Doğan Özgüden Artıgerçek
Dostluk Paktı İmzalandıktan 4 Gün Sonra Barbarossa Başlamıştı

Bundan 84 yıl önce, 20 Nisan 1939, Almanya’da hakim ele geçirilerek faşist diktatörlük kuran Hitler’in 50. yaşındaydı ve Türkiye yönetimi tarafından hararetle kutlanmıştı.
Beş ay sonra da, 1 Eylül 1939’da, aynı Hitler’in tüm dünyayı mahvetmesi kan ve gözyaşına boğacak olan 2. Dünya Savaşı’nı başlatmıştı.
Ondan iki yıl sonra da, 18 Haziran 1941’de Türkiye yönetimi Nazi Almanyası ile “Dostluk Paktı” imzalamış,bu olay üzerine Hitler ve Türkiye Cumhurbaşkanı İsmet İnönü arasında samimi tebrikler teati edilmişti.
Nazi Almanyası’nın güneydoğu tarafını garantiye alan bu paktın imzalanmasından tam dört gün sonra da, Hitler’in emriyle Alman orduları Birliği’ne karşı Barbarossa Saldırısı’nı başlattılar.

Türkiye’deki 12 Mart 1971 Askeri Darbesi’nin Habercisiydi.. .
Türkiye’de 1965 seçimlerinden sonra iktidar olan Demirel Hükümetinin Milli Güvenlik Kurulu’nu harekete geçirerek NATO emrindeki generallere ülke yönetimine yönetici müdahale dönemi bir dönemde, Yunanistan’da ABD emperyalizminin tezgahıyla 21 Nisan 1967’de faşist general ve albaylar bir yaparak solcu öncüsü olmak üzere tüm muhaliflere yönelik bir tutuklama ve işkence kampanyası başlatmışlardı..
2 Mayıs 1967Ant tarihli Dergisi’nde bu faşist darbenin nasıl planlandığını ortaya koyan iki büyük yazı yayınlayarak şu uyarıda bulunmuştuk:
“Yunanistan’daki monakro-faşist hükümet darbesi uzun ömürleri inceden sonuna kadar kızaran yüzleştirici bir oyunun doğal sonucu olması hiç şaşırtmamıştır.
“Tam süre, Bizans entrikacılığını gölgede bırakan sarayın, sağcı unsurlarla Pentagon’un oyuncağı ordusunun, CIA’ya satılmış polisin, Amerikan borusunu öttürmekle görevli sağcı partilerin ‘demokrasi’ prtavanası ardındaki yılların yıllarını sürdürdükleri tepeden tırnağa halk düşmanı, iliklerine kadar faşist ikamet, tamamen bitirmek önüne serilmiş, düzmece parlamenter demokrasi paravanası olanca ayıbıyla ortaya çıkmıştır.
“Şimdiden adalar dolusu Yunan yurttaşı tutuklandı. Yunan ulusunun en güzide evlatları esir kamplarına atılmıştır. Ama bütün bunlar, umutsuzluğun, sonunda ortaya çıkmışlığın çılgınlıklarıdır.
“Oyun boyutu. Savaş çetin olacaktır. Tehlike, Türkiye’nin kapısındadır. Anglo-Amerikan çıkarlarının Orta Doğu planına, Yunanistan gibi Türkiye de içermesi.
“Anglo-Amerikan emperyalizminin Orta Doğu politikasında sağcı takımı desteklemek, islami politize ederek sol gelişmeye karşı çıkarmak, uygulamaya konulan temel unsurlar bulunmaktadır.
“Solun toplantıları, imam hatip öğrencilerinin toplandıkları, Amerika’nın ve AP’nin ortaklaşa yardımlarıyla ayakta duran Komünizmle Mücadele derneklerinince dağıtılmak istenmektedir.
“Köylerden kaynaklanan imamlar her yerde, cumhuriyet döneminde ilk kez, hızla ve alenen bölge yönetiminde söz sahibi olmaya başladılar.
“AP hükümeti, ilerici güçleri susturma çabası içinde yeni sürdürmeyi öngörmektedir.
“Oyun boyutları. Anglo-Amerikan Orta Doğu planına Yunanistan gibi Türkiye de dahil. Tehlike kapısıdır!”
Ant Dergisi’nin o yazıları içeren 18. metinler aşağıdaki linkten erişilebilir:
https://hdl.handle.net/10622/Z11226
Üzerinden bir yıl geçirme, Türkiye faşist Yunan yönetimini kurduğu ilk ülkenin Türkiye’sini dünyaya duyurmuştu ki, ki hiç de şaşırtıcı değildi.
Türkiye’de de faşist bir darbenin yaklaşmakta olduğu İstanbul’da tarihte 15-16 Haziran işçi direnişinin yanında sıkıyönetim ilan eden işçi liderlerinin ve direnişi yaygınlaştıran sol aydınların tutuklanmaya başlamasıyla belli bir araya gelmesi.
Bu gelişmeyi Ant Dergisi’nin Temmuz 1970 tarihinde “Kapitalistleşen subaylar işçi sınıfını yargılayamaz” başlıklı bir yazıyla protesto ettiğimiz için derginin yöneticisi olarak sıkıyönetim komutanında dokuz subay tarafından saatlerce sorguya çekilerek tehdit edilmiştim.
Sıkıyönetim baskılarına rağmen Türkiye solunun bir kesiminde ordunun ilerici olduğu, yeni bir askeri darbenin sol iktidarının yanılgısı geçtiğinden, 1967’de Yunanistan’da yapılan askeri darbenin solcu ve anti-emperyalist güçler için nasıl bir fdelaket olduğunu somut olarak göstermek üzere Yunanlı yazar Konstantin Çukalas’ ın saklandığı Yunanistan Dosyası adlı kitap Ağustos 1970’de Ant Yayınları arasında yayınlandı.
Ardından Türkiye’de 12 Mart 1971 askeri darbesi geldi, Ant dergisini yasakladığı gibi tüm yazarlarını ve sorumlularını askeri mahkemelere sevketti.
Biz sürgüne çıktıktan sonra Avrupa’da cuntaya karşı örgütlediğimiz Türkiye Demokratik Direnişi’nin mücadelesine en büyük desteği sürgündeki mücadelede çıkışı olan Yunan direnişçisi dostlarımızdan gördük.
Yunanlı dostlardan Maria Becket’in eşi James Becket Yunanistan’daki işkence uygulamaları üzerine, bir çok işkence görüntüsünün gösterimi de içeren İşkence Raporu adlı bir kitap yazmıştı.
O kitap da 1973 yılında kızkardeşim Çiğdem Özgüden’in kurmuş olduğu Yöntem Yayınları tarafından yayınlandı.
Bu kitapların her satırlarının pdf’ine de İnfo-Türk’ün aşağıdaki link açılışından sayfa kapaklarını tıklayarak erişilebilir.