Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının, Cumhurbaşkanı seçimini düzenleyen 101.maddesi, hiçbir ihtilafa ve tereddüde yer bırakmayacak denli açık ve nettir. Madde metni şöyledir;
1. Cumhurbaşkanı
A. Adaylık ve seçimi
Madde 101
Cumhurbaşkanı, kırk yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk vatandaşları arasından, doğrudan halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.
Madde metnine göre, iki dönem Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın görev süresi 2023 yılı haziran ayında bitmektedir ve bir daha aday olamamaktadır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü defa Cumhurbaşkanı adayı olabilmesinin tek yolu, yine Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 106 maddesinde istisnai bir durum olarak düzenlenen ve muhtemelen de, anayasaya bilerek ve isteyerek tuzak bir madde olarak konulan hükümde yatmaktaydı. Bu düzenlemeye göre de, “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev süresini tamamlamadan, erken seçim kararı almasıydı” Meclisin erken seçim kararı alması halinde, Cumhurbaşkanının görev yaptığı ikinci dönemin sayılmayacağı, yani üçüncü dönem de, aday olabileceği yönünde, biraz hülleye benzer bir madde sıkıştırılmıştı. Madde metni aynen şöyledir;
F. Cumhurbaşkanı yardımcıları, Cumhurbaşkanına vekâlet ve bakanlar
Madde 106
Genel seçime bir yıl veya daha az kalmışsa Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimi de Cumhurbaşkanı seçimi ile birlikte yenilenir. Genel seçime bir yıldan fazla kalmışsa seçilen Cumhurbaşkanı Türkiye Büyük Millet Meclisi seçim tarihine kadar görevine devam eder. Kalan süreyi tamamlayan Cumhurbaşkanı açısından bu süre dönemden sayılmaz. Türkiye Büyük Millet Meclisi genel seçimlerinin yapılacağı tarihte her iki seçim birlikte yapılır.
Yeni sisteme göre erken seçime gitmek için Cumhurbaşkanının kararı veya Meclis’in beşte üç çoğunluğu gerekiyordu. TBMM’de erken seçim kararı almak için en az 360 milletvekilinin desteği gerekiyordu. Meclis’in mevcut aritmetiği hiçbir partiye bu imkânı vermiyor. Ayrıca iktidar bloğunu oluşturan Cumhur ittifakının ortakları AKP ve MHP’nin milletvekili sayısı da bu rakama ulaşmıyordu. İşte bu yüzden AKP iktidarı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, TBMM’nin erken seçim kararı almasına ihtiyacı vardı. Erken seçim kararı da muhalefet partilerinin desteği olmadan mümkün değildi. AKP iktidarının bütün ayak oyunlarına rağmen, TBMM erken seçim kararı almamıştır. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan seçimlerin yenilenmesi kararı almıştır.
Cumhur İttifakı ve bileşeni partiler Recep Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmiştir ama, bir kimsenin en fazla iki dönem seçilebileceğine ilişkin anayasa hükmü halen yürürlüktedir.
Ülkenin bütün saygın ve yetkin Anayasa Hukukçuları Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamında iki dönemi doldurduğu ve olası adaylığının üçüncü dönem olacağı ve bunun da Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre mümkün olmadığı hakkında hem fikirdir. AKP ve Cumhur İttifakı ise 2017 Anayasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği 30.04.2018 tarihi itibariyle kronometrenin sıfırlandığı ve iki dönem kuralının 2018’de başladığını, 2023 seçimi ister normal zamanında yapılsın, ister Cumhurbaşkanı tarafından veya Meclis kararıyla yenilensin ikinci seçim olacağını iddia etmektedir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylığı Cumhur İttifakı bileşenleri tarafından ilan edildiğine göre, şimdi konunun tek bir muhatabı kalmıştır; Yüksek Seçim Kurulu.
Yüksek Seçim Kurulu, konu hakkında nasıl karar verecektir, vereceği karar siyasi mi yoksa hukuki mi olacak pek yakında hep beraber göreceğiz.
YSK’nın ilke kararları niteliğindeki eski kararlarına göre, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olması mümkün değildir. Şöyle ki;
Avukatlık Kanunu’nda yer alan, “Baro başkanı iki yıllık bir görev süresi için seçilir” düzenlemesine 2001 yılında “Ancak, görev süresi iki dönemden fazla olamaz.” cümlesi eklenmiştir.
Aynı şekilde, Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununa da “Başkanlık ve genel başkanlık görevini üst üste iki dönem yapanlar bir seçim dönemi geçmedikçe tekrar başkan seçilemezler.” hükmü eklenmiştir.
