Corona Virüs dünyada insanlığı can derdine düşürmüşken, Zonguldak’ta da özellikle Zonguldak’ın isminin 30 Büyükşehirle anılması sonrasında siyaset hareketlendi.

Biraz tersten tepkilerle “Niye Zonguldak’ı 30 Büyükşehirle birlikte ismini yan yana geldi” diyerek tepki duyanlarda oldu.

Kentin Cumhuriyetle birlikte ülkeye kattığı değerle ilgili “hak etmediği” türünden değerlendirmeler de. Ama siyaset bu, salgının kara örtüsü yavaş yavaş kalktıkça doğal olarak geleceğe yönelikte değerlendirmeler,yorumların olması da gayet normal.

Bu tartışmalarda dikkatimi çeken üç değerlendirme var.Bunlardan biri;Deneyimli siyasetçi, CHP eski Milletvekillerinden Harun Akın, basına yaptığı değerlendirmede Zonguldak’ın artık hak ettiği yere gelmeli diyerek açıktan “Büyükşehir” tartışmasını yeniden alevlendirdi.

Ama Harun Akın’ın genel tutumu, eleştiriye çok açık olmadığından, bu önerisine karşı çıkanları, “küçükbeyinli“olarak ifade etti.

Aslında Harun Akın o kadar deneyimli ve çaba sarf etmesine rağmen bu tutumundan hiç vazgeçmediğinden olacak son yıllarda hem yıprandı, hem de istediği hedeflere de bir türlü ulaşamadı.Bakalım Büyükşehir tartışmasını yeniden tartışmaya açarak “Büyük düşünen” Harun’u yaratacak mı?

Bu Corona Virüs salgınla beraber önemli değerlendirmeler yapanlardan bir diğeri de kentin yakından tanıdığı,iş ve siyaset çevresinden Meftun Sayılı.

Sayılı, ZHaber’deki köşesinde “Şimdi sizlere anlatacağım düşlerimin gerçekleşmesi için mucizelere değil; hepimizin içinde olan Zonguldak sevgisinin, ancak toplumsal bir dayanışma ile vücut bulacak olan gücüne ve iradesine ihtiyaç var. Bu düşünceler daha çok yaşadığım yer olan Zonguldak merkez ve çevresi ile ilgili olacak bu yazıda.”diye devam eden yazısında, kente ve kentin geleceğine yönelik somut önerileri de şöyle sıralamış, “Yapılacaklar o kadar çok, hayallerimiz o kadar engin ki, bu yazıda şimdilik bir iki noktaya daha değinip, güzel şehrimle ilgili düşündüklerimi sonraki yazılarda paylaşmaya devam etmek istiyorum.

Daha ele alınacak bir sürü konu var,

-Şehir merkezi Gazipaşa caddesi,

“Köprüaltı Alışveriş ve Yaşam Merkezi” var,

-Fevkani Köprü’nün orijinal haliyle restorasyon ve bakımının yapılması konusu var,

-Dere ıslahı ve kent yaşamına katılması var,

-Acılık semtinin radikal bir biçimde ele alınıp yeniden inşası var,

-Tüm mahallelerimizde rantsal olmayan gerçek kentsel dönüşüm var,

-TTK atölyelerinin çağa uygun olarak işlevselliğe kavuşturulması var,

-Plajlarımız var, orman ve doğal varlıklarımız var,

-Belki hepsinden de önemlisi Bülent Ecevit Üniversitemizin önde gelen üniversitelerden biri olması konusu var, haliyle Tıp fakültemizin durumu var… var oğlu var.

Yani dostlar, o kadar yapılacak işimiz var ki, düşündükçe acaba bütün bunları gerçekleştirmek için bir mucize mi lazım demekten kendimi alamıyorum doğrusu.”diye ifade etmiş katılmamak mümkün değil.

İşte bu 30 Büyükşehirle olumsuz anılması, kentin yerleşik kıymetlerini ve dışarıdaki kıymetlerini de harekete geçirdi.

Bunlardan biride kendilerini “67’liler Platformu” olarak tarif eden grup, bu grupta bir duyuru yaptı ve Yasakların hemen ardından kente gelerek bu kentin geleceğine yönelik değerlendirme ve çabaya girecekler.

Bakalım bu “hastalıktan” bu kent nasıl çıkacak?