
Gazeteci meslektaşlarımız önceki gün iyi bir şeye daha imza attılar.3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle kentte konuya ilişkin birçok açıklama, değerlendirme yapıldı. Etkinlikler düzenlendi.
Sağlıklı ve tüm engellerin aşıldığı günlere ulaşılması dilekleri dile getirildi. Karaelmas Gazeteciler Derneği (KGD) tarafından da Engelli vatandaşlara tekerlekli sandalye hediye edildi.
KGD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Emen yönetim kurulu adına tekerlekli sandalyeyi Başkan Hüseyin Şirin’e takdim etti. Vali Mustafa Tutulmaz’ın da eşlik ettiği teslimde Sakatlar Derneği Başkanı Hüseyin Şirin bu anlamlı hediyeden dolayı KGD’ye teşekkür etti.
Gazeteci meslektaşlarımızın, örgütlerinin meslek dışı yaşam alanlarına, sosyal- politikalara hatta kentin ana konularına yönelik attıkları adımlar genel olarak toplumda olumlu, birleştirici ve sonuç alıcı olabiliyor.
Bunlara çok farklı örnekler verebiliriz, Kan Bağış kampanyalarında, meslektaşlarımızın barınma (Basın sitesi) gibi, tatil-geziler vb.bunlara çalışma ve kent insanıyla bütünleşmenin de önemli adımları.
En önemli adımlarından biriside, şuan kullanıma açılan ve ‘Mithatpaşa Tunelleri’olarak hizmete giren ve devamında da Muslu-Göbü-Türkali -Filyos hattı çalışmalarının ikinci etabı başladı.
Gazeteci meslektaşlarımız (benimde içinde olduğu) kampanya ile başlayıp, 40 Bin imzalara ulaşarak projenin hayata geçmesinde kent yaşamına ne derece müdahil olduğunun somut adımıdır.
Bugün bölge farklı lokasyonlarla gelişiyor. Biryandan Enerji koridoru, Termik Santraller, Limanlar, Filyos’ta , TPAO, Sanayi vb. hızla gelişirken diğer yandan OSB’lerle yeni yeni üretim alanları (tarım-teknoloji-enerji) gibi ekonominin ve insan kaynağının merkezine dönüşüyor.
Bu gelişme (!) beraberinde kentin bölge (havza)bütünlüğünü bozarak, parçalayarak yeni yeni çatışma alanları yaratıyor.
Örneğin Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın da işaret ettiği gibi, gelişen bölgeye yönelik karayolu-tunel-çift gidiş geliş Filyos hattını güçlendirirken, Zonguldak’ın en büyük ilçesi konumuna yükselen Ereğli’nin Alaplı’nında bütünlükten kopmaya doğru yol aldığı görülüyor.
Birleşik kentlerden, tekrar yıllar öncesi gibi ayrılan (Bartın-Karabük) gibi adımlara doğru ilerliyor.
Siyaset geçmişte ana bölgeleri kopararak merkezi ve doğal olarak çeperlerini de zayıflattı. Bunda kent insanı gelişme trendini kaçırdı.
Bu geri gidiş özellikle merkez ilçeyi daha sıkışık, dar ekonomik-politik alanına hapsetti. Günlük kişisel ilişkileri öne çıkardı. Toplumsal gelişmenin önünü kesti.
Şimdi Zonguldak yeni bir hamlenin eşiğinde, dinamikler daha çok Vadi’ye kayıyor.
İşte burada havza bütünlüğünü, toplumsal gelişmeye önem veren, modern, temiz ve kamusal hizmetlerin daha da yaygınlaştırılacağı politikaların öne çıkması, desteklenmesi ve bu konularda halkın katılımını sağlayacak, bir anlamda da doğrudan demokrasiyi yaşama geçirerek kişi gruplara ihtiyaç var.
Fakat Vadi alanı tarihsel-kültürel-politik geçmişiyle buna en yakın bölge olmasına rağmen bugün o dinamizmin, aktivitenin ve yaratıcı fikirlerin gerisinde kaldığını görüyoruz.
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın manşet haberde önerdiği “Havaalanı-Kışla köyü-Çayır köyü güzergahında metro tüneli. Zonguldak’ın geleceği olarak görülen projelere ve özellikle havaalanına ulaşım için kaçınılmazdır.” önerisini dikkate almak bununla ilgili çalışma yapmak geleceğimizi bütüncül düşünmemize hizmet edecektir.
Bu konuda tıpkı ‘Mithatpaşa Tünelleri’nde atılan adım gibi, bu projenin hayata geçmesi konusunda Çaycumalılar Dernek Başkanı dostumuz Savaş Çiloğlu’na,diğer meslek ve kitle örgütlerine , meslek örgütümüz (ÇGD)’ne büyük görev düşüyor.
Halk odaklı gazeteciliğin ve halkın doğrudan yaşam alanlarının kolaylaştırıcılığına hizmet böyle olursa, siyasetin sığ polemiklerinden, kişisel ilişkilerle, mesleki dejenerasyondan kurtulmuş, toplumsal modern dünyaya adım atmada bizlerinde payı ortaya çıkmış olur.
Evet, Savaş başkanım çok kampanyaları sonuca ulaştırdığını biliyorum. İnanmış bir kitle insanı. Adım attığında arkasını getirmek, ‘başlamak bitirmenin yarıdır’ sözünü hayata geçirmiş olursun.
Çaycuma ve bölge halkı bunu hak ediyor, birleşik güçlü, sözü, özü dinlenen o ’emeğin başkenti’ yeni dönemini ancak bilimle-modern toplu taşımayla, havaalanıyla, deniziyle temiz enerjiyle birleştirildiğinde hak ettiği yaşamını sürdürecektir.
Sayın Kantarcının sözüyle, “Bir kenti canlı bir varlığa benzetirsek” işte o zaman bizde canlı kalırız.
Yeni bir salgın mı geliyor? Yetkililer halkı aydınlatmalı

Kış mevsimine girdiğimiz şu aylarda halkımız ‘Grip’ tanısıyla kırılıp dökülüyor. Özellikle çocuklarda başlayan rahatsızlıklar okullarda sınıfların yeniden kapanmasına neden oluyor.
Avrupa kentlerinde ve DSÖ’nün MIS-C diye tarif ettiği, henüz adı konulmayan yeni bir salgınla karşı karşıya olduğumuza dikkat çekiyor.
Covit tecrübesini yaşamış kent ve ülke olarak yetkililerin halkı bu konuda erken uyarmak, tedbir almak ve kamuoyunu aydınlatma görevini yerine getirmelidir.
Sağlıcakla kalın