Bu seçimde de sandık başındaydım. Nerdeyse son 15 yıldır sandık başlarında görev yapıyorum.Bu seçimde kendi mahallemin oylarının bir bölümün kullanıldığı Fener İlköğretimde idim.

Akşam da Kanal Z TV’da Seçim Gündem programına katıldım güncel değerlendirmeler de bulunduk.

Bu seçimin değerlendirmeleri çok farklı açılardan yapmak bir sayıda olacak değil, zamanla bu köşeden ara ara seçimin ve sonuçlarının değerlendirilmesini yapmaya devam edeceğiz.

Bunun bir nedeni Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. Tura kaldı. Yani 28 Mayıs’ta tekrar bir seçim var. Gündem devam ediyor demektir.

Bu seçim yani 14 Mayıs seçimi iki türden bakmak lazım.

Birincisi TBMM’ne seçilecek olan ve daha çok da yerelleri ve kişilerin kendi geleceklerini ilgilendiren seçim.

Diğeri ise ülkenin, bir anlamda devletin geleceğinin oylandığı seçim olarak değerlendiriyorum.

Birinci kısımla ilgili olarak şunu net söylemeliyim ki, kimse ahkâm kesmesine gerek yok. Kimsenin öyle bağırdığı, feryat ettiği ve ‘ülke elden gidiyor vb’ bol bol açıklamalarını falan inanın hiç dikkate almadım.

Çünkü bu seçimin kaderi bundan önce örgütlerin kendi aralarında ki kongre süreçlerine giderek, oradan ‘seçilerek’ gelen yöneticilerin bugün sahadaki durumlarını değerlendirmeden olmaz.

AKP’den CHP’ye İYİ Parti’den Saadet Partisi’ne kadar neredeyse tüm merkez partiler kongre süreçlerinde bölünerek, gruplar halinde kimi il başkanı ile merkez ilçe arasında kimi, il başkanı ile yerel yönetim arasında kavga ve gürültüyle geldiler.

Buna birde liste savaşları girince sonuçların şaşırtıcı olmadığını görmekten öteye ne diyebiliriz.

Türkiye’de uzun süredir siyasetin rüzgârı genel merkezlerin kitleler üzerine yaptığı propaganda ile gidiyor. Hiç kimse bu seçimde ben seçimin kaderini değiştirdim diye havaya girmesin.

Sonuçlar ortada.

AKP’de en önemli taktik adım İl Başkanı Muammer Avcı’nın Milletvekili olması için yol çıktığı gün, o zaman geldiğinde yerini dolduracak olan ve şuan mevcut İl Başkanı Mustafa Çağlayan’ın hesaba katılması oldu.

Bu değişiklik yapılmasaydı AKP bugünden daha da geride ve belki de 3 değil 2 Vekil çıkaracaktı.

Yani 2002’den AKP’nin iktidara gelişinden bugüne değişmeyen 3 vekil sayısı bu kez birinci kahramanı Mustafa Çağlayan ve ekibiyle, diğeri ise kentte sanayici olarak dönüş yapan ve kent gündemine kısa sürede aktif siyasette yer alan Necdet Tıskaoğlu’nun 4.Sırada çok yoğun performansı idi.

Çünkü İktidarın özellikle Vadi bölgesinde yaptığı devletin, enerji-lojistik ve sanayi alanındaki yatırımlarının propagandasına rağmen, bedava gaz, yüz binleri aşan son dakika kamuya kadro açıklamalarının hepsi, vatandaşın mutfağına ve cebindeki paranın , yoksulluğunun işsizliğinin çözümünde çare olmadı.Ve AKP tüm bu propagandaya rağmen 30 Bin’in üzerinde oy kaybıyla seçimi kapattı.

CHP kanadında da benzer kadro savaşları seçimin kaderini değiştirdi. Kongre süreçlerinden başlayan ve CHP İl Başkanı Murat Pulat’ı destekleyen Ereğli’de Eylem Ertuğrul ve ekibi, Sıralamada 2.Sırayı almasına aldı ama Ereğli’de kırılmayı daha da derinleştirdi.

Kim ne derse desin Belediye başkanı Halil Posbıyık’ın enerjisi desteğini ve gücünü küçümseyenler hiç kusura bakmasınlar bu zayıf not size yazıldı.

Aynı şekilde Alaplı’da Nuri Tekin’in bölgesinin bu kadar zayıf çıkmasının nedenlerini il örgütü sorgulamalıdır.

CHP Kongre süreciyle başlayan ve İl ile merkez ilçe arasındaki anlaşmazlık ve binaların taşınması tekrarladı.

Açık söylemek lazım CHP Merkez ilçe ve il Kadın Kollarının verdiği emeklere yazık.

İl, ilçe örgütlerinin kendi gelecekleri üzerine kurdukları planlar çökmemiş olabilir ama ülke adına, Cumhurbaşkanlığı seçiminde önemli bir pay bu sorunların olduğunu kabul etmek lazım.

Seçim sürecinde aday tespitinde Vadi’nin tanınır aday ve güçlü aktör olmaması CHP sonuçlarını direk etkilediğini söylememiz gerekiyor.

İYİ Parti ise bir muamma oldu. Açıkça büyük kırılma İYİ Partide hem merkezi düzeyde hem de yerelde yaşandı. Meral Akşener’in kısa sürelide olsa masadan kalması ve yeniden geri dönmesi kitlelerde güven bunalımına neden oldu. Bu kırılma sonucu parti kitlesi AKP’ye değil ama MHP ve Sinan Ogan’a ve ATA ittifakına kaydığını rahat söyleyebiliriz.

Ayrıca İl Başkanlığı kongresinde yaşanan sıkıntılar Merkez İlçe İle İl Başkanlığı arasındaki kavga ve milletvekilliği sıralamasında İl Başkanlığını destekleyen Ereğli’ye birinci sıra verilmesi, partiyi toparlama ve bugünlere kadar getirmesinde önemli emeği olan Yavuz Erkmen’ın devre dışı kalması oyların İYİ parti dışında hatta Millet İttifakı dışına gitmesine yaradı.

Bu planda bir elin ilk günden beri çalıştığını söyleyebiliriz. Başarılıda oldu.

Bakın iyi bir şey yok yani kazanmak için ‘kendim ettim kendim buldum’misali.

Birde hiç çalışmalara katılmayan, en ufak desteği olmayan ama kendi çapında değişim isteyen ‘aydınlar’ var onların üzülmesine üzülüyorum.

Dersiniz ki çok çaba sarf etmişler.Birde halkı küçümsemezler mi?

Vah vah

Sağlıcakla kalın

Reklam