Bu iki kanun yürürlüğe girmeden önce seçilmiş ve iki dönem görev yapmış kişilerin yeniden aday olması ve seçilmesi üzerine, bu konu bir çok İlçe Seçim Kurulu tarafından tartışılmıştır. Ancak İlçe Seçim Kurullarından farklı kararlar çıkmıştır. Sonuçta aynı şartlara sahip bazı baro başkanları görevlerine devam ederken, bazılarının seçimleri ise iptal edilmiştir. İlçe Seçim Kurulu kararları da kesin nitelikte olduğundan, içtihat niteliğinde emsal bir karar da ortaya çıkmamıştır.
Sonuçta YSK, birkaç ilde, seçimin sonuçlarına etkili olmaları nedeniyle yapılan olağanüstü itirazlarda, İlçe Seçim Kurullarınca verilen kararların kesin veya kesinleşmiş olmasının, bu itirazların Yüksek Seçim Kurulunca incelenmesine engel olmayacağını ifade ederek, itirazların, seçilen baro başkanının, seçilme yeterliliğine ilişkin olması karşısında, “Yasaya açıkça aykırılık teşkil ettiği öne sürülerek”, yapılan itirazların, “Kurulumuzca incelenmesine engel bir sorun görülmediği” sonucuna vararak, işin esasına ilişkin karar oluşturmuştur.
Bu çerçevede, YSK’nın, Konya, Gümüşhane, Karaman ve Karabük gibi dört ildeki Baro Başkanlığı seçimine ilişkin kararlarında şöyle bir tespit yer almıştır;
“Yasanın 96. maddesiyle getirilen baro başkanlığının iki dönemden fazla olamayacağı yolundaki sınırlamanın, 4667 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 02.05.2001 tarihinden önceki dönemleri de kapsayıp kapsamadığı konusu, uyuşmazlığın özünü oluşturmaktadır.
4667 sayılı Yasa ile 96. maddeye eklenen hükümle, baro başkanlığı süresini en çok iki dönemle sınırlayan genel bir düzenleme getirilmiştir. Bu iki dönemi, Yasanın yürürlüğünden önce tamamlamış olanların, genel kuralın dışında kalmaları, ancak “geçici bir madde ile buna olanak veren istisnai bir düzenleme yapılması” ile mümkün olup, Yasada bu imkanı veren geçici bir madde bulunmamaktadır.”
Aynı nitelikteki bu kararlardan “Karabük Kararı’ YSK sitesinde “İLKE KARARI” olarak yayınlanmıştır.
Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’ndaki düzenleme de, YSK tarafından aynı şekilde yorumlanmıştır.
İlke Kararı, o belirlemeden sonra şöyle devam etmektedir :
“Bütün bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi, yukarıda belirtilen 96. madde hükümlerine uygun olarak Av. Ali Çetin AYGÜN’ ün iki dönem üst üste Baro Başkanlığı yapması sebebiyle, Karabük Merkez İlçe Seçim Kurulunun 25.10.2004 günlü, 22 ve Karabük İl Seçim Kurulunun 01.11.2004 günlü, 8 sayılı kararlarının kaldırılmasına ve yeniden seçim günü tayin edilerek seçimin yenilenmesine, ayrıca 1136 sayılı Kanunun 96. maddesi uyarınca Av. Ali Çetin AYGÜN’ ün yenilecek olan Baro Başkanlığı seçiminde tekrar aday olamayacağına …”
Sonuç itibariyle YSK, kendi sitesinde yayınlanmış olan İlke Kararı’nın arkasında durursa, Recep Tayyip Erdoğan’ın adaylık başvurusunu reddedecektir. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında 2017 yılında yapılan değişiklik sırasında, iki dönem sınırlamasının değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren uygulanacağı yönünde geçici bir madde de eklenmemiştir.
Yüksek Seçim Kurulu, başvuru hakkında karar verirken, sitesinde bulunan içtihat niteliğindeki İlke Kararını emsal alarak ve arkasında durarak karar verirse, Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olma başvurusu reddedilecektir. YSK’nın bu şekilde karar vereceği kanaatindeyim.
Ancak YSK kendi sitesinde yayınlanan ve ‘ilke kararı’ olarak bilinen kararları ile çelişen yeni bir karar alması halinde ise, aldığı kararın siyasi olduğu yönünde haklı tartışmalara zemin yaratacak ve meşruiyeti sorgulanacaktır.
Orhan Kılıç

