“Fotoğraflar, hatıralarımızı geçmişten kurtarıp sonsuzluğa ait kılar. Ne geçmiş bize gelebilir ne de biz geçmişe dönebiliriz. Oysa sonsuzluk hep bizimledir. Sonsuzluk, şimdiye en yakın yerdir. Ne gemi ne tren kalkar sonsuzluğa. Sonsuzluğa gitmek için bir fotoğrafa bakmak yeterlidir.”
Görünmez Adalı fotoğraf sanatçısı Mimo, ütopyalardan bile güzel memleketinde geçen çocukluğunun, görünen dünyanın savaş yıllarında Leningrad’da ve İstanbul’da geçen gençliğinin, Avrupa’nın isyankâr vakitlerinde Londra’da ve Paris’te geçen olgunluk çağının, daima özlediği, aradığı, sadık kaldığı ve fakat her dönüşünde biraz daha yalnız bırakıldığı evinde geçen ihtiyarlığının en hayati karelerini bir araya getirerek ömrünün takvimini çıkarır.
Ne yaşarsa yaşasın mutlulukta, iyilikte, güzellikte, dürüstlükte direten Mimo’nun hayat hikâyesi görmek, görünmek, eşitlik, özgürlük, vatanseverlik, aidiyet, adalet, sanat, zaman, aşk ve sevgiyi yeniden tanımlamamıza bir davet. Duru dili, ince üslubu, delişmen kurgusuyla tam anlamıyla Can Gürsesçe bu roman, okuruna şöyle sesleniyor: Gülümseyin! Mimo, mutluluğun fotoğrafını çekiyor. 

CAN Gürses Kimdir?

6 Temmuz 1989’da İstanbul’da doğdu. Konuşmayı söktüğü gün masal anlatmaya, yazmayı öğrendiği gün anlatmak istediği ne varsa yazmaya başladı. 7 yaşındayken bir sinema senaryosu olan ilk eseri Safiye Hanım’ın Yalnızlıkları’nı kaleme aldı. Bu senaryoyu tiyatro oyunları, hikâyeler, şiirler takip etti.

Can, yatılı okuduğu VKV Koç Özel Lisesi’nden Cervantes’in Don Kişot’u, Oğuz Atay’ın Tutunamayanlar’ı ve Bulgakov’un Usta ile Margarita’sı üzerinden ironi-yazar-toplum ilişkisini tartıştığı tezinden tam not alarak, International Baccalaureate (Uluslararası Diploma) ile mezun oldu. İngiltere’de The University of Kent’te Karşılaştırmalı Edebiyat ve Film bölümlerini Krzysztof Kieslowski’nin Aşk Üzerine Kısa Bir Film, Mavi ve Veroniqué’in İkili Yaşamı filmleri üzerinden gerçekliğin kurmacalığını tartıştığı tezi ile en yüksek ikinci dereceyle 2010’da bitirdi. İskoçya’da The University of Edinburgh’ta Karşılaştırmalı Edebiyat dalındaki yüksek lisans eğitimini, Orhan Pamuk’un Beyaz Kale ve Amin Maalouf’un Afrikalı Leo romanları üzerinden kimliğin Doğu-Batı ve ben-öteki parçalanmasını çözümlediği teziyle 2011’de tamamladı.

Üniversite yıllarında ilk romanı En Güzel Günlerini Demek Bensiz Yaşadın ile küçük ve büyük çocuklar için kaleme aldığı İnce ile Uzun adlı serinin üç kitabını yazdı.

Bilgi Üniversitesi’nde “Eleştirel Düşünce” ile “İngiliz Dili ve Edebiyatı” derslerini verdiği, Bir+Bir dergisinde “Edebiyat Gardırobu” adlı köşesinde yazdığı sırada ikinci romanı Kırık Beyaz’ı tamamladı.

2014’te yayınlanan En Güzel Günlerini Demek Bensiz Yaşadın’ın ardından Kırık Beyaz da 2015’te okuruna kavuştu. Can’ın üçüncü romanı Ölüyordum, Geçerken Uğradım, Ayrıntı Yayınları tarafından 2017’de okuruyla buluştu. Ölüyordum, Geçerken Uğradım, Fikir Kulüpleri Federasyonu tarafından roman ödülüne lâyık görüldü. 

2019’da Zamanın Ötesindeki Diyar adını verdiği sinema senaryosunu yazdı. 2021’de ise Pastoral Senfoni adlı sinema senaryosunu kaleme aldı.

Ursula K. Le Guin’in son şiir kitabı Late in the Day’i Günün Geç Vakitleri ismiyle Türkçeleştiren Can Gürses, James Joyce’un A Portrait of the Artist as a Young Man romanını, “Sanatçının Yeniyetme Halleri” ismiyle dilimize çevirdi.

Dördüncü romanı Bir Ömrün Takvimi’ni Haziran 2022’de tamamladı.

İstanbul’da yaşıyor.

Reklam