biliyoruz. Erbakan Hoca’nın öğrettiği Temel Esasları, Temel Uygulama Esasları’nı, Millî Görüş’ün Esasları (kimyası, fiziği), Müslümanca Düşünmenin Esasları ile yetiştik.

SAADET Partisi camide, okulda, meyhanede, kahvede davasını anlatmak için, farklı düşünce ve hayat anlayışına sahip insanlar arasında olsun, hep hayır ve iyilik yolunu tutar. Hakk’ın yanında durur. “İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır” anlayışı ile çalışır. Ülkesine ve insanına karşı sorumluluğunu bilir. İnsanlara hizmeti ibadet sayar.

Tek cümleyle bizler “Hayra motor; şerre fren” oluruz.

     Kim ne derse desin, ortada kocaman ve acı bir gerçek var; o da Türkiye’deki milyonlarca insanımızın, insani bir yaşam standardını yakalayacak bir ücretten yoksun olması. Bunu resmi asgari ücret ve ona göre belirlenen diğer ücretlere bakarak söylemek gayet de mümkün. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırının, ki bunu konuşmak bile abesle iştigal aslında, 8-9 bin lira, yoksulluk sınırının ise 25 bin lira düzeyinde olduğu bir atmosferde, “sefaletin kalktığını” iddia etmek ne kadar realiteden kopmaksa, içinde bulunduğumuz işgücü piyasası koşullarında asgari ücret denen ücretin “temel ücret” olmadığını iddia etmek de o kadar abestir.

Çok değerli milli görüşçüler; sizlere tek bir sorum olacak, hep bir ağızdan cevaplamanızı rica ediyorum .

Bu iktidarı, milletimizin selameti için yönetimden göndermeye hazır mıyız ?

2023’ün seçim senesi olması hasebiyle kamunun kesesi sonuna dek açılacak, gerekirse gıcır gıcır paralar basılacak (ki basılıyor zaten) ve bu süreç de enflasyonu beslemeye devam edecek. Baz etkisi kaynaklı geçici düşüş, muhtemelen yerini sert bir yükselişe bırakabilir. Aklıselim iktisatçıların öngörüsüne göre de Türkiye, yüzde 60-70 Aralığında takılı kalan bir enflasyonist sürece sürüklenmektedir.

Enerji maliyetlerinin, özellikle de elektrik kullanımının sanayiye yüklediği yük yapılan uyarılara ve adeta haykırılan feryatlara rağmen artarak sürüyor.

Bu durumun neticesi olarak da çeşitli sektörlerden 2023 yılı için ikazlar yükseliyor. Son olarak da Türkiye ihracatının önemli sektörlerinden tekstil ve hazır giyimden “S.O.S” veriliyor. Gidişatın önce vardiya azaltma, sonra işten çıkarmalar ve belki de kapanmalar olacağı uyarıları yüksek sesle yapılıyor.”dedi

Reklam